Gözaltına alınan öğrenciler hakkında avukatlardan açıklama geldi. Darp izi almayan bir gencin olmadığını söyleyen avukatlar nezarethanelerin dolduğunu ifade etti. Kameralara da yansıyan birçok görüntüde polisin eylem yapan gençleri darp ettiği, yerlerde sürüklediği, tekme, yumruk ve kasklarıyla vurduğu görülüyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolar, Türkiye genelinde hızla yayılırken, bu gösterilerde çok sayıda yurttaş da polisin işkenceye varan sert müdahalelerine maruz kaldı. İstanbul Barosu avukatlarından Halil Enes Kavak, gözaltındaki üniversite öğrencilerinin yaşadıklarına dair çarpıcı ve endişe verici bilgiler paylaştı.
Sözcü gazetesinden Sultan Uçar’a konuşan Av. Halil Enes Kavak, özellikle İstanbul’daki Vatan Caddesi ve Gayrettepe Emniyet Müdürlüklerinde tutulan öğrencilerin ciddi şekilde darp edildiğini belirtti. Kavak, “Saraçhane’de yapılan müdahalelerde, gözaltına alınan gençlerin vücutlarında darp izi olmayan kimse yok. Çoğunun gözü ya da kulağı hasar görmüş, bedenleri morluk ve yaralarla dolu. Polis, kaçmayanı bile toplamış. Gözaltılar tamamen rastgele” dedi.
Kavak’ın aktardığına göre, gözaltına alınan gençlerin birçoğu ilk 48 saat boyunca aileleriyle iletişim kuramadı. Bu nedenle aileler çocuklarının kaybolduğunu düşünerek emniyete kayıp başvurusu yaptı. “Gözaltındaki gençlerle Av. Ceren Altın’ın görüştüğünü fark eden polisler, avukatı arayıp ‘Aileleri kayıp başvurusu yapmış. Siz görüşmüşsünüz. Bilginiz var mı?’ diye sordu. Bu durum bile polisin gözaltına aldığı kişileri tanımadığını gösteriyor” dedi.
Kavak, Saraçhane’deki müdahale sırasında gençlerin birden fazla polis tarafından dövüldüğünü, barikat arkasına alınarak ters kelepçeyle yere yatırıldıklarını ve savunmasız bırakıldıklarını söyledi. “Ardından topluca biber gazına maruz bırakıldılar, üstüne de ağır küfürlere hedef oldular” ifadelerini kullandı.
Yoğun gözaltılar nedeniyle nezarethanelerin yetersiz kaldığını belirten Kavak, gençlerin yer altındaki -7. katta tutulduğunu anlattı. “Kıyafetlerine sinmiş biber gazı kokusuyla, havasız ve kalabalık ortamlarda dört gün boyunca bekletildiler. Bu, açıkça bir işkenceye dönüştü. Gözaltına alınanların çoğu ilk kez böyle bir durumla karşılaştı, ancak polis bu durumu adeta bir cezalandırma aracına çevirdi” dedi.
Kavak, serbest bırakılan, Silivri’ye gönderilen ya da hâlâ gözaltında olan tüm müvekkillerinin üzerlerinde hâlâ yoğun biber gazı kokusu olduğunu da vurguladı.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
