Yılın üçüncü çeyreğinde 89 gazeteci ve 1 gazete hakkında açılmış 70 dava görüldü. Bu davaların ikisinde 9 gazeteci toplamda 50 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca yine son 3 ayda, gazetecilere yöneltilen tehdit ve hedef gösterme vakalarında endişe verici bir artış gözlemlendi.
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) bünyesinde çalışmalarını sürdüren Expression Interrupted, ‘İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi’ raporlarının yenisini yayımladı.
Dava takip çalışmaları ve açık kaynak araştırması sonucunda elde edilen veriler ışığında hazırlanan rapor, 2024’ün Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsıyor.
Yılın üçüncü çeyreğinde ilk derece mahkemelerinde 89 gazeteci ve bir gazete hakkında açılmış 70 dava görüldü. Davaların 23’ü ağır ceza, 39’u asliye ceza, beşi asliye hukuk, ikisi asliye ticaret mahkemelerinde görülürken, bir yeniden yargılama ise bölge adliye mahkemesi ceza dairesinde görüldü.
Görülen 70 davanın 17’si karara bağlandı. Sonuçlanan davaların üçünde toplamda 11 gazeteci hakkında mahkûmiyet kararı çıktı. Bu davaların ikisinde dokuz gazeteci toplamda 50 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasına, birinde ise iki gazeteci toplamda 33 bin 320 TL adli para cezası ödemeye mahkûm edildi. Sonuçlanan davaların 11’inde toplamda 16 gazeteci ise haklarındaki suçlamalardan beraat etti.
Eylül sonu itibarıyla Türkiye’de en az 26 gazeteci tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Gazetecilere bu dönemde görülen davalarda en çok “hakaret/kamu görevlisine hakaret”, “terör örgütü propagandası” ve “örgüt üyeliği” suçlamaları yöneltildi. “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamaları da bu dönemde gazetecilerin en sık karşılaştığı suçlamalar arasında yer aldı.
2024’ün üçüncü çeyreğinde gazetecilere yöneltilen tehdit ve hedef gösterme vakalarında endişe verici bir artış gözlemlendi. Üç ayda gazetecilere yönelik en az 23 engelleme, yasaklama, tehdit, hakaret, hedef gösterme veya saldırı vakası kayda geçerken, maruz kaldıkları tehditler hakkında gazeteciler tarafından yapılan suç duyurularının en az biri takipsizlikle sonuçlandı.
Sinan Ateş cinayeti davasını takip eden beş gazeteci sosyal medyada Ülkü Ocakları genel başkan yardımcısı tarafından “kurşun” göndermeli bir paylaşımla tehdit edilirken, bu paylaşım hakkında bir gazetecinin yaptığı suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.
İktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Sinan Ateş cinayeti davası hakkında medyada yaptıkları yorumlar üzerinden aralarında gazeteci, siyasetçi, akademisyen ve hukukçuların da olduğu toplam 154 kişiyi “kimin hangi gün, hangi saatte, hangi programda, nasıl konuştuğunu, kimlerle konuştuğunu” listeleyerek hedef gösterdi.
Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerin giderek daha geniş alanlara yayıldığı bu rapor dönemine, sosyal medya platformu Instagram’a erişimin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından engellenmesi ve Açık Radyo’nun yayın lisansının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından iptal edilmesi gibi kararlar damgasını vurdu.
RTÜK üç aylık süre içinde muhalif çizgideki üç diğer yayıncıya da toplamda 578.360 TL tutarında idari para cezası ve üç kez program durdurma cezası kesti.
RTÜK bu rapor döneminde yalnızca yayıncılara verdiği cezalarla değil, Başkan Ebubekir Şahin’in açıklamalarıyla da gündemde yer aldı.
Şahin’in “dezenformasyona yol açtığını” ifade ettiği sokak röportajlarının Üst Kurulun “takibinde” olduğuna dair açıklaması ve bu açıklamadan yalnızca birkaç gün sonra bir yurttaşın YouTube’da yayınlanan bir sokak röportajında Instagram’a getirilen erişim engelini ve hükümetin bazı politikalarını eleştirmesi üzerine tutuklanması ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerin giderek daha geniş alana yayıldığının bir göstergesi oldu.
Raporun kapsadığı dönemde Anayasa Mahkemesi, Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından önceki yıllarda beş gazeteye çeşitli tarihlerde yayımladıkları haber içerikleri gerekçesiyle verilmiş resmî ilan kesme cezalarına karşı yapılmış 13 ayrı başvuruyu birleştirerek verdiği kararda, BİK cezalarının Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetti.
Ancak yüksek mahkemenin Evrensel, Cumhuriyet, BirGün, Sözcü ve Tunceli Emek gazeteleri adına yapılmış başvurulara dair verdiği bu kararda Evrensel’in kalıcı olarak iptal edilen resmî ilan yayınlama hakkına ilişkin bir hüküm yer almadı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
BİK tarafından resmî ilan yayımlama hakkı 2022 yılında kalıcı olarak iptal edilen Evrensel gazetesi ile dört yıldan uzun süredir resmî ilan ambargosu uygulanan Yeni Asya gazetesi yılın üçüncü çeyreğinde de bu haktan faydalanamamaya devam etti.