Sürgün gazeteci Celal Başlangıç ‘gazetecilik yurdu’ndan sonsuzluğa uğurlandı

Almanya’da sürgünde yaşayan ve bir süredir kanser tedavisi gören gazeteci Celal Başlangıç 3 Mayıs 2024 Cuma günü Köln'de vefat etmişti. Başlangıç için Köln'de cenaze töreni düzenlendi.

FOTOĞRAFLAR: SELAHATTİN SEVİ

Geçtiğimiz hafta vefat eden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önceki dönem Onur Kurulu üyelerinden, Artı TV ve Artı Gerçek’in kurucu yayın yönetmeni gazeteci Celal Başlangıç, Almanya’nın Köln kentinde düzenlenen cenaze merasiminin ardından toprağa verildi.

Nordfriedhof’taki Trauer Halle’deki törende ailesi, yakınları, meslektaşları ve dostlarının yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de hazır bulundu.

Hasan Cemal

Törene Celal Başlangıç’ın eşi gazeteci Ayşe Yıldırım, gazeteciler Hasan Cemal, Can Dündar, Erk Acarer, Ragıp Duran, Kemal Göktaş, Banu Güven ve Hayko Bağdat’ın yanı sıra sanatçılar Suavi ile Ferhat Tunç da katıldı. Törende Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, çok sayıda HDP eski milletvekili, Yeşiller Partisi eyalet milletvekili Berivan Aymaz, Almanya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Genel Başkanı Zeynep Sefariye Ekşi yer aldı.

Yeşiller Partisi Kuzey Ren Vestfalya eyaleti eski milletvekili Arif Ünal’ın açılış konuşmasıyla başlayan törende gazeteciler Erk Acarer, Günay Aslan, Hasan Cemal, Ragıp Duran, Kemal Göktaş, Osman Okkan ve Banu Güven birer konuşma yaptı. Başlangıç’ın ömrü boyunca gerçeğin peşinde koştuğunu ifade eden meslektaları bu yönüyle yeni gazetecilerin yetişmesine örnek olduğunu belirttiler.

‘MESLEKTE USTAMIZ, HAYATIMIZDA ABİMİZ’

Gazeteci Günay Aslan törende yaptığı konuşmada, “Celal abi bizim ustamız, özel hayatımızda abimiz; hayatı paylaştığımız dostumuz ve yoldaşımızdı. Hep Celal abinin sürgünde öldüğü gibi bir şey söyleniyor ya, ben o söyleme katılmadığımı bir kere daha ifade etmek isterim. Çünkü Celal abi gazetecilikle iç içeydi. O hep yanımızda olacak. Ben Celal abi gibi bir abiyi ve ustayı tanımaktan dolayı onur duyuyorum.” dedi.

Celal Başlangıç’ın hayatı boyunca Kürtler ve başka haksızlığa uğrayanlar için mücadele ettiğini hatırlatan Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bana Türk muamelesi yapma diyordu. Çünkü Celal Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez bu etnik kimliklerin hiçbirine sığmayan biriydi. Hepsinin üstünde, ötesinde bir insandı. İnsan odaklıydı da insanı merkeze alan bir bakış açısı vardı. Celal birine baktığı zaman Kürt mü Türk mü görmüyordu, sadece insan görüyordu. Bu yüzden o ülkede, inkarcı Türk Devleti’nin resmi görüşüyle kendi arasına kalın bir çizgi çekmişti. Devletin şovenist, militarist sistemi, onun egemen siyaseti, kalemşörleri, üniversiteleri ile arasında kalın bir çizgisi vardı. Celal, devletin ne söylediğine değil, bu söylemin altında neyi gizeliğine bakardı. O, gerçeğe ışık tuttu. Kürtlere yapılan zulme ışık tuttu. Bedelini de ödedi ancak tarihin sayfalarında da kendine çok saygı bir edindi. Aynı şekilde Kürt halkının kalbinde de saygı, seçkin bir yer edindi. Kürtlere her zaman koruyacakları onurlu anlamlı bir miras bıraktı.”

Günay Aslan, daha sonra Celal Başlangıç’a Kürtçe ifadelerle veda etti.

