DEVA Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, anne ve babaları cezaevinde bulunan beşizleri ve ablalarını ziyaret ettiğini söyledi. Yeneroğlu, Nurcan ve Abdülkadir Arslan çiftinin aylardır haksız şekilde cezaevinde tutulduğunu hatırlattı.
Deva Partili Yeneroğlu, Nurcan ve Abdülkadir Arslan çiftinin çocuklarını ziyaret etti.
DEVA Partisi (Demokrasi ve Atılım Partisi) İstanbul Milletvekili, Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, anne ve babaları cezaevinde bulunan beşizleri ve ablalarını ziyaret ettiğini söyledi. Yeneroğlu, Nurcan ve Abdülkadir Arslan çiftinin aylardır haksız şekilde cezaevinde tutulduğunu, çocuklarnın ise dayılarının yanında çaresiz durumda ailelerine kavuşmayı beklediğini belirtti.
Sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda DEVA Partili Yeneroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bu küçük yaşlarında cezaevindeki anne-babalarının özlemini çekmeye mahkum bırakılan çocukları gördükçe kahrolmamak elde değil…
Nurcan ve Abdülkadir Arslan’la beraber tüm ailenin yaşadığı trajedi sadece onların değil, aynı zamanda on binlerce ailenin hikayesinin de özeti.
Adil yargılanma hakkının yok sayıldığı, temel hak ve özgürlüklerin göz ardı edildiği silahlı terör örgütü yargılamaları Türkiye’nin tekrar hukuk devleti yoluna dönmesinin önündeki en büyük engellerden biri.
Dilerim Arslan çifti bir an önce özgürlüklerine kavuşur ve benzer durumda olan herkes için adil bir yargılama süreci işletilir. Meclis’in yeni yasama yılında öncelikli gündemlerinden biri de KHK meselesi ve silahlı terör örgütü yargılamaları olmalıdır. Artık bu dramlara son vermemiz vicdanen de hukuken de zorunludur.
Dünya tatlısı bu altı çocuğun anne-babalarının dosyalarına ilişkin değerlendirmemi de benzer tüm acılara ayna tutması amacıyla buraya bırakıyorum.”
Yeneroğlu daha önceki paylaşımlarında da söz konusu çocukları sosyal medyada dolaşan videolardan gördüğünü söylemiş, “Videolardan ilki, anne babaları tutuklandığı için ağlayan çocuklardan ibaret. Daha sonra çekilen videoda ise 13 yaşındaki en büyük çocuk; anne ve babasının Edirne’de tutuklu olduğunu, kardeşleriyle birlikte deprem bölgesi Malatya’da dayılarının çadırında kaldıklarını ve okula gidemediklerini anlatıyor…” demişti.
Yeneroğlu, Nurcan ve Abdulkadir Arslan çiftinin tutuklanma sürecini ve çocukların yaşadığı dramı Serbestiyet’e yazdığı yazıda gözler önüne sermişti. Yeneroğlu yazısında şöyle demişti:
“Nurcan ve Abdülkadir Arslan çifti, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında başlatılan soruşturmaların akabinde silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yargılanmış ve bu yargılamalar neticesinde sırasıyla 6 yıl 3 ay ve 9 yıl hapis cezasına mahkûm edilmişler. Çiftin mahkûmiyet gerekçelerine bakılacak olursa; anne Nurcan Arslan’ın dosyasında ByLock kullanımı, ilgili tarihte yasal bir banka olan Bank Asya hesabının varlığı, KHK ile kapatılan bir dershanede 2014-2016 yılları arasında çalışmasına; baba Abdulkadir Arslan’da ise 2007-2008 yıllarından 2012 yılına kadarki bir zaman sürecinde dini sohbetler ve toplantılar düzenlemesi, yardım toplaması, KHK ile kapatılan bir dershanede 2012-2014 yılları arasında çalışması, ByLock kullanımı ve Bank Asya hesabının olmasına yönelik iddialar yer alıyor. Dosya kapsamında yer alan ByLock içeriklerine bakıldığında da ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında açıkça yazılan şekli ile “Nurcan hanımın bir arkadaşının kendisinden bir şey istediği” şeklindeki sohbet mesajı olduğu görülmekte ve bu mesajlaşma silahlı terör örgütü üyeliği suçunun işlendiğine dair delil sayılmakta.
Beşizleri ve ablaları yolunu gözlüyor, Nurcan-Abdulkadir Arslan cezaevinde tutuluyor.
Bu dosya yaklaşık 7 yılı aşkın bir süredir başta kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi olmak üzere ceza hukukunun temel ilkeleri yok sayılarak sürdürülen yüzbinlerce dosyadan sadece biri. Başka bir ifade ile, dosyada yer alan iddialar ve deliller, bu dönemde sürdürülen yargılamaların büyük bir kısmında olduğu gibi Fethullah Gülen yapılanmasının, illegal boyutlarının ortaya çıkmasından önce yasal zeminde gerçekleştirilen, suç kastı içermeyen ve hukuka aykırılık teşkil etmeyen eylemlerden ibaret.
Anne ve babaya bu gerekçelerle verilen cezalara karşı yapılan istinaf başvuruları da Adana Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedilmiş. Bu ret kararlarının ardından da çift, adalet beklentilerini kaybetmeyerek Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunmuş ve dosya halen Yargıtay’da…”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
