Ayhan Bora Kaplan soruşturmasından Ankara Emniyeti'nin Kaplan'la ilişkili 4 öneli ismine yönelik bir dava daha çıktı. Ankara Organize Suçlardan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Aslan ve Ankara Asayiş Şube’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Oben Özay'ın Kaplan'la ilişkileri deşifre olurken, mal varlıklarındaki artış da dikkat çekti.
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde Ankara Organize Suçlardan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Alp Aslan, Ankara Asayiş Şube’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Oben Özay ile suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan’ın da aralarında bulunduğu 4’ü polis 5 kişi hakkında “rüşvet” ve “mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet” suçlarından dava açıldı.
İddianamede Aslan’ın, Ayhan Bora Kaplan’a 2019 yılında 10 bin Euro değerinde “Rolex” marka saat aldırdığı ve doğum günü hediyesi olarak sevgilisine verdiği, Kaplan tarafından alınan saatin faturasının da satıcıdan temin edildiği öne sürüldü. İddianameye göre, saatin alındığı tarih ile doğum günü de uyuştu. Oben Özay’ın ise iş insanı Fatih Aslan’dan “kardeş payı, kardeşlik hakkı” gibi açıklamalarla karşılıksız olarak toplamda 577 bin lira para aldığı öne sürülen iddianamede, iş insanının verdiği ifadesinde, “paranın bir kısmını Özay’dan satın aldığı 2 adet glock marka silah için, bir kısmını ise destek amacıyla gönderdiğini” söylediği belirtildi. Aslan ve Özay’ın mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet suçundan 5 yıla kadar hapis ve 10 milyon liraya kadar para cezası ile cezalandırılması istenen iddianamede, Aslan için ayrıca rüşvet suçundan da 12 yıl hapis talebinde bulunuldu. Her iki emniyet müdürünün de “ömür boyu kamu hizmetinden men edilmesi” istendi. Öte yandan şüpheliler hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” iddiasından ayrıca soruşturma yürütüldüğü ve bu kapsamda “mal varlıklarına el koyma kararı talebinde bulunulduğu” belirtildi. T24’ün edindiği bilgiye göre Aslan’ın mal varlığına bu kapsamda tedbir konuldu.
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre; Ankara Memur Suçları Bürosu’nca hazırlanan 10 sayfalık iddianamede, açığa alınan Emniyet Müdürü Alp Aslan, Zonguldak’a atanan eski Ankara Asayiş Şube Müdürü Oben Özay’ın yanı sıra, başkomiser olarak görev yaparken açığa alınan Ercan Karagöz ve polis memuru Serdar Coşkun ile suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan sanık olarak yer aldı. İddianamede, Kaplan hakkındaki soruşturma kapsamında alınan bazı ifadelerde, bazı kamu görevlilerinin rüşvet aldığına ve görevi kötüye kullandıklarına ilişkin beyanlarda bulunulduğu, bunun üzerine bu kişiler hakkındaki iddiaların tefrik edilerek (ayrılarak) yeni bir soruşturma başlatıldığı ifade edildi.
İddianamede, kara para aklama iddiasıyla yürütülen diğer soruşturma kapsamında, mart ayında ifadesi alınan Kaplan’ın, Organize Şube’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Aslan hakkındaki beyanlarına yer verildi. İfadesinde, “Aslan’ın kendisinden 250 bin dolar rüşvet istediği, ayrıca sevgilisinin doğum günü için de Rolex marka saat alması için baskı yaptığını, bu nedenle saati almak zorunda kaldığını, aldığı saati Turan Güneş Bulvarı’ndaki bir kafede kendi elleriyle teslim ettiği, buna ilişkin fatura ve sertifikayı da savcılığa sunacağını söylediği” anlatıldı.
Kaplan’ın iddialarına ilişkin yapılan araştırma kapsamında, “saatin alındığı mağazadan ilgili faturanın temin edildiği, fatura tarihi ile Aslan’ın sevgilisinin doğum günü tarihlerinin uyuştuğu, ayrıca Kaplan’ın teslim ettiğini söylediği tarihte Aslan’ın da Turan Güneş Bulvarı’ndan baz sinyali verdiği” vurgulanan iddianamede, MASAK tarafından yapılan araştırmada da Kaplan’ın aynı mağazadan farklı tarihlerde 4 adet daha Rolex saat aldığının tespit edildiği bilgisine yer verildi.
