Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Yüksek Seçim Kurulu'nu eleştirdiği için tutuklanan Nasuh Mahruki hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istendi. Mahruki'ye yöneltilen suçlama 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma'... İlk duruşma 26 Aralık'ta görülecek.
AKUT kurucularından Nasuh Mahruki hakkında, “Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Mahruki hakkındaki davanın ilk duruşması 26 Aralık’ta görülecek.
İddianamede, Mahruki’nin; Türk Ceza Kanunu’nun, ”Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” hükmünü düzenleyen 217-A maddesince cezalandırılması talep edildi.
Mahruki, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Yüksek Seçim Kurulu’nu eleştirmişti.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
İddianamede Mahruki’nin sosyal medya paylaşımıyla ilgili de şunlara yer verildi: “Şüphelinin sosyal medya paylaşımlarında kullandığı ifadeler ile toplumun genelini ilgilendiren ve kamuoyu tarafından yakından takip edilen ‘seçmen kayıtları, yabancılara vatandaşlık verilmesi, yapılan ve yapılacak seçim iş ve işlemlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak devletin kurum ve organları tarafından usulsüzlükler yapıldığı, ölülere oy kullandırıldığı, bir kişiye birden fazla oy kullandırıldığı, sayısız yabancıya yasa dışı vatandaşlık verildiği, ülkemize çok sayıda cihatçı teröristin alındığı ve seçim sonuçlarına göre bu teröristlerin harekete geçirilmesiyle devletin yıkılması ile sonuçlanacak olan iç savaşın çıkacağı’ şeklinde anlaşılmasında duraksama bulunmayan hususları, ülkenin iç ve dış güvenliği ve kamu düzeni ile ilgili gerçeğe aykırı bilgi şeklinde paylaşması ile; halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle hareket ettiğinin, ayrıca eylemin sosyal medya hesabından herkese açık paylaşım şeklinde tezahürü ve söz konusu paylaşımların belirsiz sayıda kişi tarafından görülebilme imkanının bulunması karşısında aleniyet unsurunun bulunduğunun ve nihayet paylaşım içerikleri ve paylaşımların görüntülenme sayıları dikkate alındığında eylemin kamu barışını bozmaya elverişli olduğunun kabulü gerekmekle;…”