Hukukçu Levent Köker: Buradan ancak daha faşist bir anayasa çıkar

Prof. Dr. Levent Köker, anayasa tartışmasının Erdoğan'ın 2028'de tekrar aday olmasını sağlama amaçlı olduğunu belirterek, "Mevcut ortamda sivil ve demokratik bir anayasa yapılamaz. Buradan ancak faşist bir anayasa çıkar" dedi.

  • ü
  • 08 Mayıs 2024
  • ü
  • Gündem

Hukukçu Levent Köker, Türkiye’de sivil ve demokratik bir anayasa yapmanın zor olduğunu belirterek, yapılması durumunda “faşist düzenmelerin” çıkacağını savundu. Köker, Osman Kavala’nın cezaeviden ancak AİHM kararına uyulması durumunda çıkacağını işaret ederek, “Çatır çatır çiğniyorlar AİHM kararlarını” dedi.

VIA Gündem’de gazeteci Alin Ozinian’ın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Levent Köker, anayasa değişikliği tartışmalarını değerlendirdi. Köker, 2007 yılında AKP tarafından oluşturulan Anayasa hazırlamak için görevlendirilen akademik heyete yer almıştı.

Köker, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlığı el verirse 2028 yeniden Cumhurbaşkanı seçilmek istediğini ve bunun için de anayasa değişikliğine ihtiyacı olduğunu söyleyen Köker, yeni anayasanın da ihtiyaçtan ziyade bu nedenle gündeme geldiğini belirtti.

Yakın dönemde yeni sivil ve demokratik anayasa yapmasının zor göründüğünü kaydeden Prof. Dr. Köker, “Türkiye’de her siyasi gelişmenin ardından böyle bir dalga geliyor ve her dalgadan sonra bir anayasa değişikliği oluyor. Fakat yeni anayasa yapılamıyor sadece bir takım anayasa değişiklikler oluyor. Lakin yeni anayasa, demokratik anayasa, işte tırnak içinde sivil anayasa bunu bir türlü yapamıyor Türkiye. Yapmaya çok yaklaştığımız dönemler oldu, özellikle 2011–2013 arası çok değerliydi” dedi.

‘BURADAN FAŞİST BİR ANAYASA ÇIKAR’

Kendisinin yeni bir anayasa konusunda beklentisinin olmadığını ifade eden Prof. Dr. Köker, “Buradan ancak daha faşist bir Anayasa çıkar. Faşizmin anayasaya ihtiyacı var mı? Yok aslında” değerlendirmesinde bulundu.

“Erdoğan’ın yapmak isteyip de yapamadığı ne var?” diye soran Prof. Dr. Köker, şöyle devam etti: “Bundan daha güçlü başkanlık sistemi nasıl olabilir? Başkanlık sistemi güçle ilgili bir sistem de değil. Tayyip Erdoğan yürütmede çift başlılık olmaz diyor. Niye? Gücü bölüyormuş. E ama gücü bölmeden demokrasi olmaz. Gücü bölmezseniz bütün güçleri tek odakta toplarsanız bu ister bir kişi olsun ister meclis çoğunluğu olsun fark etmez. Aslında parlamenter sistemde de güç bölünmüyordu. Niye rahatlarını bozdular ben de anlamadım. Yani meclis çoğunluğu sende. Çoğunluk partisisin, ne istiyorsan yapıyor, sen de başbakansın. Ahmet Sezer de gitmiş, cumhurbaşkanı da zaten sizden oluyor artık. Yani yok ille her şey bende olacak. Tıkanıklık var diyorlar sistemde. Neymiş tıkanıklık? Ne istiyor da yapamıyor? Cumhurbaşkanı’nın isteyip de yapamadığı, yapamayacağı ne var Türkiye’de?

‘GÜNAHLARI TÜRK VATANDAŞI OLMAK MI?’

Anayasa mahkemesi kararları uygulanmıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmıyor. Canı isteyince uygulanıyor, canı istemeyince uygulanmıyor. Adı da yargıya müdahale edilemez oluyor ama iktidar ortaklarının her biri dakika başı yargıya talimat veriyorlar. Yani Osman Kavala’dan, Demirtaş’tan biz bunları bırakamayız demedi mi Cumhurbaşkanı? Rahip Brunson meselesi var, Alman vatandaşı, Türk bir gazeteci vardı Deniz Yücel. Salıverildiler ama yani öbürlerinin günahı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak mı?”

