Partisinin düzenlediği Yaşam Hakkı mitinginde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yenİ çözüm süreci tartışmasına değinerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Artık sözcünün görevi bitmiştir. Erdoğan çıkıp millete açıklama yapmak zorundadır. Çık artık Bahçeli'yi sözcü kılma ne diyorsan sen söyle" diye selendi.
CHP Genel başkanı Özgür Özel, bugün partisinin İstanbul Beşiktaş’ta düzenlediği ‘Yaşam Hakkı Mitingi’nde gündemdeki konulara ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasının başında mitingin daha önce planlandığını belirten Özel, TUSAŞ saldırısı sonrası mitingin ertelenmesinin gündeme geldiğini ancak mitingi yapma kararından vazgeçmediklerini belirtti. Devlet Bahçeli’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a çağrısına gönderme yapan Özel, “Sayın Erdoğan’ın hâlâ iki kelam etmediğini izliyoruz. Erdoğan’a, Bahçeli’yi sözcü kılma, ne diyorsan sen söyle’ diyoruz” dedi.
Özel konuşmasında şunları söyledi:
Özel konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Bugün yaşam hakkını savunmak için buradayız. Bu iktidar Türkiye’yi herkesi için güvensiz hale getirmişti. Bu iktidar ülkede yurttaşlarını koruyamamaktadır. Kadınlar güvende değildir, gençlerimiz güvende değildir, çocuklarımız güvende değildir, yeni doğan bebeklerimiz bile güvende değildir.”
“2022’de erkekler tarafından 334 kadın 2023’te 315, 2024’ün sadece ilk 10 ayında 325 kadın hayatının baharında katledildiler. Kadınları katilleri kadar korumasızlık öldürüyor. Neredeyse iki kadından biri şiddet görüyor bu ülkede. Kadınların yüzde 70’i geceleri sokakta yürürken kaygılandıklarını söylüyorlar. İki elimizi kaldırarak oy verdiğimiz İstanbul Sözleşmesinden tek bir imzayla, HÜDAPAR’a verdiği sözü tutmak için çekilen kişi, kadınların, çocukların arkasından devleti çeken kişi sorumludur. Tarih önünde sorumludur, mahkumdur. İki yıl önce Enes Kara, devlet yurt sağlamadığı için kaldığı cemaat yurdunda intihar etmişti. Bu iktidar öğrencinin barınma sorununu bile isteye çözmemekte, birtakım yapıların kucağına itmektedir.”
“Çocuklar temizlemekte oldukları vincin altında kalarak MESEM projesi kapsamında can veriyorlar. Bu ülke sekiz yaşındaki Narin’imizi koruyamadı. Evinden 1.5 km uzaklıktaki cansız bedenini buldular, halen daha katilini ortaya çıkaramadılar.
Bu ülke iki yaşındaki Sıla bebeği koruyamadı. Sıla bebeğin şiddet görmesine, istismar olmasına engel olamadı. Hastaneye gittiğinde doğru teşhisi koyamadı. Bir dahaki geldiğinde iş işten geçmişti. Narin’in katilinde de Sıla bebeğin durumunda da savcının bilmediğini bilen iktidar vekilleri, “Söylemeye dilim varmıyor, dostlarım var orada” diyen iktidar vekilleri var. CHP Sıla bebekler yaşasın diye, bir bütün olarak dimdik ayaktadır.”
“Bu sabah, dünyanın en güzel şehri İstanbul’a uyandınız. Maalesef bu ülkede bir sabah uyanıyoruz, 8 yaşında bir kız çocuğu öldürülmüş, bir sabah uyanıyoruz gencecik bir kadın canice öldürülmüş surlarından atılmış bu kentin. Bir sabah uyanıyoruz, el kadar bebekleri cani bir tüccarın karına kurban eden sistem tıkır tıkır işliyor. Bir sabah ormanlarımız içindeki canlarla birlikte yanıyor. Bir sabah uyanıyoruz sokaktaki masum canlar, bu iktidarın getirdiği, sonunda itlaf, katliam dediği bir yasayla sizin hepimizin mücadelesiyle o itlaf lafı oradan çıkmışken, niyet akılda zihindeyken, onlar ki hiçbirisi bu yasayı uygulamayan belediye başkanlarım tehdit altındadır ama asla bu yasayı uygulamayacaktır. Ama iktidar mensupları canlarımızı katletmektedir. Buna sonuna kadar direneceğiz.
“Bir sabah uyanıyoruz akşam olmadan TUSAŞ’a yapılan saldırıyı adeta canlı yayınlarda izliyoruz. Bu milleti koruyamayanlar emanete ihanet edenlerdir. Biz onların dimdik karşısındayız. Biz bu iktidarı düzeltene kadar, bu iktidarın uygulamalarını derhal terk edene kadar, bu ülke kadınlar, çocuklar, bebekler, canlar ve her birimiz için güvenli bir ülke olana kadar, bu iktidarla mücadele edeceğiz, bu ülkeyi tekrar kurtaracağız.”
“Biz bu ülkede toplumsal barışın önünün açılabilmesi için gerekli iradeyi hep koruduk. Bir kişiyi konuşturup, sorunu çözme hesabı yanlış hesaptı. Biz çözüm için Meclis’i adres gösteriyoruz. Bahçeli, Öcalan’a Meclis’i adres gösteriyor. SCumhur İttifakının gizli açılımının ayan beyan sözcüsü Sayın Bahçeli’dir. Sayın Erdoğan’ın hala iki kelam etme cesareti gösteremediğini hayretle izliyoruz. Artık sözcünün görevi bitmiştir. Erdoğan çıkıp millete açıklama yapmak zorundadır. Çık artık Bahçeli’yi sözcü kılma ne diyorsan sen söyle.”
“Bir kişi için ‘umut hakkı’ konuşuluyor. Bu millet için umut hakkı ne zaman konuşulacak? Açlık sınırı altında yaşana emeklilere, asgari ücretlilere, mülakatla elenen gençlere, onlarca sabıkası olanların öldürdüğü kadınlara, yaşam hakkı elinden alanına çocuklara ve bebeklere ne zaman umut hakkını ne zaman tanıyacaksınız? Vera’nın babası Tayfun Kahraman’a Hatay’ın seçilmiş milletvekili Can Atalay’a ne zaman umut hakkı tanıyacaksınız?”