Neredeyse tüm yurtta tarımı don vurdu. Şubat ayında yaşanan zirai donun etkisi henüz geçmemişken 36 ilde etkili olan nisan donu üreticiye darbe vurdu. Malatya, Elazığ, Denizli, Manisa, Uşak ve Karadeniz’in birçok bölgesinde etkili olan don; kayısı, üzüm, fındık, narenciye olmak üzere çok sayıda bahçe ve tarlaya yüzde 100’e varan zarar verdi.
Üreticiler yıllardır değişmesini istedikleri tarım politikalarının altında ezilirken TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, zirai donun etkili olduğu illerin acil olarak afet bölgesi ilan edilmesini ve Tarım Sigortaları Havuzu’na (TARSİM) dahil olamayan olmayan üreticilerin de zararlarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini belirtti.
BirGün gazetesindeki habere göre; Suiçmez, “Zirai don olayı; kayısıdan fındığa, elmadan patatese, şeker pancarından üzüme kadar değişik oranlarda ciddi zararlar verdi. İster istemez, donun da etkisiyle meyve ve sebzede arz açığı ortaya çıkacak. Bu da fiyatların iç piyasada yükselmesine yol açacak. Aynı zamanda kayısı, fındık, üzüm gibi ürünler ve sebzeler olmak üzere, bunlar bizim kendimize yeterli olduğumuz, fazlamızın olduğu ve yurt dışına ihraç ettiğimiz ürünler. Dolayısıyla ihracat gelirlerinde de bir azalma gündeme gelebilecek. Sonbaharda da yaşadık, yaz aylarında da daha çok gündeme gelecek olan kuraklık da var. Ve maalesef, sulama dahil, yeterli önlemler alınamadığı için kuraklık da yine ürün fiyatlarını iç piyasada yükseltecek” diyerek yaşanan zirai don olayının ülkede yaratacağı etkiyi özetledi.
Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) ve TARSİM’e kayıtlı olmayan çiftçilerin de çok ciddi hasarlarının olduğunu, bu nedenle afet ilanının şart olduğunu söyleyen Suiçmez, “TARSİM’e kayıtlı çiftçi sayısı maalesef çok fazla değil. Böylesine kuvvetli donun olduğu, geniş alanlarda, büyük alanlarda hissedilen yerlerde, TARSİM’e kayıtlı üreticiler hasarlarının belli bir bölümünü karşılayabilecek iken diğer üreticilerin zararlarını kim karşılayacak? Gerek TARSİM, gerek Tarım Bakanlığı hiç gecikmeden gerçekçi biçimde hasar tespitlerini yapmalı. Uygulanan kemer sıkma politikalarında her yere para varken tarıma yok. Genel anlamda destekler, girdiler, düşük tutulan alım fiyatları dahil… Bu anlamda, afet bölgesi ilan etmekten iktidar sürekli kaçınıyor. Kuvvetli donun olduğu, yaygın olduğu alanların hiç gecikmeden, ekonomik gerekçelere sığınmadan afet bölgesi ilan edilmesi gerekir. Dolayısıyla afetten etkilenen tüm çiftçilerin gerekli desteği alması gerekir” dedi. Çiftçilerin bankalara borçlarının devamlı arttığını hatırlatan Suiçmez, borç faizlerinin silinmesi ve anapara ödemelerinin ertelenmesi çağrısı yaptı.
Suiçmez son olarak şunları söyledi: “Üretimde iklim etkileri elbet olacak ama şu anda olan ve gelecek aylarda yaşanacak gıda enflasyonunun, dış ticaretteki pazar kayıplarının nedenini iklime bağlamamak lazım. Bunlar olmadan önce de Türkiye’deki toplam destek bütçesi yetersiz. Destekler geciktiriliyor. Girdilerde dışarıya bağımlıyız. KDV, ÖTV indirimi dahil; mazotta, gübrede, tohumda, ilaçta, yemde çiftçi lehine bir indirim yok. Sulama suyu, elektrik maliyetleri yüksek, işçilik yüksek. Daha da önemlisi, geçen yıl olduğu gibi TMO’nun (Toprak Mahsulleri Ofisi), Çaykur’un üretim maliyetinin altında alım fiyatı açıklayarak çiftçinin zarar etmesini hızlandırması. Biz diyoruz: Tarımdan tasarruf edilmez. Üreticiye verilecek destek, tüketiciye de verilecek destektir. Bu mağduriyetin sorumlusu iklim değil, günah keçisi zincir marketler değil, yanlı ve yanlış tarım politikalarıdır.”