‘AİHM KARARLARINA UY VE OSMAN KAVALA’YI SERBEST BIRAK’

“Osman Kavala’nın serbest bırakılması için bir yol bulunacak” denildiğini ifade eden Prof. Dr. Köker, “Yol belli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararını uygulayacaksın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye hakkında çok ağır bir karar verdi, diyor ki siz bu sözleşmedeki hükümleri suistimal ediyorsunuz. İnsan hakları savunucularına gözdağı vermek için insan hakları savunucularını baskı altına almak için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki hükümleri kötüye kullanıyorsunuz. Bunu AİHM kolay kolay bir devlet için söylemez. Şimdi bu suçlamayı üzerinde taşıyan Türkiye Cumhuriyeti bir müeyyide uygulanmak üzere Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin önünde bekliyor” şeklinde konuştu.

Çok sayıda uygulanmamış AİHM kararı olduğuna hatırlatan Prof. Dr. Köker, şunları söyledi:

“Daha uygulanmamış buna benzer daha pek çok AİHM kararı var. Efendim diyorlar ki, Yunanistan da uygulamıyor. Yunanistan’da var mı bir Osman Kavala ya da Selahattin Demirtaş örneği? Veya gazeteciler örneği? Yani on binlerce KHK’lıyı ilgilendiren şeyler. Cumartesi Annelerini resmen süründürdüler. Her hafta gözaltı, her hafta gözaltı. Bir türlü anlayamadık. Bu 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkında kanun mu yanlış? Anayasanın 34. maddesi peki? İçişleri Bakanı çıkıyor diyor ki biz izin vermedik diyor. Yahu gösteri toplantı sizin izninize tabi değil. Siz izin makamı değilsiniz.

‘AİHM KARARLARINI ÇATIR ÇATIR ÇİĞNİYORLAR’

Türkiye’de herkes, bakın her vatandaş da demiyor. Herkes. Burada da medyada bir takım tezahür eden ırkçılıklar var, Suriyeliler de Taksim’de gösteri yapıyormuş. Onların da hakkı var. Her-kes. Herkes silahsız ve saldırısız olmak kaydıyla önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yapma hakkına sahip. Bu hakkı engelliyorsun. Onlarca AİHM kararı var. El kitabı gibi kolluk kuvvetlerine çıkarıp vereceksin. Siz bunları, şunları yapmayacaksınız. Çatır çatır çiğniyorlar AİHM kararlarını. Can Atalay niye hapiste? Türkiye’de herhangi bir mahkemenin, Anayasa mahkemesinin hak ihlali kararının üstüne ben bu kararı kabul etmiyorum deme yetkisi var mı? Bu iki mahkeme arasında bir çekişmeye indirgenerek bir insan hürriyetinden mahrum edilebilir mi? Ama biz burada kendi kendimize konuşuyoruz. Ondan sonra anayasa yapacaklarmış. Onun için diyorum dalga geçiyorlar diye.”

‘2017’DE YAPTIKLARI DEĞİŞİKLİKLE 30 YILIK BİRİKİMİ ÇÖPE ATTILAR’

Mevcut anayasanın uygulanmadığı bir ortamda yeni anayasa yapmanın mantıksızlığını vurgulayan Köker, “Buradan bir şey çıkmaz. Yani hem 2017’de yaptıkları değişiklikle Türkiye’nin o kadar senelik 25–30 yıllık demokratikleşme çabasını birikimini kaldırıp çöpe attılar. Hem de zaten niyet belli, yani başkanlık rejimi… Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri bu ucubeyi güçlendirmek için yapacaklarmış birtakım şeyler. Zaten mevcudu da uygulamıyor. O zaman Anayasa Mahkemesi’ni de kapatacak mıyız? Onu kapatırsın, Yargıtay problem yaratır. Çünkü hukuk böyledir. Hukukta kurallar geneldir, her olay için kural konmaz. Anayasa mahkemesi kararları kesindir, herkesi bağlar. Bakıyorsun “Ben Kavala’yı serbest bırakmak istemiyorum” diyor, Kavala’yı bağlamaz diye kural koyamazsınız ki hukukta. Kişiye özel kanun ya da anayasa maddesi yazamazsınız ama yazdılar, yazıyorlar. Yani bizde anayasa mantığı böyle çalışıyor. Mayıs 2016’da belirli milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması için anayasa değişikliği yaptılar. AİHM bu yapılan anayasa değişikliğinin hukuk değeri taşımadığını, hukuk kuralı niteliği olmadığını kararına yazdı. Böyle bir utancımız da var” yorumunda bulundu.

Alin Ozinian’ın Levent Köker’le söyleşisi şuradan izlenebilir

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com