HASAN CEMAL O HABERİN HİKÂYESİNİ ANLATTI

3 Mayıs Gazeteciler Günün’nde yaşamını yitiren Başlangıç için düzenlenen törende, Başlangıç’ın Cumhuriyet gazetesinde çalışırken gündemi belirleyen Yeşilyurt köylülerine dışkı yedirilmesi haberini hatırlatan dönemin Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Hasan Cemal, “Celal çok iyi bir gazeteciydi, çok iyi bir insandı. Huzur içinde uyu kardeşim, seni hep iyi hatırlayacağız” ifadelerini kullandı.

Köylülere dışkı yedirilmesi olayı ile ilgili süreci anlatan Cemal, şunları söyledi:

“1989 yılı Ocak ayıydı. Bir gece vakti telefon, Celal arıyor. ‘Bok yedirmişler’ dedi. ‘Ne boku Celal’ dedim. ‘Hasip Kaplan’ın dilekçesi var elimde. Köylüler dilekçe vermişler. Hepsi imzalı altında. Ondan sonra bütün köy, muhtar, herkes…’ Haber geliyor. Diyorum ki buna önce biz sadece dilekçeyi koyalım. Hiç yorum yapmadan Hasip Kaplan’ın savcılığa verdiği dilekçeyi koyalım.

Koyduk. Ben de bir yazı yazdım Cumhuriyet’in birinci sayfasından ‘Gerçek neyse ortaya çıksın’ diye. Fakat o arada haberde bir bölümü koymadık. Çünkü bekleyelim aşama aşama gidelim dedik. İstifa etmeye kalktı Celal. Aradım hemen ‘Dur’, dedim ‘Ne istifası?’ Böyle bir tartışma geçti. Klasik gazeteci ve müdür tartışması. Durdu. Dört gün sonra, olay gerçek, dışkı yedirdiler diye, o dönem Başbakan olan Turgut Özal açıkladı. Özal’ın manşetteki açıklamasını hiç unutmuyorum. Dünyalar bizim olmuştu. Biz gazeteci milleti böyleyizdir. İnsanlara bok yediriliyor, bunun haberini yapmaktan heyecan duyuyoruz. Bunu yapan da Celal.Celal adam gibi adamdı. Çok iyi bir gazeteciydi, çok iyi bir insandı. Huzur içinde uyu kardeşim. Seni hep iyi hatırlayacağız.”

Gazeteci Ragıp Duran ise, vefat eden Celal Başlangıç için Almanya’da ve Türkiye’de çok farklı programlar yapılacağını duyurdu. Duran, “Biz onun ruhunu, anısını, özellikle de mesleki mirasını devam ettirmek için daha bugünden, bir haftadan beri çeşitli fikirler, projeler üretiyoruz.” dedi.

‘TÜRKİYE’Yİ SEVENLER VE SOYANLARIN MÜCADELESİ’

Can Dündar da, Türkiye’yi ‘sevenler’ ve ‘soyanlar’ olarak ikiye ayırdığı konuşmasında, “Türkiye’yi sevenler soyanları sorguladıkça soyanlar sevenleri hapsediyor.” ifadelerini kullandı.

Erk Acarer, Celal Başlangıç için, “Sadece gazeteciler için değil, herkes için Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi insanlardan, en iyi gazetecilerden biriydi Celal abi.” diyerek, “Onunla çalışma onuruna bir aşamada sahip olduğum için çok mutluyum. Artı TV’de ve Artı Gerçek’te çok büyük bir mücadele verdi. Sürgünde Türkiye’de iyi gazeteciliğin nasıl yapılacağını insanlara gösterdi. Çok büyük zorluklarla, çok büyük mücadelelerle yarattığı bu kurumlar keşke yaşasa ve keşke daha da büyüseydi. Celal abimin bize bıraktığı miras daha iyi bir ülke için, daha iyi bir memleket için.” şeklinde konuştu.

Yazar ve yönetmen Osman Okkan 17 yıllık bir sürgün hayatından sonra Türkiye’ye döndükten sonra Celal Başlangıç ile Kürt illerine yaptıkları seyahati paylaştı.

‘GAZETECİLİĞİN NASIL YAPILACAĞINI GÖSTERDİ’

Törende konuşan gazeteci Kemal Göktaş, şunları söyledi:

“İki tür gazeteci var. Biri ün için, kariyer için, para kazanmak için bu mesleğe girenler. Bir de efkarı memleket olan, ne olacak bu memleketin hali sorusuna bir yanıt üreterek gazeteci olanlar. Celal abi bu ikincilerdendi ve en iyilerdendi.