İddianamede, Aslan döneminde, Kaplan’a ait mekanlara çok sayıda adli ve idari işlem yapıldığı, Aslan’ın daha sonra görevinin gereklerine aykırı olarak söz konusu adli ve idari işlemlerin yapılmaması amacıyla menfaatin temini doğrultusunda Kaplan ile anlaştığı, bu çerçevede Kaplan’a saat aldırmak suretiyle “rüşvet alma ve verme suçlarını işledikleri” öne sürüldü. Aslan’ın bu kapsamda “rüşvet almak”, Kaplan’ın ise “rüşvet vermek” suçundan 12 yıla kadar hapsi istendi.
İddianamede, Aslan hakkındaki MASAK raporunun detaylarına da yer verildi. Buna göre raporda, “Aslan ve öğretmen olan eşinin uzun yıllardır kamu görevlisi oldukları, Aslan adına 2 adet taşınmaz, 750 bin lira değerinde kooperatif hissesi bulunduğu, ayrıca kripto varlık borsasına 109 bin lira yatırdığı, yasal bahis sitelerinde yaklaşık 400 bin lira kaybettiği, aracı kuruluşlardaki yatırım hesabında 1 milyon 743 bin liralık portföyünün bulunduğu, I.Y isimli bir kişiye 39 bin dolar gönderdiği, eşi adına da bir adet taşınmaz bulunduğunun” tespit edildiği belirtildi. Aslan’ın “geçmişten gelen mal varlığı olmadığına” da dikkat çekilen raporda, “şüphelinin kızının özel okulda okuması gibi hususlar da dikkate alındığında, harcamalarının mali profili ile uyumlu olmadığı değerlendirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Aslan hakkında bu nedenle “mal varlığı bildirilmesi, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele kanununa muhalefet” suçundan da 5 yıla kadar hapis ve 10 milyon liraya kadar ağır hapis cezası ile “ömür boyu kamu hizmetinden men edilmesi” talebinde bulunuldu. Öte yandan Kaplan’ın, Aslan hakkında “250 bin dolar rüşvet istediği” şeklindeki beyanına ilişkin ise delil bulunamadığı öne sürüldü.
İddianamede, eski Ankara Asayiş Şube Müdürü Özay hakkında da MASAK tarafından yapılan tespitlere yer verildi. Buna göre raporda, “Özay’ın çok sayıda araç alım satım işlemi yaptığı, 2021 yılı ve sonrasında hayatın olağan akışına aykırı olarak yüksek tutarlarda nakit yatırma işlemi gerçekleştirdiği, yatırım hesapların bakiyesinin belirli dönemlerde 2 milyon liraya ulaştığı, eşi adına kayıtlı bir adet taşınmaz ve BMW marka lüks araç bulunduğu, eşinin SGK kaydı olmasına rağmen, bildirilen şirketlerden hesabına herhangi bir para transferi gerçekleştirilmediği” tespit edildi.
Özay ve eşinin sahip oldukları mal varlıklarının mali profilleriyle açıklanamayacak düzeyde olduğu iddia edilen raporda ayrıca, Özay’ın, emekli olan babasının banka hesaplarına yaklaşık bir milyon lira nakit parayı yatırdığı ve bunları mevduat hesaplarında değerlendirdiği, sonrasında ise kendi yatırım hesaplarına transfer ettiği kaydedilerek, “babasının hesaplarına yatan tutarların gerçek sahibinin Oben Özay olabileceğinin değerlendirildiği” ifadelerine yer verildi. Özay’ın ayrıca eşi adına kooperatif hissesi aldığı ve bununla ilgili mal bildiriminde bulunulmadığı kaydedilen raporda, “tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mal varlıklarının yasal geliriyle açıklanamayacak düzeyde olduğu” iddia edildi.
