Erdoğan'ın Saray'daki hukuk danışmanı Mehmet Uçum: "Yargı bir fonksiyondur ama egemenliğin bir fonksiyonudur, bizde de milli egemenliğin fonksiyonudur. Bu nedenle bizim yargımız Türk Milleti adına karar verir, insanlık adına değil."
Yerel seçim sonrası Van’da yaşanan mazbata krizi üzerinden bazı AKP’li isimleri “devlet not alıyor” diyerek hedef alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saray’daki hukuk danışmanı Mehmet Uçum, Türkiye’deki yargı kararlarının milli çıkarları ön planda tuttuğunu itiraf etti.
Mehmet Uçum, Anadolu Ajansı’nda çıkan yazısında, “Yargı bir fonksiyondur ama egemenliğin bir fonksiyonudur, bizde de milli egemenliğin fonksiyonudur. Bu nedenle bizim yargımız Türk Milleti adına karar verir, insanlık adına değil. Yani sadece milli devlet teşkilatının bir erki olarak organik değil fonksiyonel olarak da yargının milli karakteri vardır” dedi.
Uçum, uluslararası hukukun ve evrensel insan hakları normlarının, Türkiye’nin iç hukukuna doğrudan uygulanamayacağı da savundu.
Uçum’un yazısındaki ilgili kısım şöyle:
“Yargı bir fonksiyondur ama egemenliğin bir fonksiyonudur, bizde de milli egemenliğin fonksiyonudur. Bu nedenle bizim yargımız Türk Milleti adına karar verir, insanlık adına değil. Yani sadece milli devlet teşkilatının bir erki olarak organik değil fonksiyonel olarak da yargının milli karakteri vardır. Yargının fonksiyonel olarak da milli olması pozitif hukuka göre karar verirken, gerek duyduğunda bir hukuk bakış açısı olarak evrensel hukuk yaklaşımından yararlanmasına da engel değildir. Özetle milli yargı kavramıyla insanlığa ait evrensel hukuk bakışı birbirini dışlayan yaklaşımlar değildir.
‘EVRENSEL HUKUK BİZE UYMAZ’
Buna mukabil Batı’ya ait ve Batıcılığı teşvik eden hukuk anlayışını evrensel hukuk olarak sunan yaklaşımlarla milli yargının bakışının uyumu, Batıcılığa teslim olmadıktan sonra nesnel olarak mümkün değildir. Dünyada birçok milli devletin Batıcılıkla hukuk düzlemindeki çatışmasının ana sebebi de budur.
İlginçtir örnek verilen Batı devletlerinin “ulusal yargı politikaları geliştirmeleri ve uygulamaları” normal karşılanırken, bizde milli yargı kavramından rahatsız olunması da başka bir sorundur. Aslında bizim ihtiyacımız güçlü bir ulusal yargı politikası geliştirmektir. ABD, Almanya, Fransa, İngiltere gibi Batı devletleri bu konuda toplumları baskılayan, bireyleri korkuya dayalı oto-kontrole zorlayan kötü örneklere sahiptir. Ama biz daha iyisini yapabiliriz.
Özetle günümüzün gerçeği şudur; ulusal devletler ulusal hukuktan vazgeçmek istemiyor. Sonuç olarak, insanlığa ait evrensel hukuk bakışından vazgeçmeden milli hukuka ve milli yargıya sahip olmak mümkündür ve günümüzün öne çıkan doğrusu da budur. Başka türlü bağımsız bir ülke olmak ise asla mümkün değildir.”