Kocaeli Üniversitesi, öğrenci eylemlerini takip eden gazetecilerin kampüse girişini yasakladı.
Sözcü gazetesindeki habere göre; Kocaeli’nin yerel haber sitesi olan Özgün Kocaeli’de muhabir olarak görev yapan Bilge Murat Şenol’un bir arkadaşını ziyaret amaçlı gelmesine rağmen rektörlüğün talimatıyla üniversiteden çıkarıldığı öğrenildi.
Üniversitede yaşadığı olayı anlatan gazeteci Şenol, “Geçmişte bu üniversitede eğitim almış ve mezun olmuş bir gazeteci olarak, bugün karşılaştığım muamele, hem üniversitenin basına karşı tutumunu hem de akademik özgürlük ve ifade hürriyetinin ne hale geldiğini gözler önüne seriyor. Bir süre önce, üniversite içinde başlatılan boykotun haberleştirilmesi amacıyla Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü’ne gittim ancak güvenlik görevlilerinin ‘Rektörlük tarafından talimat var, basın mensuplarını içeri almayacağız’ açıklamasıyla karşılaştım. O gün, öğrenciler sağ olsun, bize gerekli görüntü ve bilgileri sağlayarak bu engeli aşmamıza yardımcı oldular. Bugün yaşadığım olay ise, üniversitenin basın özgürlüğüne olan tutumunun çok daha net bir göstergesi oldu. Bugün, sadece içeride görevli olan bir arkadaşımın misafiri olarak giriş yaptım fakat arkadaşımla otururken güvenlik birimi arkadaşımı arayarak, ‘Bayanın kimliği tespit edildi, kendisinin okula girmesi yasak’ şeklinde bir tavırla karşılaştım” diye konuştu.
Bir ziyaret amaçlı üniversiteye gittiğini belirten Şenol, “Sadece bir ziyaretçi olarak bulunuyordum ve hiçbir şekilde basın faaliyetinde bulunmayı düşünmedim. Zaman zaman üniversite, kendisine yakın basın organlarına, reklamlarını yaptırmak, PR faaliyetleri düzenlemek için çeşitli davetlerde bulunuyor ve bu tür ilişkilerde bulunmaktan çekinmiyor ancak bugün sırf kendilerini eleştiren bir gazeteci olduğum için beni sakıncalı ilan ettiler. Kocaeli Üniversitesi’nin, her türlü eleştiriye açık ve özgür bir ortam yerine, korkakça ve sansürcü bir yaklaşım sergilemesi, hem öğrencilerine hem de kamuoyuna büyük bir darbe vurmaktır. Hem bir basın mensubu hem de eski bir KOÜ gazetecilik öğrencisi olarak, okul sürecimdeki akademisyenlerin bizlere öğrettikleri “basın hür ve özgürdür” ifadesinin, pratikte sadece bir söylemde kaldığının farkındayım ancak bu durumu okuduğum okulun hatırlatması beni bir kez daha üzdü” ifadelerini kullandı.