Eski Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı
Geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz’da oğluyla birlikte öldürülen Erol Olçok’un öldürülmesine Washington’da karar verildiğini öne süren Cumhurbaşkanlığı eski başyaveri Ali Yazıcı’nın bugünkü savunmasını Nihal Olçok da izledi. Olçok’un, “Abdullah Tayyip Olçok’un, Erol Olçok’un suçu neydi?” diye haykırması üzerine Yazıcı, “Erol abinin öldürülmesi Washington’da planlandı, Medine’de onaylandı. 15 Temmuz’da da icra edildi. Rahmetlinin katilleri burada değil, dışarıda.” cevabını verdi. Bu arada Mahkeme, Nihal Olçok’un davaya katılma talebini reddetti.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen Genelkurmay Çatı Davası’nın bugünkü celsesinde, dönemin Cumhurbaşkanlığı başyaveri eski kurmay albay Ali Yazıcı dün başladığı savunmasını tamamladı.
Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre, Nihal Olçok’un da İstanbul’dan gelerek izlediği duruşmanın başlangıcında Ali Yazıcı, “Teröristleri neden konuşturuyorsun?” denilerek Mahkeme Başkanı’na baskı yapıldığını önü sürünce Başkan, “Bize, bana laf söylemeden savunma yap. Baskı falan yok.” uyarısında bulundu.
Medyada kendisi için “terörist” ifadesinin kullanıldığını, bunun da yargılamayı etkileme olduğunu bildiren Ali Yazıcı ise, “Ya bunu engelleyin ya da beni vatandaşlıktan atın. Ben hiçbir dosyayı açmadım, bel altına girmedim. Ahmet Davutoğlu gibi olacak, ama konuşursam yer yerinden oynar.” karşılığını verip şunları söyledi:
“Bugün size FETÖ’cü, cemaatçi, Anadolu insanı kim, bunu anlatmak istiyorum. 15 Temmuz’dan sonra vallahi de billahi de FETÖ’cü, terörist, darbeci aramadılar, Anadolu insanı aradılar. Sorsalar isim isim verirdim. Reis dışında herkese meydan okuyorum; yüreği, bilgisi, inancı yeten varsa, çıksın. Cevdet Yılmaz, Ali Babacan, Adalet Bakanı dahil. Bu konuları Cumhurbaşkanlığı avukatı Süleyman Ayhan’la konuşmak istiyorum. Cezaevine beni ziyarete gelebilir mi?”
Başkanın, ziyaretin Mahkemeyi ilgilendiren bir konu olmadığını, kendisini suçlayanlar hakkında ise dava açabileceğini belirtmesinin ardından Yazıcı, Erdoğan’la arasında geçtiğini iddia ettiği kimi diyaloglardan söz edip, AKP’li bazı isimleri “FETÖ”cü olarak işaret ederken, “Cemaatçiler kim? İsmail Kahraman’ın, Bülent Arınç’ın damatları. Onlar dışarıda. İçeride olan bizler ise tuzağa düşmüş, düşürülmüş Anadolu insanıyız.” dedi.
Mahkeme Başkanı, Yazıcı’nın dava dışındaki kişiler hakkında “FETÖ’cü” ifadesini kullanmasına tepki gösterirken, “Biz senin Sayın Cumhurbaşkanı ile aranda böyle bir konuşma olup olmadığını da bilmiyoruz.” diye konuştu.
Bu arada Nihal Olçok’un, “Abdullah Tayyip Olçok’un, Erol Olçok’un suçu neydi?” diye haykırdığı duyuldu.
Mahkeme Başkanı, “Bağıran kim? Dosyanın tarafı mı?” diye sorup Olçok’un salondan çıkarılması talimatını verdi. Avukatlar ve sanıkların, “Nihal Olçok” cevabı üzerine Başkan, Olçok’tan sessizce dinlemesini isterken Ali Yazıcı, bu defa da şu iddiaları dillendirdi:
“Haksız değil, o bir anne. Ciğeri yanmış bir anne feryat ediyor. Rahmetli Erol Abi’nin, Abdullah Tayyip Olçok’un katili burada değil. Erol Abi’yi çok sevdim. Mert, delikanlı, o kadar güzel bir insandı ki, onun için öldürüldü. Erol Abi’yi ve oğlunu şehit edenleri Allah kahretsin. Onun öldürülmesi Washington’da planlandı, Medine’de onaylandı. Fırsatını bulunca, 15 Temmuz’da da icra edildi. Nihal Hanım’ın ellerinden öpüyorum, önünde saygıyla eğiliyorum. Rahmetlinin katilleri burada değil, dışarıda. Detay isteyeni koğuşuma bekliyorum.”
