Türkiye’den yurtdışına yönelen nitelikli insan gücünün ardındaki nedenlerden biri, OECD’nin son raporunda açıkça görülüyor. OECD’nin 2024 “Education at a Glance” raporuna göre Türkiye, üye ülkeler arasında ilkokul düzeyinde öğrenci başına en az harcama yapan ülkeler arasında yer aldı. 2021 verilerine göre Türkiye’de öğrenci başına yapılan harcama 4.038 ABD doları seviyesinde bulunuyor. Bu rakam, OECD ortalaması olan 11.902 doların oldukça altında.
Listenin en üstünde yer alan Lüksemburg’da öğrenci başına harcama 25.584 dolar ile Türkiye’nin yaklaşık altı katı seviyesinde. Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Meksika ile birlikte listenin son sıralarında yer alıyor.
Eğitim alanına yapılan yatırımın düşük olması, uzmanlara göre uzun vadede beşeri sermaye oluşumunu olumsuz etkileyebiliyor. Eğitimde fırsat eşitliği ve kaliteli eğitime erişim, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu önemli yapısal sorunlar arasında.
Karar’dan Büşra Akdaş’ın haberine göre, uzmanlar, asıl “beka” meselesinin beşeri sermayenin güçlendirilmesi olduğunu belirtiyor. Nitelikli mezunların yurtdışına yönelmesi ise Türkiye’nin eğitimden elde ettiği potansiyel faydayı azaltan faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
OECD verileri, ülkeler arasında öğrenci başına harcama miktarının ciddi şekilde değiştiğini ortaya koyuyor. Norveç, İzlanda, Danimarka ve ABD gibi ülkeler listenin üst sıralarında yer alırken, Latin Amerika ve Doğu Avrupa ülkelerinin önemli bir kısmı listenin alt sıralarında bulunuyor.
Kadınlar eğitimde erkeklerden daha yüksek başarı oranına sahip olsa da, işgücüne katılımda geride kalıyor. Türkiye’de lise altı eğitime sahip 25-34 yaş arası kadınların istihdam oranı %25 iken, aynı eğitim düzeyindeki erkeklerde bu oran %82. Üniversite mezunu kadınların istihdam oranı %62 iken erkeklerde %87.
Türkiye’de ilkokul düzeyinde eğitim harcamalarının %77’si kamu kaynaklarından karşılanıyor; OECD ortalaması ise %93. Bu oran okul öncesinde %78, yükseköğretimde %72 olarak kaydedildi.
Raporda, eğitim harcamalarının hem miktar hem de kamu payı açısından artırılması, bölgesel eşitsizliklerin azaltılması ve erken çocukluk eğitimine erişimin genişletilmesi gerektiği belirtiliyor.