Ben üniversitede öğrenciyken açlık grevinde ölen arkadaşımın hikayesini yazdığı gün tanıştım Celal abiyle. Sonrasında hep takip ettim. Kürt’ten, ezilenden, işkence mağdurundan, ifade özgürlüğü kısıtlanandan, emeği sömürülenden yana oldu. Sadece gazeteciler için değil, herkes için Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi insanlardan, en iyi gazetecilerden biriydi Celal abi. Onunla çalışma onuruna bir aşamada sahip olduğum için çok mutluyum. Artı TV’de ve Artı Gerçek’te çok büyük bir mücadele verdi. Sürgünde Türkiye’ye, Türkiye’de iyi gazeteciliğin nasıl yapılacağını insanlara gösterdi.”

‘O HABERİN DOĞRU OLDUĞU ANLAŞILINCA MASAMDA AĞLADIM’

Banu Güven ise, Celal Başlangıç ile 1989’da Cumhuriyet Gazetesi’nde Yeşilyurt haberini yayınladığı sırada tanıştığını, o sıralarda çiçeği burnunda bir gazeteci olduğunu ve yabancı basına fixer’lık yaptığını söyledi. Güven, “Çok sarsıcı bir haberdi bu benim için. Ve bütün o süreci çok yakından izledim. Ve sizin sözünü ettiğiniz o açıklama geldiğinde Turgut Özal’dan haber sürecinde izlediğim için oturup hüngür hüngür masada ağladığımı ve Celal Başlangıcı’a minnet duyduğumu hatırlıyorum. Celal Başlangıç beni bugünkü gazeteci yaptı ve daha nicelerini. Evrensel gazetesinin eski genel yönetmeni arkadaşımız Fatih Polat, üç kuşak gazeteciyi o etkiledi demişti. Daha çoğunu da etkilemeye devam edecek burada.”

Ayşe Yıldırım’ın eşi Celal Başlangıç’a vedası duygulu anların yaşanmasına neden oldu.

Başlangıç’ın gazeteci eşi Ayşe Yıldırım’ın konuşma yapmak yerine törene katılanların önünde eşiyle vedalaşması katılımcıları duygulandırdı. Mezarı başında ise törene katılan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı ve Evrensel yazarı Şebnem Korur Fincancı, aydınlık yarınlar için mücadeleye devam edeceklerinin sözünü verdi.

CELAL BAŞLANGIÇ KİMDİR?

Celal Başlangıç 1956 yılında İstanbul’da doğdu. Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’ndan 1978 yılında mezun oldu.

Gazeteciliğe 1975 yılında Ege Ekspres gazetesinde başladı. Daha sonra sırasıyla Demokrat İzmir (1977) ve Politika (1979) gazetelerinde çalıştı. 1980’lerde Cumhuriyet gazetesinin Adana Bölge Temsilciliği, İç Politika Servis Şefliği, Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı.

Evrensel gazetesinin kurucu genel yayın müdürü oldu. Radikal gazetesinin kurucuları arasında yer aldı. T24, Gazete Duvar, bianet ve Haberdar’da yazdı.

90’lı yıllardaki hak ihlallerine dair haberleriyle bilinen Başlangıç, 2017 yılının başında Almanya’ya gitti, Türkiye’de oluşturma çalışmalarına başladığı Artı TV ve Artı Gerçek internet sitesini Almanya’da kurdu.

Celal Başlangıç, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra KHK ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan bir günlük “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldığı gerekçesiyle 13 gazeteci ve yazar hakkında açılan davada yargılanmıştı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2019 yılında Başlangıç’a ‘propaganda’ suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Yargıtay Başsavcılığı, davanın temyiz aşamasında olduğu 2022’deki tebliğname ile cezanın bozulmasını isteyecekti.

Başlangıç, 2017 başında Almanya’ya gitmiş, temelleri Türkiye’de atılan Artı TV ve Artı Gerçek’i burada kurmuştu.

Hakkında Artı Tv de yer alan haber ve yazılar nedeniyle çok sayıda soruşturma açıldı. Pasaportu iptal edildi.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Çok sayıda gazetecilik ödülü sahibi olan Başlangıç’ın “Kanlı Bilmece”, “Hayatın Rengi Gökkuşağı”, “Hayata Söylenmiş Şarkılar”, “Korku Tapınağı”, “Trilye’den Yusufeli’ne Adatepe’den Derik’e Hayat Ağacıyla Yaşayanlar” isimli kitapları bulunuyor. .

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com