Soru çok, yanıt yok: Yangın faciasında ihmalleri konuşmak yasak

Kartalkaya'daki yangın faciasının ardından gelişmeleri aktarmaya çalışan Sözcü TV muhabiri Barış Yalınkılınç, RTÜK'ün 'yayın yasağı'na takıldı. Yalınkılınç, Fatih Portakal'ın sorduğu sorulara "Yayın yasağından kaynaklı maalesef cevap veremeyeceğim" diyerek yanıt verdi. Fatih Portakal ve Barış Yalınkılıç arasındaki diyalog sosyal medyada gündem oldu.

  • ü
  • 21 Ocak 2025
  • ü
  • Gündem

Bolu’nun Kartalkaya ilçesinde 66 can kaybının yaşandığı otel yangınının ardından söndürme ve soğutma çalışmaları tamamlanırken bölgeden gelişmeleri aktaran Sözcü TV muhabiri Barış Yalınkılınç, Sözcü TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal’ın sorduğu birçok soruyu RTÜK yasağı nedeniyle yanıtsız bırakmak zorunda kaldı. Yalınkılıç ve Portakal arasındaki “haber verememe” diyaloğu sosyal medyada gündem oldu.

Portakal’ın peş peşe sorduğu sorulara “Yayın yasağından kaynaklı maalesef cevap veremeyeceğim” diyerek yanıt verdi. Portakal da RTÜK’ün kararına tepki gösterdi.

İşte o yayındaki diyaloglar:

Fatih Portakal: Barış Yalınkılınç orada ve bizi bekliyor. Yanan otelin arka tarafında ve bize şu anda olan biteni anlatacak. Neler yaşanıyor şu anda?

Barış Yalınkılınç: Şu anda yangına dair söndürme işlemleri tamamlandı ve soğutma çalışmaları yapılıyor. Diğer yandan ise arama-tarama işlemleri otelin içinde devam ediyor. İçişleri Bakanı’nın açıklamasına göre…

Fatih Portakal: Peki, ruhsatı kim verdi? Bu otele ruhsatı kim verdiğine dair bir bilgi var mı?

Barış Yalınkılınç: Maalesef konuyla ilgili bir yayın yasağı var. Bu konuda bir bilgi paylaşamayacağım sizlerle.

Fatih Portakal: Peki burası bakanlığa mı ait, belediyeye mi? Bu konuda bir bilgi verebilir misin bize?

Barış Yalınkılınç: Buranın bir turizm alanı olduğunu söyleyebilirim sadece. Onun dışında buranın yetkilisinin kim olduğuyla ilgili bir şey şu an için söyleyemem.

Fatih Portakal: Denetimler yapılıyormuş. Bununla ilgili bilgi paylaşabilir misin?

Barış Yalınkılınç: Paylaşabilirim. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, buraya iki kere denetim yapıldığını söyledi. İki denetimde de itfaiyenin “yangınla ilgili bir problem yoktur” içerikli bir rapor verdiğini açıkladı.

Fatih Portakal: Peki, yangın merdivenleri yeterli mi?

Barış Yalınkılınç: Bu konuda da yine yayın yasağından dolayı sadece Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un içeride iki tane yangın merdiveni olduğunu söylediğini aktarabilirim.

Fatih Portakal: Gözünle görebildin mi sen?

Barış Yalınkılınç: Yangın merdivenlerinin içeride olduğu söylendi. Ben dışarıda bir yangın merdiveni göremedim.

Fatih Portakal: Ahşap malzeme kullanılmış. Arkada da görüyoruz. Bu normal miymiş peki? Bunun bilgisini paylaşabilecek misin?


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Barış Yalınkılınç: Maalesef yayın yasağından dolayı bu konuda da sizlerle bilgi paylaşamayacağım.

Fatih Portakal: Peki, insanlar camdan çarşafları sarkıttılar kurtulmak için. Bununla ilgili bir şey anlatabilecek misin?

Barış Yalınkılınç: Maalesef yayın yasağından dolayı bu konuda da bir şey söyleyemeyeceğim.

Fatih Portakal: Arkadaş, içeride yangın söndürme sistemleri devreye girmiş mi girmemiş mi? Onu anlatabilecek misin bize?

