KHK'lı polis memuru Mahmut Başyiğit, cezaevinde safra kesesi kanserine yakalandı, tümör vücudunun önemli bir bölümüne yayıldı. Başyiğit hakkında AİHM'in verdiği 'hak ihlali' kararı bulunurken, ailesi “hükme ara verilmesi” için gereken resmi prosedürü tutuklu bir şekilde beklemesinin durumunu kötüleştirebileceğinden endişeli.
Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü olarak tutulan KHK’lı polis memuru Mahmut Başyiğit (54) kansere yakalandı. Hastanede tedavi altına alınan Başyiğit’e ailesinin refakatçi olmasına ise izin verilmedi. Başyiğit hakkında infazın durdurulması için yapılan başvuru da 41 gündür yanıtsız kaldı. Mahmut Başyiğit hakkında AİHM’in daha önce verdiği bir hak ihlali kararı da bulunuyor.
Mahmut Başyiğit, 5 ay önce başlayan şikayetleri sebebiyle gittiği hastanede kanser olduğunu öğrendi. Başyiğit’in oğlu Burak Başyiğit’in ifadesine göre babası 5 ay önce başlayan rahatsızlıklarını görevlilere iletince şikayetleri başta dikkate alınmadı. Devam eden ağrıları neticesinde 2 hafta önce hastaneye götürülen Başyiğit yapılan tetkikler sonucunda herhangi bir rahatsızlığı olmadığı söylenilerek cezaevine geri gönderildi. 2 haftanın sonunda artan şikayetleri sebebiyle tekrar hastaneye götürülen Mahmut Başyiğit’in safra kesesinde tümör olduğu belirlendi.
Burak Başyiğit durumu başta safra kesesinde taş var şeklinde bildiklerini, ancak babası ameliyata alındıktan sonra tümör olduğu ve tümörün tüm vücuda yayıldığının ortaya çıktığını belirtti. Başyiğit, bu durum üzerine doktorun kendilerini arayıp babasının durumunu haber verdiğini söyledi.
Aydın Atatürk Devlet Hastanesi’nde tedavisine devam edilen Başyiğit’in eşi Başsavcı’dan refakatçi izni almasına rağmen, Cezaevi Savcısı “hastanın iki diğer mahkumla kelepçesiz bir şekilde aynı odayı paylaşıyor olmasının güvenli olmadığı” gerekçesiyle ailenin refakatçi olma hakkını kullandırmadı. Burak Başyiğit, bu durumda babalarını günde yalnızca iki kişi olmak üzere birkaç saat görebildiklerini ifade etti.
Burak Başyiğit, babasına uygulanacak tedavi için, “İlk etapta babamın ameliyat edilmesi, daha sonra uygun olursa kemoterapiye başlanması düşünülüyor. Bu yapılacak ameliyatta karaciğerin yarısı alınacak ve midesindeki tümörün bir kısmı temizlenmeye çalışılacak” dedi.
Mahmut Başyiğit’in avukatı Özlem Suzan ise Gülen cemaatine üye olma suçlamasıyla 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası almış olan müvekkili hakkında haksız tutuklama ile ilgili bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı olduğunu ancak müvekkili şu an hükümlü statüsünde bulunduğu için bu kararın doğrudan tutukluluğu bitirebilecek bir karar olmadığını belirtti.
Avukat Suzan müvekkilinin sağlık durumunun çok yeni ortaya çıktığını ve hastaneye cezaevinden gittiği için ellerinde henüz ayrıntılı teşhis raporu bulunmadığını dile getirdi. Müvekkilinin sağlık durumu sebebiyle hükme ara verilmesi için vasisi sıfatıyla Başyiğit’in eşinin Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunduğunu belirtti.
Süreci “Başvuru sonrası hastaneden bir rapor alınıyor, o rapor Adli Tıp Kurumu’na gidiyor, rapor onaylandıktan sonra Başsavcılığa geri geliyor ve onlar infaza ara verilmesi kararını veriyorlar” sözleriyle açıklayan Suzan, bu prosedürün 1.5 – 2 ay kadar sürebileceğini belirtti. Müvekkilinin sağlık durumu açısından sürenin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Suzan, ailenin bu konuda tedirginlik yaşadığını belirtti.
Türk yargı sisteminde hükümlü statüsünde birisinin infazına ara verilmesi için bu prosedürün takip edilmek zorunda olduğuna değinen Suzan, bu durum için başka bir sistem olmadığına ve hükmün bulunmasının prosedürün uygulanmasını gerekli kıldığına dikkat çekti.
İlk olarak 29 Temmuz 2016’da tutuklanan KHK’lı polis memuru Mahmut Başyiğit’in davası, tutuklandıktan ancak yaklaşık 2,5 sene sonra görülmeye başlandı.
Başyiğit’e Bank Asya’ya para yatırmak, çocuklarını KHK ile kapatılan okullara göndermek, mesajlaşma uygulaması ByLock kullandığı gerekçesiyle silahlı terör örgütü üyeliğinden, görevi kötüye kullandığı ve devlete sadakat hükmüne aykırı hareket ettiği gerekçesiyle 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi.
Duruşma sonucunda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Başyiğit, Yargıtay’ın hakkındaki kararı onamasının ardından 10 Ocak 2023’te kendi iradesi ile teslim oldu.
Mahmut Başyiğit hakkında Türkiye’nin 5 bin Euro tazminat ödemesini gerektiren haksız tutuklamaya ilişkin bir AİHM kararı bulunuyor. Burak Başyiğit, bu AİHM kararını gerekçe göstererek İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına “yapılan yargılamanın yenilenmesi ve infaz durdurma” talebiyle dilekçe gönderdiklerini, ancak 41 gündür herhangi bir sonuç alamadıklarını söyledi.
AİHM, aralarında Mahmut Başyiğit’in de yer aldığı “Mecit ve diğerleri” dosyası için Bylock kullanımının makul şüphe teşkil etmediği ve bankada hesabın bulunması, yayın aboneliği ve dernek üyeliği gibi diğer unsurların ise tek başlarına delil sayılamayacağı gerekçesiyle tutuklanmaların ardında makul şüphe bulunmadığına ve adı geçen taraflara Türkiye Cumhuriyeti’nin 5000 Euro tazminat ödemesine hükmetmişti.