Ali Yazıcı, 15 Temmuz’da Saray’daki WhatsApp grupları arasındaki yazışmalara, başdanışmanlara girmeyeceğini bildirince Cumhurbaşkanlığı avukatı Süleyman Ayhan, o gruplarda kimler olduğunu sordu.
Yazıcı, “İsim istiyor.” diyerek Mahkeme Başkanı’na baktı. Başkan, “Özel görüşmede açıklarsın.” karşılığını verdi.
Yazıcı şöyle devam etti:
“İlk yargılamalara katılan Cumhurbaşkanlığı avukatı, ‘Biz senin FETÖ’cü olduğunu Nisan 2016’da öğrendik, tespit ettik.’ dedi. Yani terörist olduğumu bile bile Sayın Cumhurbaşkanını bana emanet etmişler. Saray’a DHKP-C’li bir temizlikçi sızmıştı, hemen gönderdiler. Ama beni 4 ay Cumhurbaşkanının yanında tuttular. Aynı avukat, ‘Evet, sen öldürmedin; ama emir verilse öldürürdün.’ dedi. Bu ne ya? Birileri 40 yıl boyunca İstiklâl Mahkemelerine lânet okuduklarını söylüyordu. Şimdi onlara rahmet okutuyorlar. PKK’ya, ‘Silah bırakın, affedeceğiz.’ diyorlar. Benim silahım yok. Ailemde şehitler var. Cezaevinde konuştuğum bir PKK’lı, ‘Çıkınca yine öldüreceğim.’ dedi. Onun televizyonu var, benim yok.”
Araya giren Mahkeme Başkanı, o kişinin ismini sordu. Yazıcı, “Hatırlamıyorum. Hani isim söyleme diyordunuz. İsmini verirsem ben çıkamam, ailem var.” dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim de ‘sayın kurucu önder’, ‘sayın Öcalan’ gibi, ‘sayın Ali Yazıcı’ olmam için ne yapmam gerekiyor? Ben ne bırakayım? O 50 bin kişinin katili. Ben hiç kimseyi öldürmedim. Rahip Brunson’un bırakılmasını istediler, bıraktılar. Müslüman Ali Yazıcı’ya gelince, ‘Hukuk var, çıkaramayız.’ diyorlar.”
Ali Yazıcı savunmasının son bölümünde Emine Erdoğan’a, “Zalim, ailelere, eşlere, çocuklara dokunmasın” şeklinde mektup yazdığını anlatınca Başkan, bir kez daha sözlerine dikkat etmesi uyarısında bulundu.
Ali Yazıcı, bunların UYAP’a girdiğini belirtip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’a 21 Ekim 2024’te yazdığı mektuptan söz ederek, “2 aydır kantin param yok, alışveriş yapamıyorum. Eşim davayı kazandığı halde işine iade edilmiyor. Ben sadece el konulan harcırahlarımı istiyorum. Yurtta Sulh Konseyi suçlamasından beraat ettim, ama hacizler sürüyor. OYAK birikimim, emekli maaşım neden verilmiyor? Söyle arkadaşına, daha fazla üzerime gelmesin.” dediğini söyledi.
Mahkeme Başkanı, “suç unsuru olduğu” gerekçesiyle mektubu okumasına izin vermezken Ali Yazıcı, Erdoğan’a, “ Seni hâlâ devlet başkanı olarak biliyoruz. Sana tuzak kurdular, çok dikkatli olman lâzım.” diye seslenip savunmasını şu sözlerle tamamladı:
“Dua edin, Allah canımı alsın. Bizde intihar haramdır, olmasaydı çoktan etmiştim. Osmanlı asardı, ama ailesine bakardı. Bu nasıl Osmanlı torunluğu?”
Yazıcı’nın savunması bittikten sonra Nihal Olçok, “15 Temmuz şehitleri oğlu Abdullah Tayyip Olçok ile boşandığı eski eşi Erol Olçok için ve iki yetim annesi olarak” davaya katılım talebinde bulundu.
Mütalaası sorulan Savcı, Olçok’un katılım talebinin kabul edilmesini ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme, firari üç sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılmasını ve tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını kararlaştırırken, Yargıtay’ın bozma kararı kapsamında olmadığından Nihal Olçok’un katılım talebini reddetti.”