Barış Yalınkılınç: Maalesef bu konuda da yayın yasağı olduğu için bir bilgi paylaşımı yapamayacağım. Resmi açıklamalarda bununla ilgili bir şey söylenmedi. Söylenseydi burada aktarabilecektim.

Fatih Portakal: Peki, yangın söndürme sistemi devreye girmiş mi?

Barış Yalınkılınç: Resmi açıklamalarda bununla ilgili bir şey söylenmediği için maalesef bu konuda da bir şey söyleyemeyeceğim.

Fatih Portakal: Barış, muhabir olmak nasıl bir duygu? Bir şey anlatamayınca muhabir olmak nasıl bir duygu?

Barış Yalınkılınç: Evet, muhabir olmak çoğu zaman çok keyifli bir duygu. Ancak şu anda aktarabileceklerim oldukça sınırlı.

Fatih Portakal: Sadece olanı anlattı bize. Sadece ne arkasında ya da gözüyle ne görüyorsa onu anlattı Barış Yalınkılınç. Teşekkür ediyorum. Sabahtan itibaren oradaydı.”

FATİH PORTAKAL’DAN SERT ELEŞTİRİ

Fatih Portakal, yayın yasağını şu şekilde eleştirdi:

“İşte böyle bir şey. Düşünsenize, bizi izleyen yurttaşlar, o kadar çok cevapsız soru var ki… İşte onlardan bazıları: Ruhsatı kim verdi? Bakanlık mı, belediye mi sorumlu? Denetim yapılıyor mu? Yangın merdiveni içeride mi, dışarıda mı?

Yangın merdiveni neden yok? Belediye 2007 yılında ruhsat vermiş, belediyeyi suçlayan bir Turizm Bakanı var. Ahşap malzeme neden kullanılmış? Yangın alarmı çalışıyor muydu? Neden merkezi bir itfaiye yok?

Yani bu soruları çoğaltabiliriz. Ya da otel sahibiyle bakanlık arasındaki ilişki nedir? Bunların hiçbirini sorgulayamayacağız. Orada muhabir olarak bulunan arkadaşımız, bu soruların cevaplarını verebilirdi eğer bu yasak olmasaydı. Çünkü Barış bize neden paylaşamıyor biliyor musunuz? Aslında belki çoğu sorunun cevabı var. Ama yasak var!

Ve öyle bir yasak ki, bu yasağı öyle keskin çizmişler ki… Şöyle diyor, bakın: RTÜK’ün yayın yasağı… “Resmi kaynakların verdiği bilgiler haricinde herhangi bir yorum…” Parantez açılmış: “…uzman görüşü, her türlü yorum, röportaj, otel çevresinde mağdur yakınları veya diğer vatandaşlarla bilgilendirme kesinlikle yapılmayacaktır. Yayınlarda yangın anına ve otelin içine ait görüntüler paylaşılmayacaktır. Yalnızca otelin dış çekiminden anlık görüntüler paylaşılabilecektir.”

Tek tip bir yayıncılık istiyorlar. Tek tip bir düşünce sistemi istiyorlar. “Benim gibi düşüneceksin, benim istediğimi yazacaksın, benim istediğimi söyleyeceksin.” Ondan sonra Barış ve onun gibi birçok insan da elindeki bilgiyi, aklındaki bilgiyi sizlerle paylaşamayacak. Buna da diyorlar ki, “hukuk devleti.” Buna da diyorlar ki, “dezenformasyonu önlemeye çalışıyoruz.”

Hadi canım siz de! Bizimle dalga geçmeyin Allah aşkına. Siz geçmişte neden ders aldınız ki çok merak ediyorum? Aladağ yangınından mı ders aldınız? Soma’dan mı ders aldınız? Çorlu’dan mı ders aldınız? Depremden mi ders aldınız? Hiçbir şeyden ders almadınız. İliç’ten de ders almadınız.

Ve hepsinde sadece amaç susturmaktı. Sadece amaç, sussunlar ve konuşmasınlar. Sadece amaç, ihmallerin, hataların ya da yanlışların konuşulmamasıydı. O kadar. Ama gün gelecek, inanın bana, bu defterlerin hepsi açılacak. Neden konuşulmadığı, neden olmadığı, neden susturulduğumuz… Umarım o gün geldiğinde mutlaka konuşulacak.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com