Don, Düzce, Ordu, Giresun, Sakarya gibi kentlerde fındık bahçelerini vurdu. CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ordu’nun Kabadüz ilçesinde bir fındık bahçesine giderek 200-250 metre rakımlı bölgeleri zirai don vurduğunu söyledi. Adıgüzel, Ordu’nun birçok bölgesinde yüzde 100’e varan zarar olduğunu, gittikleri bahçedeki ağaçlarda meyve olmadığını aktardı. Adıgüzel, üreticinin tüm zararının karşılanarak, zirai dondan etkilenen kentlerin acilen afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini belirtti. CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun da Ulubey’de bir fındık bahçesinden yaptığı açıklamada 200-300 milyon dolarlık bir kayıp beklendiğini vurgulayarak “Acilen zirai dondan etkilenen üreticilerimiz için destek paketleri açıklanmalı ve TMO üreticilerimizi koruyacak fiyatları açıklamalıdır. Yıllardır kokarca böceği istilası ve düşük taban fiyatlar ile tek başına mücadele eden üreticilerimizin canına tak etmiştir. Bıçak kemiğe dayanmıştır” dedi.
Donun vurduğu kentlerden olan Malatya, dünya kayısı üretiminin adeta başkenti konumunda. Malatya ile birlikte Elazığ ve Erzincan’dan oluşan üretim bölgesinde, dünya kuru kayısısının yüzde 90’a varan kısmı üretiliyor. Malatya’da geçtiğimiz yıl 658 bin 237 ton yaş, 107 bin 517 ton kuru kayısı üretildi. Ancak bu yıl don, rekolte ve verim endişelerini beraberinde getirdi. Milyonlarca ağaç, çiçeklenmişken dondan etkilendi. Malatyalı kayısı üreticisi Ahmet Oymak yaşanan süreci “Mart ayının sonlarına doğru havaların ısınmasıyla beraber normal tarihinde kayısılar çiçek açtı. Fakat Nisan ayının ortalarına doğru düşük hava sıcaklıkları ve kar yağışı ile beraber açan çiçekler yandı. Bölgenin tamamında büyük ihtimalle aynı durum mevcut. Bu yıl kayısıyı Malatya genelinde don vurdu ve fiyatlar baya yükselecek gibi duruyor. Büyük ihtimalle dondan dolayı hasatımız yüzde 80 azalacak” diye anlattı. Oymak, “TARSİM’den don sigortası yaptırmadık çünkü küçük üretici olarak sigorta bize pahalı geliyor. Dondan etkilenen şehirlere destek verilse en azından ilaç ve bakım giderleri karşılansa zarar etmektense sıfıra sıfır çıkabiliriz. Ürettiğimizde emeğimizin karşılığını kesinlikle alamıyoruz” dedi.
Elazığ Ziraat Odası Başkanı İbrahim Hacıoğulları da yaşananları depreme benzeterek “Şimdi kayısı, ceviz, badem, denilen bir şey kalmadı. Şeftali ve kiraz havada gitti. Meyve ağacı denilen bir şey kalmadı. Bizim nazarımızda bir deprem daha geçirdik Elazığ olarak. Ümidimiz borcu olan çiftçilerin borçlarının ertelenmesi, faizsiz kredi verilmesidir. Şu anda yaş meyve denilen bir şey kalmadı. Bunların hepsi zirai dondan kaynaklıdır. Üzümler yandı, kayısı, ceviz, kiraz artık olmaz, bunlarda ikinci dönüş yok. Beklentimiz borçların ertelenmesi, faizsiz kredi verilmesidir” dedi.
Tekirdağ’da filiz vermeye başlayan üzüm bağlarında etkili olan zirai don nedeniyle zarar oluştu. Zirai dona karşı nöbet tutan meyve yetiştiricileri, bahçelerinde ateş yakıp sisleme makinesi kullanarak ürünlerini korumaya çalıştı.