Papa XIV. Leo, Vatikan'daki Aziz Petrus Meydanı'nda, papalık görevinin başlangıcı için düzenlenen kutsal ayinin ardından Regina Caeli duasını okudu (Fotoğraf: Alberto PIZZOLI / AFP)
Hristiyanlık için bir dönüm noktası niteliğinde olan İznik Konsili’nin 1700’üncü yıldönümü, kiliseler arasındaki birlik arayışı (ekümenizm) açısından bu yıla damga vurdu. İznik’te yapılan anma törenine Papa 14. Leo’nun da katılması, Hristiyan dünyası açısından konunun ne kadar önemli olduğunu açıkça gösteriyor. İlk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yapan Papa, bugün İstanbul’dan helikopterle Bursa’ya bağlı İznik’e giderek özel ayine katıldı.
Bugünkü İznik, antik çağda Nizäa adıyla biliniyordu. 1700 yıl önce, Roma İmparatoru Konstantin döneminde, 325 yılında burada düzenlenen İznik Konsili, kilise tarihinin en belirleyici dönüm noktalarından biri kabul ediliyor. Bu büyük toplantı, bugünkü Hristiyan inancının temel bölümlerini şekillendirdi. Aradan 1700 yıl geçse de Hristiyanlar hâlâ İznik’te yaklaşık 200 piskoposun kaleme aldığı inanç esaslarını okuyarak dua ediyor.
Konsilin toplandığı dönemde Hristiyanlarda büyük ölçüde “inanç birliği” söz konusuydu. Kiliseler arasındaki ayrışmalar daha sonraki yüzyıllarda ortaya çıktı. Paderbornlu Katolik teolog Christian Stoll, DW’ye yaptığı değerlendirmede şöyle diyor: “İznik, antik çağda kiliseyi yönlendiren tüm yetkili isimlerin, imparatorun başkanlığında bir araya geldiği tek konsildi.”
325 yılının tarihsel bağlamı ayrıca dikkat çekiciydi. Bu büyük toplantıyı kararlaştıran ve tertipleyen dinî otoriteler değil, bizzat dünyevi iktidarın kendisiydi. 270-288 yılları arasında doğduğu tahmin edilen Konstantin, 306’dan itibaren Roma İmparatoru, 324’ten sonra ise hem Batı Roma’nın hem Bizans’ın tek hâkimiydi. O yıl itibarıyla kendisini açık biçimde Hristiyan olarak tanımlıyordu.
Konsil iki temel konuya açıklık getirdi. İlki, uzun süren tartışmaların ardından Paskalya Yortusu’nun ortak bir tarihte kutlanmasıydı. Böylece en önemli Hristiyan bayramı, tüm dünyada aynı gün kutlanmaya başladı.
İkinci başlık, İsa Peygamber’in kimliğine dair anlayışın netleştirilmesiydi. “Yeni Ahit’in kendisinde bile bu konuda farklı bakışlar var” diyen Stoll, bu nedenle antik dönemde de “bir dizi teolojik tartışma” yaşandığını hatırlatıyor.
İznik’te varılan sonuç açıktı: Mesih’e “Tanrı” denebilecekti; hem de Hristiyanların “Baba Tanrı” için kullandıkları anlamda. Bu yorum bugün tüm Hristiyan geleneklerinde geçerliliğini koruyor. İnanç metninde İsa Peygamber için “gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı, doğurulmuş, yaratılmamış, Baba ile aynı özden” ifadeleri yer alıyor.
Konsilin 325 yılında tam olarak nerede toplandığı ise hâlâ kesin olarak bilinmiyor. İznik’te ayakta kalan yaklaşık bir düzine eski kilise kalıntısının hiçbiri büyük olasılıkla toplantı yeri değil. Bazı arkeologlara göre toplantı salonu, depremler nedeniyle bugün gölün altında kalmış olabilir. Burada yalnızca birkaç mezar taşı ve kısmi kalıntılar görülebiliyor.
Stoll, “Bu yıldönümüne gösterilen ilgi hem bilim dünyasında hem kiliselerde şaşırtıcı derecede büyüktü” diyor. Yıl boyunca birçok yerde, Hristiyan inancının merkezindeki unsur olan “Tanrı’nın Oğlu İsa’ya iman” yeniden tartışıldı.
Almanya’daki piskoposlukların çoğunda ve uluslararası kilise çevrelerinde yıl boyunca konferanslar ve tartışmalar düzenlendi. Stoll, bu yılki ekümenik etkinliklerde “farklı geleneklerden gelen Hristiyanların aynı inancı birlikte ifade edişini görmenin dokunaklı” olduğunu söylüyor. Stoll’a göre bu, “birlik ve dayanışmanın işareti” ve “kutuplaşma ile çatışmaların sarstığı toplumlarda çok gerekli.”
Nisan 2025’te 88 yaşında vefat eden Papa Françesko, 325 yılındaki olayların ortak anılması için yıllarca çaba göstermişti. Hristiyan birliği onun en önemli önceliklerindendi. Hayatını kaybetmeseydi Türkiye ve Lübnan’ı kapsayan bu ziyareti Mayıs 2025’te Papa Françesco yapacaktı. Şimdi bu görevi, halefi 14. Leo yerine getiriyor.
Papa 14. Leo, Mayıs ayında İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin ruhanî lideri Bartholomeos (85) ile Roma’daki göreve başlama töreni sonrasında bir araya gelmişti. Papa, Türkiye’ye yapacağı üç günlük ziyarette Bartholomeos ile görüşmeler gerçekleştirdi.
Stoll, Papa 14. Leo’nun armasındaki “In illo uno unum” (O bir olanda biz biriz) ifadesinin, Papa’nın Hristiyan birliğine ve Mesih inancındaki ortak temele verdiği önemi gösterdiğini söylüyor: “Papa, İznik Konsili’nin toplandığı yere giderken bu mesajı zaten yanında götürüyor ve orada elbette yeniden vurgulayacak.”
Papa’nın ziyareti öncesinde, Vatikan’ın ekümenizmden sorumlu kardinali Kurt Koch, Katolik Haber Ajansı’na (KNA) konuştu. Koch, Papa 14. Leo’nun İznik’teki törene katılımının “büyük ekümenik öneme sahip” olduğunu belirtti. Törenin daha geniş bir ekümenik çerçevede düzenlenmesi davetinin ise Patrik Bartholomeos’tan geldiği biliniyor.
Bu buluşma, papalık makamına dair yeni bir anlayışın tartışılmasına da kapı aralayabileceğini vurgulayan Koch, makamın ekümenik bağlamda “birlik için hizmet” olarak yorumlanması gerektiğini savunuyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ancak Papa 14. Leo ile Bartholomeos’un İznik’teki buluşmasına ve diğer kilise temsilcilerinin katılımına yönelik olumlu değerlendirmelere rağmen önemli bir eksik var: Yıllardır hem Vatikan’ın hem de Ekümenik Patrikhane’nin Rus Ortodoks Kilisesi ile diyaloğu neredeyse tamamen durmuş durumda.
Moskova Patriği Kirill, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya karşı yürüttüğü kanlı savaşı defalarca kutsadı ve destekledi. Patrik Kirill’in ekümenizme ilgi gösterdiğini söylemek ise bugün için pek mümkün görünmüyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