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan tutanakta ise Boğaziçi Savunma Teknolojileri isimli şirketin yönetim kurulu başkanı Fatih Aslan’ın 2019-2023 yılları arasında Özay’a toplam 577 bin lira tutarında para gönderdiği, bu paraların bir kısmının ise “kardeş payı”, “kardeşlik hakkı”, “bağış bedeli” gibi açıklamalar yapılarak gönderildiği, ayrıca Özay’ın eşine de “2 öğrenci bursu için” denilerek para gönderildiği anlatıldı.
İddianamede, bu kapsamda bilgi sahibi olarak ifadesi alınan iş insanı Fatih Aslan’ın, tek seferde gönderdiği tespit edilen 170 bin lira için “Özay’dan aldığı 2 adet glock marka silahın bedeli olarak gönderdiğini” söylediği belirtildi. İş insanı Aslan, gönderdiği bir kısım paranın Özay’ın isteği üzerine borç, bir kısım paranın ise Özay’ın çocuklarına burs ve kendisine destek amacıyla gönderdiğini anlattığına yer verildi. “Kardeş payı”, “kardeşlik hakkı” gibi açıklamalarla gönderdiği paralar da sorulan iş insanı Aslan, “Ben bu parayı kendisine destek amaçlı gönderdim” dediği anlatıldı. İddianamede Özay’ın bu nedenlerle “mal varlığı bildirilmesi, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele kanununa muhalefet” suçundan 5 yıla kadar hapsi ve 10 milyon liraya kadar para cezası ile cezalandırılması, ayrıca ömür boyu kamu hizmetinden de men edilmesi talep edildi.
İddianamede, diğer iki şüpheli polisin de “mal varlıkları ve harcamaları” ile gelirlerinin hayatın olağan akışına aykırı şekilde orantısız olduğu, şüpheli başkomiser Ercan Karagöz’ün, Kaplan örgütü ile irtibatlı Ayyıldız sac profil isimli şirketi 2022’de devralarak, 9 ay sonra başka bir şirkete devrettiği ve bu devirler sırasında firmalar ile Karagöz arasında para transferi dahi gerçekleşmediği, ayrıca müştekilerden birinin, Karagöz’ün kendisinden iki adet iPhone telefon isteyerek aldırdığı ve bu durumun banka kayıtlarına yansıdığı, banka hesabı ve üzerine kayıtlı araçlara bakıldığında şüphelinin yasal geliriyle açıklanamayacak düzeyde olduğu ve haksız kazanç yoluyla elde etmiş olabileceği, şüpheli polis memuru Serdar Coşkun’un da çok sayıda gayrimenkul sahibi olmasının yanı sıra yüksek miktarlarda para transferlerinin bulunduğu anlatıldı. Bu iki şüpheli hakkında da yine “mal varlığı bildirilmesi, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele kanununa muhalefet” suçundan 5 yıla kadar hapis ve 10 milyon liraya kadar para cezası ile ömür boyu kamu hizmetinden de men edilmeleri talep edildi. Şüpheliler hakkındaki dosyanın bir örneği Ankara il Emniyet Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’na da gönderildi.
Öte yandan şüpheliler hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” iddiasından ayrıca soruşturma yürütüldüğü ve bu kapsamda “mal varlıklarına el koyma kararı talebinde bulunulduğu” belirtildi. T24’ün edindiği bilgiye göre Aslan’ın mal varlığına bu kapsamda tedbir konuldu.
Bu arada iddianamede, müşteki ve şüpheli ifadelerine yer verilmemesi de dikkati çekti. Kaplan soruşturması sürerken çok sayıda müşteki emniyete başvurarak, hem Kaplan hem de kamu görevlileri hakkında şikâyetçi olmuştu. Ancak savcılığın hiçbir müştekinin beyanını dikkate almadığı görüldü. İddianamede, aralarında Mukadder Kardiyen ve Volkan Murat Kaşıkçı gibi emniyet müdürlerinin de bulunduğu 25 kişi hakkında “rüşvet, görevi kötüye kullanma, irtikap ve tehdit” suçlarından takipsizlik kararı verildiği ifade edildi. İfadelerde ismi geçen eski Ankara Başsavcısı ve Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman hakkındaki evraka ilişkin olarak ise halen bir işlem yapılmadığı, dosyanın gereğinin yapılması için Yargıtay’a gönderilmek yerine adliyede bekletildiği öne sürülüyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
