Ayşe Barım'ı tahliye eden mahkeme başkanı hakkında soruşturma başlatılması ile Beykoz Belediyesi'ne soruşturma açıldığı haberlerinin yargıdaki güç savaşlarının sonucu olduğu iddia edildi. İddiaya göre yargıda Hak Yol grubu ile Milliyetçiler arasında kapışma yaşanıyor. İstanbul merkezli operasyonlarda "birden fazla hedef" olduğu iddiası da dillerde...
Barım’ın tahliyesine itiraz ile Beykoz Belediyesi’ne operasyon iddiası “Yargıda kapışma mı yaşanıyor?” sorusunu akıllara getirdi. Yargıda Hak Yolcular-Milliyetçiler arasında gerilim iddiaları dolaşıyor.
BirGün gazetesinde imzasız olarak yayımlanan yorum-habere “İstanbul yargının kapışma sahası mı?” başlığı uygun görüldü. Haberde son günlerde yaşanan iki gelişmeye dikkat çekilerek yargı içinde grupların kapışması olduğu iddia edildi. İddiaya göre yargıdaki kapışma, adliye koridorlarında konuşuluyor.
BirGün’deki yorum-haber şöyle:
“Pazartesi günü İstanbul’da iki ilginç yargı vakasına şahit olduk. Birincisi ID Danışmanlık şirketinin sahibi menajer Ayşe Barım’ın tutukluluğuna yapılan itiraz sürecinde yaşandı. Hatırlanacağı gibi Barım’ın avukatlarının, tutukluluğuna yaptığı itiraz mahkemece kabul edildi ve tahliye kararı verildi.
Barım cezaevinden çıkmadan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tahliye kararına itiraz etti ve Barım’ın yeniden tutuklanmasına karar verildi. Hukukçular, bu itirazın hukuki dayanağının belirsiz olduğunu ve hukuk güvenliği ile özgürlük hakkının ihlal edildiğini vurguladı.
Tüm bunlar yaşanırken gözaltı, tutuklama ve operasyon benzeri tüm haberlerin ilk servis edildiği basın organı olan Son TV yine haber atlatarak Ayşe Barım’a tahliye kararı veren hakim hakkında HSK tarafından soruşturma açıldığını duyurdu. Son TV haberi “korsan tahliyeye soruşturma” başlığıyla verdi.
Günün sonunda Barım cezaevinde kalırken tahliye kararı veren hakim soruşturmaya muhatap oldu. Başsavcı itirazının hangi ara ağır cezaya geldiği ve tahliyeye itirazı yerinde bulan kararın hangi hukuki gerekçelere dayandırıldığı belirsizliğini koruyor.
Pazartesi akşam saatlerinde bazı medya kuruşlarında Beykoz Belediyesi’ne operasyon düzenlendiği ve bazı ihale dosyalarına el konulduğu haberleri yapıldı. İlerleyen saatlerde CHP Beykoz İlçe Başkanı Mahir Taştan operasyon bilgisinin doğru olmadığını akşam saatlerinde savcılığın yazılı olarak bazı dosyaları istediğini ifade etti. Yine Taştan’ın ifadesine göre savcılık saat 24:00’e kadar tüm dosyalarının hazır edilmesini de aynı evrak üzerinden belediye yetkililerine iletmiş.
Gece yarısından sonra Beykoz Belediye Başkanı Halk TV ekranına bağlanarak evrakların hazır edildiğini ama gelen gidenin olmadığını söyledi. Ama Köseler’in yaptığı açıklamada ilginç olan konu başkaydı. Köseler, savcılık belgisinde ıslak imza olmadığını ayrıca belgedeki barkod okutulduğunda karşılığının çıkmadığını söyledi. Köseler’in verdiği diğer bir bilgi de Beykoz başsavcı vekilinin konuya dair bilgisi olmadığı yönünde oldu. Özetle, Belediye’ye gelen be bazı şirketlerin ihale dosyasını isteyen belgenin nereden geldiği tam olarak anlaşılamadı.
İstanbul merkezli devam eden siyaset, medya, belediye ve sanat alanına kadar uzanan operasyonlarda birden fazla hedefin olduğu yargı camiasında uzun süredir konuşuluyor. Hiç kuşku yok ki operasyonların ilk ve en önemli ayağı muhalefeti paralize edip hareketsiz bırakmak.
Diğer neden olarak ise Hak Yolcular-Milliyetçiler (İstanbul Grubu) arasındaki gerilime işaret ediliyor. Milliyetçiler olarak ifade edilen grubun başta HSK 2’inci Daire olmak üzere kuvvetini korumak için gaza bastığı yönünde çok fazla kulis adiye koridorlarında konuşuluyor. Hak Yolcuların ise bu “gaza basma” durumuna karşı pasif direnişe geçtiği ve yukarıda anlatılan iki vakanın da arkasında böyle bir gerilimin yattığı belirtiliyor.
Her halükarda kaybeden, ülkenin adalete ve geleceğe güveni oluyor.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
