Karagümrük çetesi olarak bilinen Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin en küçüğü Soner Ergin, MHP lideri Devlet Bahçeli'yle görüşmesini anlattı. Ağabeylerinin Gülen cemaati mensubu hakim ve savcılar tarafından haksız cezalara çarptırıldığını savunan Ergin, "Çıkış yılında yanlış hesaplamalar var. 36 yıla hükmediyorlar, halbuki 24-25 olması gerekiyor" dedi.
Kamuoyunda ‘Karagümrük çetesi’ olarak bilinen Ergin kardeşlerin en küçüğü Soner Ergin, geçtiğimiz günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmişti.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, Soner Ergin’le yaptığı görüşmeyi yazısında aktardı. Ergin, “Benim ağzımdan, kalemimden “müjdeli haber” kelimeleri çıktığı yalandır” derken, Bahçeli’den ağabeylerinin serbest kalması için “ricacı olduğu” iddiasını da yalanladı.
Soner Ergin, görüşmede kardeşlerinin Gülen cemaati mensubu hakim ve savcıların kararlarıyla tutuklandığını, cinayetleri üstlendiklerini ancak “çıkış tarihinde yanlış hesaplama yapıldığını” aktardığını söyledi.
Soner Ergin, “Neden görüştünüz MHP lideriyle?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Türkiye’de daha darbe girişimi olmadan bizim Fethullahçı Terör Örgütü’ne yaptığımız tehditler arşivdedir. Bunun gururunu yaşadık. Yargılandığımız mahkeme başkanlarının hepsi Fethullah Gülen’in terör örgütünün üyesiydi ve ağabeylerimize cezalar verdiler. Evet, benim abim Nuri ve Vedat ağabeylerimin işlediği cinayet suçlarını biz yapmışızdır. Teşekkür edip, cezaları alıp, sırtımıza yükleyip cezaevimize geri döndük. Bu şekilde Ergin Ailesi olarak 30 yıldır hapishanelerdeyiz.
Kıymetli genel başkanıma gittiğimde, afla ilgili bir ricam asla olmadı. Benim ricam; “Genel başkanım, FETÖ’nün savcılarının hazırlamış olduğu, ‘müddetname’ dediğimiz çıkış yılında yanlış hesaplamalar var. Bize hâlâ 36 yıla hükmediyorlar. Halbuki 24-25 yıl olması gerekiyor. Bunlar gözardı ediliyor. Hâlâ uğraşıyorlar, sorun var” şeklindeydi.”
Pehlivan’ın aktardığına Soner Ergin, 10 dakika süren görüşmede Bahçeli’nin yanıtını da şöyle aktardı: “Genel başkanım ‘Ben inceletirim, yaparım’ diyecek bir kültüre sahip insan değil. Ben derdimi bir ülkücü olarak anlatmak zorundaydım. Kendisi de ‘Allah kurtarsın, geçmiş olsun’ dileklerinde bulundu tabii ki. Genel başkanımın kapısı herkese açık. Barış Bey, şurayı kaçırdınız: 30 yıldır cezaevinde olan, 2-3 yıl cezası kalmış bir insandan bahsediyoruz. Biz neden bununla ilgili bir ricaya gidelim? Kendisi benim genel başkanım olduğu için teröre karşı vermiş olduğu mücadeleye destek amaçlı da gidiyorum ben. Benim desteğime mi ihtiyaçları var? Hayır ama benim de bir çevrem ve kitlem var.
Anne ve baba seviliyorsa, ben de genel başkanımın âşığıyım. Şu yazılmış mesela; ‘Esas duruşta durdu.’ Aile terbiyem budur; o benim genel başkanım, gururunu da yaşıyorum ve eğiliyorum da önünde şu an.”