Kavala: Bazı davalarda yaşananlar Nazi yargısının ‘düşman hukuku’ anlayışını yansıtıyor

Türkiye'deki hukuk tasarruflarının 'hukuk hatalarından' farklı olduğunu söyleyen tutuklu iş insanı Osman Kavala, "Ülkemizde bazı siyasi davalarda yaşananların, Nazi yargı sisteminin alameti farikası olan, suç sayılan eylem olmasa da cezalandırmayı meşru gören düşman hukuku anlayışını yansıttığını düşünüyorum" ifadesini kullandı.

  • ü
  • 15 Ocak 2024
  • ü
  • Gündem

Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan iş insanı Osman Kavala, davada yaşananları “Bu kadar gözü kara bir şekilde hukuktan kopma beklemiyordum” ifadesiyle özetledi. Kavala, Türkiye’deki hukuk uygulamalarının Nazi yargı sisteminin alameti farikasını yansıttığını söyledi.

Artı Gerçek’ten İrfan Aktan’ın sorularını yanıtlayan Kavala, “Beraat kararından sonra yaşananların, yargının siyasallaşması ve yasaların keyfi kullanılması sürecinde ileri bir aşamaya geçildiğini yansıttığını düşünüyorum. Bu kadar gözü kara bir şekilde hukuktan kopma beklemiyordum” ifadelerini kullandı.

Kavala, ‘AİHM kararına uyulması ve benim serbest bırakılmam ile ilgili taleplerin’, siyasi müdahaleler olarak ilan edilerek propaganda yapıldığını kaydederek, “Bu da yargının siyasi tercihlere uygun biçimde davranmasını meşrulaştırmaya, AİHM kararlarını değersizleştirmeye hizmet etti” dedi.

‘İKTİDAR GEZİ DAVASININ KENDİSİNE SİYASETEN FAYDA SAĞLADIĞINA İNANIYOR’

“Bence iktidar Gezi davasının kendisine siyaseten fayda sağladığına inanıyor” diyen Kavala, Taha Akyol’un Karar gazetesindeki bir yazısında “AK Parti son on yıldaki yanlışlarını dış güçler kavramıyla ve muhalefete yönelik ‘ihanet’ suçlamasıyla örttü” şeklindeki sözlerini dayanak olarak gösterdi. Kavala, “Bu kavramın ve suçlamanın otoriterleşmeye meşruiyet kazandırmak için de kullanıldığına işaret etmek gerekir” dedi.

‘BAZI SİYASİ DAVALARDA YAŞANANLAR NAZİ YARGI SİSTEMİNİN ALAMETİ FARİKASINI YANSITIYOR’

Türkiye’deki yargı sistemini Nazi yargısı sisteminin ‘alameti farikalarını taşımakla’ suçlayan Kavala, şunları söyledi: “Ülkemizde bazı siyasi davalarda yaşananların, Nazi yargı sisteminin alameti farikası olan, suç sayılan eylem olmasa da cezalandırmayı meşru gören düşman hukuku anlayışını yansıttığını düşünüyorum. Bunlar olağan hukuksuz tasarruflardan, hukuk hatalarından farklı. İnsan hayatına değer veren, özgürlükleri koruyan hukuk anlayışına bir karşı çıkış söz konusu. Normların bağlayıcılıkları yerine, siyasetin belirlediği önceliklere tabi olmak söz konusu. Siyasi aktörlerden müsamaha ya da destek bulunca, böylesi radikal bir anlayış kendisini mevcut yasalardaki yazılı tanımlara, hatta, Yargıtay’ın son Can Atalay kararında da gördüğümüz gibi Anayasa’nın amir hükümlerine uymak mecburiyetinde görmüyor.”


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

‘ZAMANIN HIZLI GEÇTİĞİNE DAİR BİR İZLENİME KAPILIYORUM’

Kavala, cezaevinde günlerinin nasıl geçtiğine, neler yapıp neler okuduğuna ilişkin bir soruya ise şu yanıtı verdi: “Zamanın hızlı geçtiğine dair bir izlenime, böyle bir hisse kapılıyorum. Sanırım belli bir süre hapiste kalanlarda böyle bir hissiyat gelişiyor. Daha çok edebiyat türünde kitaplar okuyorum. Son olarak, maalesef daha dilimize çevrilmemiş, Hint kökenli olup İngilizce yazan Abraham Verghese ve Jhumpa Lahiri’yi keşfetmiş olmaktan memnunum. Dostların bu kitapları yollamaları sayesinde. Sağolsunlar, ülkemizdeki bazı değerli yazarlar, araştırmacılar da kitaplarını yolluyorlar, okuyacak ilginç kitap bulmada sıkıntı çekmiyorum. Duygular ve düşünceler arasındaki ilişki, ideolojilerin duyguları ve düşünceleri nasıl etkilediği, empati yetimizi genişleten ve daraltan etkenler, kafamı meşgul eden meseleler. Ancak, maalesef bu konularda ciddi şeyler yazabilecek durumda değilim.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com