Sahtecilikte son skandal: 2 bin 691 yabancıya sahte rapor ve dekontla vatandaşlık verildi

Sahte diplomalar, ehliyet sınavları ve kamu atamalarıyla ilgili usulsüzlüklerin ardından şimdi de sahte değerleme raporları ve banka dekontlarıyla Türk vatandaşlığı dağıtıldığı ortaya çıktı. Sadece iki ayrı dosyada 2.691 yabancının bu yöntemle vatandaşlık elde ettiği belirlendi.

  • ü
  • 04 Ağustos 2025
  • ü
  • Gündem

Türkiye son dönemde arka arkaya patlayan sahtecilik vakalarıyla sarsılıyor. Sahte üniversite diplomaları, sahte doçentlik belgeleri, e-imza üzerinden oynanan sınav sonuçları ve şimdi de vatandaşlık karşılığı konut satışlarındaki büyük vurgun… İstanbul merkezli yürütülen soruşturmalar kapsamında, yalnızca kağıt üzerinde var olan ya da gerçek değerinin çok altında kalan konutlar, sahte raporlarla 250 bin ila 400 bin dolar arasında gösterilerek yüzlerce yabancıya vatandaşlık kazandırıldığı tespit edildi.

BU DAHA BAŞLANGIÇ: 870 KİŞİYE SAHTE VATANDAŞLIK

2023 yılında CİMER’e yapılan bir ihbar üzerine İstanbul’da başlatılan soruşturma, 146 taşınmazın usulsüz satış yoluyla 870 yabancıya vatandaşlık kazandırıldığını ortaya koydu. 41 kişi gözaltına alındı, 15’i tutuklandı. Bu dosyada yargılama Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.

İKİNCİ DALGA: 409 KONUTLA 1.821 KİŞİ DAHA VATANDAŞ OLDU

Karar’ın aktardığına göre; soruşturmanın genişletilmesiyle ikinci bir iddianame hazırlandı. İstanbul’un yanı sıra Yalova, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Balıkesir’i kapsayan 409 taşınmazın satışında sahte e-imza ve sahte banka dekontu kullanıldığı tespit edildi. Bu satışlar sonucunda 1.821 yabancıya vatandaşlık verildiği, 74 kişinin vatandaşlık sürecinin ise devam ettiği öğrenildi.

ŞEBEKENİN PARA TRAFİĞİ “ÇEK-YATIR” YÖNTEMİYLE MASKELENDİ

İddianameye göre şebekenin lideri, Zer Group Yönetim Kurulu Başkanı Muammer C. Oğlu Ozan C. ile birlikte hareket ettiği, OC Group İnşaat üzerinden bu faaliyetlerin organize edildiği belirtildi. Vatandaşlık için gerekli döviz girişinin varmış gibi gösterilmesi adına döviz büroları ve banka hesapları arasında “çek-yatır” yöntemiyle sahte işlem döngüleri oluşturuldu. MASAK raporları bu trafiği doğruladı.

TAPU MÜDÜRÜNE RÜŞVET, SAHTE DEKONTLAR, VEKALETLE SATIŞLAR

Vatandaşlık işlemlerini hızlandırmak için tapu müdürlüklerinde görevli personele rüşvet verildiği, örneğin Çınarcık Tapu Müdürü’nün kızlarının hesabına 18 bin TL yatırıldığı bilgisi iddianamede yer aldı. Avukatlar aracılığıyla vekalet alınarak sahte değerleme raporları ve banka dekontlarıyla işlemler tamamlandı.

‘EN ÖNEMLİ TAPE’: 250 BİN DOLARLIK VATANDAŞLIK 40 BİN DOLARA SATILMIŞ

Savcılığın iddianamesinde yer alan telefon konuşmalarında, vatandaşlık edinimi için gereken minimum yatırım bedelinin sağlanmadığı açıkça itiraf ediliyor. Şebeke liderinin “250.000 dolar yerine 40.000 dolar vermişsin… Yasal değil sonuçta yapılan iş” sözleri, sistemli dolandırıcılığı gözler önüne serdi.

KAMU ZARARININ BÜYÜKLÜĞÜ: EN AZ 4.1 MİLYAR TL

Soruşturmada ortaya çıkan tabloya göre, 555 konut üzerinden en az 119 milyon dolar değerinde işlem yapılmış gösterildi. Ancak bu döviz girişinin çoğunun gerçekleşmediği, bu nedenle devletin yaklaşık 102 milyon dolarlık döviz kaybına uğradığı, bunun da güncel kurla yaklaşık 4,1 milyar TL’lik kamu zararına yol açtığı tespit edildi.

SİYASET AYAĞI ORTAYA ÇIKACAK MI?

Vatandaşlık elde eden kişiler arasında Türkiye’ye hiç gelmeyen ya da kısa süreli gelenlerin de bulunduğu, bu kişilerin Türk pasaportu ile yurt dışında faaliyet göstererek Türkiye’nin siyasi itibarı ve uluslararası saygınlığını zedeledikleri yönünde değerlendirmelere iddianamede yer verildi.

Şüphelilere yöneltilen suçlamalar:

-Suç örgütü kurmak ve yönetmek

-Resmi ve özel belgede sahtecilik

-Kamu kurumlarını araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık

-Yabancıların yasadışı şekilde ülkeye sokulması

Kamuoyunda büyük infial yaratan sahte vatandaşlık skandalı, son dönemde art arda patlak veren diğer sahtecilik vakalarıyla birlikte değerlendiriliyor. Sahte doçentlik belgeleriyle akademiye sızmalar, sınav notlarının sistemden değiştirilmesi ve sahte diplomalarla kamuya yerleşmelerin ardından gelen bu yeni ifşa, Türkiye’de devletin kritik alanlarında güvenlik ve denetim zaafiyetlerinin sorgulanmasına neden oldu.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER