Gazeteci Levent Gültekin, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un “uyuşturucu” ve “fuhuş” gerekçeleriyle tutuklanması üzerinden iktidarın yıllardır savunduğu “dindar nesil” politikasının iflas ettiğini öne sürdü. Gültekin, AKP’ye yakın medya ve siyaset çevrelerinde daha önce gündeme gelen “pudra şekeri” benzetmesine gönderme yaparak ahlaki üstünlük iddiasıyla kurulan söylemin pratikte çöktüğünü savundu.
Kişisel YouTube yayınında konuşan Gültekin, Ersoy hakkında ortaya atılan iddiaların doğruluğundan bağımsız olarak asıl tartışılması gerekenin bu kadroların nasıl ve hangi gerekçelerle yükseltildiği olduğunu dile getirdi.
“Dindar, muhafazakâr ve temiz yüzlü” söylemiyle kamuda, medyada ve bürokraside yapılan kadrolaşmayı hatırlatan Gültekin, bu süreçte liyakat yerine ideolojik aidiyetin esas alındığını savundu. Gültekin, bu tercihin hem meslek etiğini hem de ahlaki tutarlılığı aşındırdığını belirtti.
Gültekin’in YouTube yayınında konuya ilişkin öne çıkan bölümler şöyle:
Diyelim ki bunların dedikleri hepsi doğru. Mehmet Akif böyle işler yapmış. Uyuşturucuya bulaşmış, taciz etmiş, kadın pazarlamış. Her türlü gayriahlaki işleri yapmış. Peki! Arkadaş, siz bizim ensemizde boza pişirdiniz. İnsanların hakkını hukukunu yediniz mülakatlarda dindar insanları kurumlara yerleştireceğiz diye. Mülakât hırsızlığı yaptınız. Televizyonlarda emeğiyle çalışan insanları yok ettiniz sırf muhafazakâr değil diye. Gazetecilik namusuyla çalışan birçok insanın hayatını söndürdünüz sırf sizden değil, muhafazakâr değil diye. Muhafazakâr diye aldığınız çocukların tamamı pudracı çıktı. Hiç utanmayacak mısınız bundan? İslamcılık ideolojinizin iflas bayrağını kendi elinizle çekiyorsunuz. Kendi arkadaşlarınıza operasyon çekerken aslında ideolojinizin de iflas bayrağını çekiyorsunuz. Temiz yüzlü, dindar, muhafazakâr diyerek getirip koltuklara oturttuğunuz çocukların her biri sizin tabirinizle uyuşturucu, uçkur düşkünü çıktı.
Çok acayip bir şey. Ve bundan utanmıyorlar. Biz insanlara İslamcılık çok yüksek bir ahlâk barındırır diye pazarlıyoruz. Biz dindarlığın insanları çok yüksek bir terbiye kazandırır diye pazarlıyoruz. Fakat dönüyoruz kendi dindar diye tanımladığımız, profesyonel, namuslu gazetecilerin ayağını kaydırarak yerlerine oturttuğumuz o dindar insanların sefaleti üzerinde tepiniyoruz. Sonra dönüp demiyoruz ki o zaman bu dindarlık nerede kaldı?
Mehmet Akif’in AKP’li olduğunu herkes biliyor. Zaten çocuk benim bildiğim İslamcı bir geçmişten geliyor. Babası örgütçü. Kendisi İslamcı. Yıllarca Diyanette çalışmış. Gazeteciliğe geçmiş. Dindar, beş vakit namazında muhafazakâr biri. AK Parti ile arası iyi olduğu için de Habertürk’ün başına getirmiş. Öyle rastgele getirirler mi? Eylül ayına kadar da zaten Cumhurbaşkanı’nın uçağındaymış. AK Partili demek ne? Onların AK Partili’den anladığı şu: saldır dediğimize saldıracaksın, vur dediğimize vuracaksın, yok et dediğimizi yok edeceksin, engelle dediğimizi engelleyeceksin. Biz ne diyorsak. Birazcık AK Partilisin ama birazcık hâlâ vicdanın var, hâlâ namusun var, hâlâ kendince bir şey yapıyorsan asla barındırmıyorlar. Bizim kadar çukura batman lazım. İftira atma. Mehmet Akif AK Partili değil diyen kim? Cem Küçük. Cem Küçük ne demişti iki hafta önce? Arada bir böyle yalanlar söylüyoruz, ne hemen yüzümüze vuruyorsunuz. Çünkü o, görevi o. O ekranlarda Ekrem İmamoğlu’na iftira atmazsa AK Partili sayılamaz. Anlatabiliyor muyum?
Yani o ekranlarda Ekrem İmamoğlu’na iftira atmazsa AK Partili saymıyorlar. Ha, sen AK Partili misin ama ekranda bizi savunmuyorsun. Bizim kavgamıza mermi taşımıyorsun. Ne yapacağım senin AK Partiliğini ki, diyor. Mehmet Akif’e öfkeleri bu kavganın, bu çetenin bir parçası olmaması. Tamam, AK Partiliyim ama ben sizin gibi vurmayacağım, kırmayacağım, yok etmeyeceğim. Ve bunu yok etmek için umarım AK Partililer, AK Partililere oy verenler, AK Parti’nin yönetimi, Erdoğan bu çetenin kendilerine verdiği zararı görürler. Kendi mahallelerine, kendi arkadaşlarını bile harcama pahasına nasıl gözlerini döndürdüklerini umarım görürler. Düşmanı CHP’de aramasınlar. Bunlar burada arasınlar. Bunlar yok ediyor AK Parti’yi. Ayşe Barın meselesinde yok ediyorlar, işte Mehmet Akif meselesinde, Osman Kavala meselesinde. Hepsinde tek amaçları var: tek söz sahibi olacağız.
Şu anda gözleri dönmüş, hiçbir şey görmüyorlar. Hiçbir şey. Biz ne yapıyoruz sorusunu asla sormuyorlar. Biz bu yaptığımızda kendi felsefemizi, kendi ideolojimizi yerle bir ediyoruz bile demiyorlar. Sadece hedefe kilitlenmişler, yok etmek üzere kilitlenmişler. Burada Mehmet Akif’i aklıyorum falan değil. Hovardalık yapmıştır, hoyratlık yapmıştır, şımarıklık yapmıştır, kadın kız taciz etmiştir. Bunlardan bağımsız bir şey söylüyorum. Nasıl ki Ekrem İmamoğlu’nun bazı yanlışları onun siyaseten engellenmesini meşru yapmıyorsa, nasıl ki Ekrem İmamoğlu’ndaki gizli tanık numaralarını yutmuyorsak, nasıl ki Ekrem İmamoğlu’ndaki iftiralar üzerinden yapılan kampanyaya bir dakika diyorsak, burada da bu Mehmet Akif çok temiz bir adamdır, asla böyle şeyler yapmaz demiyorum.
Evet, ellerinde somut bir delilleri olsa adamın normal doğum gününde halay çekme videosunu algı için paylaşmazlar zaten. Çok basit. O video zaten, o videoyu paylaşan Sabah grubu yapıyor. Elimizde bir şey yok demektir bu adamla ilgili. Ve dahası, daha vahim olanı, dünyanın neresinde, çok özür dilerim sevgili izleyiciler, grup seks yapmış diyorlar ve bundan dolayı adamı örgüte koyuyorlar ya. Böyle bir komedi olabilir mi? Grup seksi örgüt kabul ediyor ya.
Son cümlemi söyleyeceğim. Sevgili izleyiciler, bu konularda tarafsız olamazsınız. Yani biz eğer hukuk bir şeyin silahına dönmüşse o silahla kimin vurulduğuna bakamayız. Önemli olan bu silah kullanılıyor mu, amaçları ne? Çünkü o kanalı ele geçirdiklerinde hayatımızı daha ne kadar cehenneme çevirme politikası yapacaklar? Orada Mehmet Akif meselesi değil. O yüzden dikkat etmemiz lazım. O yüzden bu tür propagandalara prim vermememiz lazım. Ya sen adamın uçkur bekçisi misin? Sana ne? Kiminle yatmış, kiminle kalkmış deyip atmamız lazım. Vay, demek ki onunla da yattı, bununla da yattı. Sana ne? İslamcı çocukmuş. E, İslamcılarınız böyle zaten. Hepiniz böylesiniz ki. Başakşehir sizin garsonyerlerinizle doluydu bir dönem. Yani sekülerlerin açıktan yaptığını siz nikâh kıyarak yapıyordunuz orada gizli saklı. İslamcılık zaten böyle bir şey. Siz bununla övünüyorsanız şimdi gelmişsiniz bir de bunu yerden yere vuruyorsunuz.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
