Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, PKK’nın silah bırakma ve fesih sürecine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yayımladı. Uçum, bu süreci “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun en temel aşaması olarak nitelendirdi ve “Terörsüz Türkiye” kavramının bir hedef değil, yepyeni bir başlangıç olduğunu ileri sürdü.
Uçum açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine atıfta bulunarak, Türklerle birlikte Kürtlerin de bu ülkenin asli kurucu unsuru olduğunun altını çizdi. “Türkiye halkı; Türkler, Kürtler, Çerkesler, Araplar, Aleviler, Sünniler ve diğer tüm toplumsal bileşenlerle Türk Milleti’nin teminatıdır” diyen Uçum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürtlerin de milli devleti olduğunu ifade etti.
Uçum, sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
Baştan belirtelim ki; Terörsüz Türkiye hedefine ulaşarak Türkiye Yüzyılını gerçekleştirmek, Vatanın bölünmez bütünlüğü uğrunda canlarını veren aziz şehitlerimizin yüce hatıralarına bağlılığımızın bir gereği ve temel ödevimizdir.
Görünen o ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük Ülke Liderliğinde, Sayın Bahçeli’nin cesur siyasi öncülüğüyle Devlet inisiyatifi olarak başlayan ve Devlet politikası olarak yürütülen Terörsüz Türkiye gerçeğe dönüşüyor.
Türkiye halkının tüm unsurlarıyla beraber Türkler ve Kürtler emperyalizme karşı verilen varoluş mücadelesinde Kurtuluş savaşını kazanarak ve Türkiye Cumhuriyetini kurarak ebediyete kadar kendi kaderlerini birlikte tayin ettiler.
Atatürk “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” ifadesiyle, Türkler ve Kürtler de içinde, Türkiye halkının tüm bileşenlerinin Türk Milletinin asli unsuru olduğu tespitini yaptı. Bu tespit Cumhuriyetin temel kurucu ilkelerinden biri oldu.
Millet; geçmişi bugünü ve geleceği kuşatan bir kavram olduğu için bugün de bu ilke aynen geçerlidir, yani Türk Milletinin esası Türkiye halkıdır. Türkiye halkı çeşitliliğimizin Türk Milleti birliğimizin güvencesidir. Bugünler Türk, Kürt, Çerkez, Arap, Alevi, Sünni de içinde; Türk Milletinin tüm bileşenlerinin kaderlerinin bir ve aynı, gelecek vizyonlarının tek olduğunun tüm dünyaya gösterildiği günlerdir.
Terörsüz Türkiye için yapılan açıklamaların ortaya koyduğu şudur:
Kürtler, Türk Milletinin asli kurucu bileşenidir.
Kürtler, Türk Milletinin ayrılmaz parçası sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve daimi sahibidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin de Milli Devleti’dir.
Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt yüzyılıdır.
Tam da bu paradigmaya uygun olarak yapılan tüm açıklamalar Terörsüz Türkiye’ye geçişte temel aşamanın tamamlandığını gösteriyor. Ayrıca bu açıklamalar Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti ile bütünleşmesinin tarihsel teyidi ve ilanıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Sayın Bahçeli’nin Türkiye’yi esas alan siyasetteki muhteşem birlikteliği ve uyumu, halkın olağanüstü desteği, siyaset kurumunun sorumlu yaklaşımı, Devletin tüm kurumlarıyla ve tam kapasite olarak sürecin yürütücülüğünü yapması Terörsüz Türkiye’ye geçişin güvencesi olmuştur.
Geldiğimiz noktada Terörsüz Türkiye için şu tespitleri yapmak artık mümkündür:
Terörsüz Türkiye bir sonuç değil yeni bir başlangıçtır. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması ve bu aşamasının sona ermesiyle Türkiye için tarihsel bir yükseliş dönemi başlamaktadır.
Yeni dönem Türkiye’yi her bakımdan güçlendirecektir. Demokrasi ve hukuk alanında kapsamlı reformların yapılacağı, ulusal ve yurtsever demokrasi hukukunun somutlandığı yeni bir aşamaya geçileceği herkesin kabulündedir.
Görüldüğü üzere Kurtuluşla başlayan, Cumhuriyetin ilanıyla tescillenen Kuruluş sürecimiz, Terörsüz Türkiye’ye geçişi takiben yeni anayasa başta olmak üzere kapsayıcı reformların yapılmasıyla tamamlanacaktır. Böylece kuruluşunu tamamlamış Türkiye, Cumhuriyetin ikinci yüzyılını Türkiye Yüzyılı yapma hedefine yönelik büyük yürüyüşüne engelsiz ve daha güçlü bir şekilde devam edecektir.
Halkımızın tüm unsurlarının asli bileşen olduğu birliğimizin teminatı Büyük Türk Milletinin gözü aydın olsun.
Yaşasın Tam Bağımsız ve Milli Birliği Tescilenmiş Büyük Türkiye”