Kanal İstanbul’un bilirkişi raporu: 25 tarihi varlık risk altında

Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED süreci kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu, projenin güzergâhında yer alan kültürel miras açısından ciddi tehditler taşıdığını ortaya koydu.

  • ü
  • 24 Eylül 2025
  • ü
  • Gündem

Kanal İstanbul’un ÇED sürecine ilişkin hazırlanan 400 sayfalık bilirkişi raporu, proje güzergâhında tarih öncesi yerleşimlerden biri olan Yarımburgaz Mağarası’ndan Osmanlı Terkos Suyolu’na, Roma dönemine ait su yapılarından Osmanlı endüstri mirasına kadar en az 25 kültürel varlığın ciddi tehdit altında olduğunu, mevcut koruma stratejilerinin ise neredeyse tamamen belirsiz olduğunu ortaya koydu.

KANAL İSTANBUL’UN BİLİRKİŞİ RAPORU

Karar’ın aktardığına göre; Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin Danıştay 4. Dairesi’ne açılan dava kapsamında sunulan 400 sayfalık raporu hazırlayan heyet, 19 profesör ve 1 doçent ile toplam 21 uzman bilirkişiden oluştu. Heyet, ÇED kararının tümünün bilimsel ve teknik açıdan uygun olmadığını ifade etti. Bilirkişi heyeti, özellikle “arkeoloji ve kültür varlıkları” açısından ÇED kararının öngördüğü koruma esaslarının bilimsel kriterlere uygun olup olmadığını değerlendirdi.

İŞTE RİSK ALTINDAKİ TARİHİ VARLIKLAR

Raporda, proje alanının yalnızca tescilli ve sit kapsamındaki verilerle sınırlı kalındığı, alanın bütüncül kültürel mirasının dikkate alınmadığı vurgulandı. Kanal İstanbul alanı, tarih öncesi yerleşimlerden II. Dünya Savaşı’na kadar uzanan geniş bir zaman diliminde, farklı arkeolojik ve tarihi kültür varlıklarını kapsıyor. Bunlar arasında tarih öncesi mağaralar, antik yerleşim alanları, yollar, su yolları, çiftlik evleri, köprüler, endüstri mirası, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi tabyaları gibi yapılar yer alıyor.

OSMANLI DÖNEMİ MİRASI GÖZ ARDI EDİLDİ

Raporda, 1990’lı yıllarda tescillenmiş Küçükçekmece Kibrit Fabrikası, Terkos Pompa İstasyonu gibi Osmanlı dönemi endüstri mirasının ÇED raporunda ele alınmadığı belirtildi. Benzer şekilde, Küçükçekmece Gölü içindeki arkeolojik kalıntılar ve Karadeniz kıyısındaki olası sualtı kültür mirası da ÇED raporunda değerlendirilmeyen unsurlar arasında yer aldı.

İHMALLER ZİNCİRİ

ÇED raporunda, Küçükçekmece Gölü içindeki arkeolojik mirasa inşaat sırasında gelebilecek zararların nasıl önleneceği belirtilmedi; proje alanındaki hiçbir kültür varlığı için somut koruma önerisi sunulmadı. Bunun yerine, Koruma Kurulu’nun vereceği karar doğrultusunda hareket edileceği taahhüt edildi.

TESPİT ÇALIŞMALARI EKSİK VE GÜVENSİZ

Heyet, ÇED kararının ekinde yer alan Arkeoloji Raporu’nda, inşaat öncesi ve sırasında gerçekleştirilecek yarma ve patlatma işlemlerinin kültür varlıklarına olası zararlarından söz edilmediğini belirtti. Raporda, 25 kültür varlığından 11’inde “Büyük Değişim”, diğerlerinde ise “Yüksek Değişim” öngörülmüş; ancak bu değerlendirmelerin yalnızca yapıların yüz ölçümlerine dayandığı aktarıldı.

KORUMA PLANI VE ALTERNATİF ÖNERİLER YOK

Raporda, proje alanındaki kültür varlıklarına yönelik bilimsel bir koruma planı olmadığı, çalışma sırasında karşılaşılabilecek verilerin nasıl korunacağına dair yorum yapılmadığı belirtildi. Yenikapı metro kazıları örneği verilerek, inşaat sırasında karşılaşılabilecek arkeolojik buluntular için somut yöntemlerin ÇED raporunda yer almadığı vurgulandı.

GÜZERGÂHIN TARİHSEL DEĞERLERİ TEHLİKEDE

Bilirkişi raporuna göre, güzergah üzerinde 119 korugan ve tank bulunduğu ifade edilse de, Arkeoloji Raporu’nda bu yapıların yerlerini gösteren bir harita yer almıyor. Ayrıca, üç adet 1. derece arkeolojik sit alanı ve insanlık tarihi açısından kritik öneme sahip Yarımburgaz Mağarası ile Roma Su Yolu ve Osmanlı Terkos Suyolu gibi yapılar projeden zarar görüyor. Seçilen güzergahın, tarihsel çevreye en çok zarar veren rota olduğu, bunun ÇED raporunda açıklanmadığı bildirildi.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER