Melih Gökçek, ‘lojman davasını’ kaybetti: Evi boşaltacak

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, satış işleminin usule uygun olmadığını belirleyerek, Gökçek’in halen hem konut hem de ofis olarak kullandığı taşınmazların ABB adına tapuya kaydedilmesine hükmetti.

  • ü
  • 01 Temmuz 2025
  • ü
  • Gündem

2017 yılında Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanlığı görevini sürdüren AKP’li eski başkan Melih Gökçek, Dikmen semtinde belediyeye ait lojman olarak kullanılan konutların satış ihalesini başlattı.

Yasal düzenlemelere göre belediye başkanları ve yakınlarının, görevden ayrıldıktan sonraki üç yıl içinde herhangi bir ihaleye katılması yasak olmasına rağmen, bu ihaleyi Gökçek’in eşi Nevin Gökçek ile avukatları Fatih Atalay ve Salih Çelen’in oluşturduğu ortaklık kazandı.

Gökçek, görevinden ayrıldıktan sonra iki ay içinde tahliye etmesi gereken dubleks lojmanda yaşamaya devam etti. Konutların satışı da, Gökçek hâlâ bu evde otururken gerçekleştirildi.

MANSUR YAVAŞ YARGIYA BAŞVURDU

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, söz konusu konutların kanunlara aykırı biçimde Nevin Gökçek ile avukatlar Fatih Atalay ve Salih Çelen adına satın alınması nedeniyle yargıya başvurdu.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, satış işleminin usule uygun olmadığını belirleyerek, Gökçek’in halen hem konut hem de ofis olarak kullandığı taşınmazların ABB adına tapuya kaydedilmesine hükmetti.

Melih Gökçek, bugün yaptığı kamuoyu açıklamasında “lojman davasını” kaybettiğini duyurdu. Belediyeden satın aldığını ifade ettiği lüks lojmanla ilgili olarak Yargıtay’ın, “satış yazısında kendi imzası var” kararını verdiğini aktaran Gökçek, söz konusu evi tahliye edeceğini açıkladı.

GÖKÇEKTEN AÇIKLAMA

Gökçek’in açıklaması şu şekilde:

“7061 sayılı kanunla kamu ve belediye lojmanlarında oturanlara içerisinde oturdukları lojmanların satış hakkı getirildi. Ben de o tarihte bu maddeden yararlanarak içerisinde oturduğum lojmanın satışını belediyeden talep ettim. Ve şu anda içerisinde oturduğum evi eşim satın aldı…

Bugün, Mustafa Tuna döneminde satın aldığım bu evimle ilgili görülen davada Yargıtay süreci tamamlandı ve davayı kaybettim. Gerekçe olarak, 2017 yılında satışla ilgili belediye meclisine sevk edilen yazının altında benim de imzamın bulunması gösterildi.

Oysa satış kararı, o dönemki Belediye Başkanı Mustafa Tuna tarafından alınmıştı. Ben ise ilgili gayrimenkulü, o günkü rayiç bedelin yaklaşık yüzde 10 üzerinde, tamamen yasal çerçevede satın almıştım.

Şimdi belediye, bu satış bedelini tarafıma iade edecek ve ben yaşadığım evden çıkacağım.

Karar, kuşkusuz benim aleyhime. Fakat buna rağmen, adalet sistemimize olan inancımı ve verilen karara duyduğum saygıyı koruyorum.

Bu ülkede hukuk varsa, kararları hoşumuza gitmese bile ona riayet etmek hepimizin sorumluluğudur.

Benim durduğum yer belli: Her zaman hukuk, her zaman adalet.

Aynı saygıyı, yargı kararlarını kendi lehine olmadığında kabullenmekte zorlanan diğer siyasi partilerden de bekliyoruz.

Ayrıca “Melih Gökçek yargılanmıyor” şeklinde sürekli tekrar edilen söylemlerin ne kadar temelsiz ve toplumu yanıltıcı olduğu da bu süreçle birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Hukukun işleyişini siyasi malzeme yaparak gerçekleri çarpıtmak, ne adalete ne de millete hizmet eder.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER