Serdar Öktem suikastında kritik şüphe: ‘Daltonlar’ belgesi, soruşturmayı yönlendirmek için mi sızdırıldı?

Avukat Serdar Öktem cinayetinin kamuoyuna yansıdığı dakikalarda piyasaya sürülen "Daltonlar" iddiasının, soruşturmayı yönlendirmek amacıyla sızdırılmış olabileceği belirtiliyor. Gazeteci Tolga Şardan, "Daha olayın ardındaki asıl gerekçenin ortaya çıkarılmasına gerek kalmadan Daltonlar devreye girmiş ve işaretler “birilerince” başka yöne çevrilivermişti!" diye yazdı.

  • ü
  • 10 Ekim 2025
  • ü
  • Gündem

Serdar Öktem, MHP lideri Devlet Bahçeli ile

Sinan Ateş cinayetinin kritik ismi Avukat Serdar Öktem’in İstanbul Şişli’de öldürülmesinin yankıları sürerken Emniyet ve İçişleri Bakanlığı kaynaklarına yakın bir gazeteci olan Tolga Şardan’dan dikkat çekici bir “Daltonlar” iddiası geldi.

Şardan’a göre daha Serdar Öktem’in suikasta uğradığı bilgisinin yayıldığı dakikalarda piyasaya sürülen “Daltonlar” belgesi ile soruşturma birileri tarafından yönlendirildi. Böylece “asıl gerekçenin ortaya çıkarılmasına da gerek kalmadı.”

Şardan, ortaya çıkan Daltonlar belgeleriyle ilgili kafa karışıklığına da dikkat çekerek, “Belki İstanbul Emniyeti’ni yönetenler de bu kafa karışıklığının devamı yönünde görüşe sahiptir!” diye yazdı.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Tolga Şardan’ın T24’teki yazısının ilgili bölümü şöyle:

‘DALTONLAR BİLGİSİ KISA SÜREDE KARŞILIK BULDU’

“Cinayetle ilgili gelişmeler Ankara’dan izlenirken yaşanan bir ilginç gelişme, meslekte böylesi çokça olayı yakından takip etmiş bu satırların yazarının da dikkatini çekti.

Öktem’in, bir süredir gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’nın farklı ülkelerinde yasa dışı faaliyet yürüten Daltonlar adlı suç örgütünce öldürüldüğü bilgisi yayılıverdi. Bu bilginin kaynağı da az önce okuduğunuz İstanbul Emniyeti OSM şubesinin yazısıydı.

Akabinde hem internette hem de televizyonlarda saldırının Daltonlar adlı suç örgütünce gerçekleştirildiği bilgisi kullanılmaya başlandı. Bu bilgi kısa zamanda karşılık da buldu.

Öncelikle, Öktem hakkındaki resmi yazının, daha Öktem’in hastaneye kaldırıldığı sıralarda yani saldırının henüz ilk saatlerinde ortaya çıkması kuşku uyandırıcıydı. Bu durum, benzer süreçlerde hayatın olağan akışına ters durum olarak değerlendirilir.

‘ANLAŞILAN BELGE EL ALTINDA HAZIRDI’

Bu zamanlamadan anlaşılan; Öktem’in öldürülmesiyle ilgili her şey tamamdı, hatta gerekçeyi kamuoyuna yansıtacak “belge” de el altında hazırdı.

O halde, düğmeye basılmasında sorun yoktu.

Öktem’e yönelik saldırı girişiminin hemen ardından ölümünün kesinleşmesiyle birlikte söz konusu belge de sosyal medya aracılığıyla deyim yerindeyse piyasaya sürüldü aniden!

Daha olayın ardındaki asıl gerekçenin ortaya çıkarılmasına gerek kalmadan Daltonlar devreye girmiş ve işaretler “birilerince” başka yöne çevrilivermişti!

Bu bir.

‘SIRA ÖKTEM’E GELENE KADAR DALTONLAR’IN LİSTESİNDE ÇOK SAYIDA İSİM VARDI’

İkincisi, suikastın gerekçesinin Öktem’in, Daltonlar adlı suç örgütünün rakibi Casperler adlı başka bir suç örgütünden bir kişinin avukatlığını üstlenmesi olarak kamuoyuna yansıtılması da dikkat çekici başka bir konu oldu.

Diyelim ki bundan dolayı Öktem’e yönelik husumet mevcut.

Oysa yeraltı dünyasındaki gelişmeleri yakından takip edenler, iki grup arasında hesaplaşmalar sırasında hedefe alınacak isimler arasında Öktem’den önce gelen isimlerin var olduğunu bilirler.

Yani, böyle bir hesaplaşmada sıra Öktem’e gelene kadar daha epeyce üst düzey isim varken, Öktem’in hedefe alınıp öldürülmesi “karşı tarafın avukatı” tanımıyla sıradanlaştırılamayacak kadar önemlidir kanımca.

Hollanda’dan gelen talimat sonrasında gerçekleştirildiği iddia edilse de, Öktem’in öldürülmesi basit ve sıradan bir mafya hesaplaşması değildir!

SALDIRININ LİDERİNİN ARANMA KAYDI VARMIŞ

Üçüncü ise suikastı gerçekleştirdikleri gerekçesiyle gözaltına alınanların suç sicilleri.

İlk aşamada yakalanan altı zanlının suç sicilleri epeyce kabarık. 6136 sayılı Ateşli Silahlar Yasası’na muhalefet, konut dokunulmazlığını ihlal, uyuşturucu madde bulundurmak, satmak ve kullanmak, hırsızlık, tehdit gibi suçları işledikleri gerekçesiyle haklarında daha önce adli işlem yapılmış zanlıların.

Ancak dikkat çeken bir nokta, hiçbirinin organize suç örgütüyle herhangi bir bağı olmamış şimdiye kadar. Sıradan suçlular gibi görünmeleri, yeni nesil suç örgütlerini yönetenlerin eylemlerde görev verilmesi amacıyla insan kaynağı sağlamadaki en önemli tercihi.

Fakat buna karşın kritik bir başka bilgi var.

Şöyle ki, saldırının lideri konumunda olduğu ifade edilen Sıdar Ö.’nün “arama kaydı” mevcut resmi kayıtlarda.

Yani, firarken bu eylemi gerçekleştirmiş.

Doğal olarak “polis, hakkında arama kaydı bulunan bir kişiyi nasıl yakalayamaz” sorusu akıllara geliyor.

Buna karşın, “koskoca 15 milyonluk şehirde polis bir kişiyi nasıl yakalasın” dediğinizi duyar gibiyim.

Soruya soruyla yanıt verenlere, “ama zaten polisin, jandarmanın işi, var oluş sebebi budur. Suçu olduktan sonra aydınlatmak yerine gerçekleşmeden önlemek asıl başarıdır. Hakkında dört arama kararı bulunan bir kişi yakalanmak istenirse değişik polisiye yöntemlerle yakalanır. Bu tür şüpheliler zaten polisin ajandasındadır. Polis eliyle koymuş gibi bulur” denir.

Ne demişti önceki İçişleri Bakanı; ‘polisin uçan kuştan haberi olur.’

‘ÖKTEM, MHP’Yİ BU KADAR KIZDIRACAK NE YAPMIŞ OLABİLİR?’

Öktem’in cenaze törenine katılanlar, MHP’den hiçbir katılım olmadığına tanık oldular.

Bu tabloyu görenler, “Öktem, MHP’yi bu kadar kızdıracak ne yapmış acaba?” diye sorabilirler.

Yanıt, “Körfez’den bu coğrafyaya doğru esen tuhaf rüzgârlara bakmak” olur!

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER