Yeni ‘barış sürecini’ yorumlayan insan hakları savunucusu Eren Keskin, siyasi af talebinin daha yüksek sesle dile getirilmesi gerektiğini söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, İmralı F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ikinci görüşmesini 22 Ocak’ta gerçekleştirdi. Heyet, dün görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Bu süreç herkesi, hepimizi birlikte ve özgürce yaşatacaktır” ifadeleri yer aldı.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, yapılan görüşmeye dair değerlendirmelerde bulundu.
Kürt sorunun çözümüne dair yapılan görüşmeleri olumlu karşıladıklarını ifade eden Eren Keskin, henüz ismi konulmasa da yapılan görüşmelerin çok önemli olduğunu söyledi. Keskin, şunları söyledi:
“Hak savunucuları olarak çatışmalı ortamın bitmesi açısından görüşmeleri son derece önemli buluyoruz. Yapılan açıklamadan anlaşılıyor ki; görüşmeler devam ediyor. Bu olumlu bir şey ama burada bir sürecin devam etmesi ve bir çözüme kavuşması için aydın, sivil toplum örgütleri ve sendikalar tarafından da desteklenmesi gerekiyor. Barışa çok ihtiyacımız var. Savaşın herkesi yorduğu bir coğrafyada bir barış ihtimalinin oluşması herkesi umutlandırdı.
Barış ihtimali sadece bizim içinde bulunduğumuz coğrafyayı değil, dört parça Kürdistan’ı ve tüm bölgeyi etkiliyor. Görüşmelerin devamlılığı önemli fakat görüşmelerin bir barış sürecine dönüşmesi, inandırıcılığı ve güvenilirliği açısından da bazı adımların atılması gerekiyor. Cezaevlerinde haksız yere tutulan binlerce insan var. Bunların içinde siyasetçiler, gazeteciler, gezi mahpusları ve kadınlar var. Her şeyden önce bunların bırakılması gerekiyor. Bu düzenlemelerin en azından yapılacağı sinyalinin verilmesi gerekiyor.”
Görüşmelerin güvenli bir zemine oturtulması için öncelikle tecrit politikalarının ortadan kalkması gerektiğini kaydeden Keskin, tecrit sisteminin sadece İmralı’da değil tüm cezaevlerinden kalkması gerektiğini vurguladı. Ardından, “Cezaevlerinde tecrit uygulamaları kalkmalı. Hasta mahpusların serbest bırakılması gerekiyor. Sivil toplum örgütlerinin ve kamuoyunun bu sürece bir inanç duyması ve daha çok sahip çıkması için devlet ve siyasi irade tarafından güven verici bir takım adımların atılması şart. Yani barışın daha etkili bir şekilde destek bulması için bazı somut adımların atılması gerekir. Herkes biraz da bunu bekliyor” diye konuştu.
Toplumsal kesimlerin barış ve çözümü daha yüksek bir sesle talep etmeleri gerektiğini vurgulayan Eren Keskin, “Barış, eşitlik ve adalet talebinin yanı sıra eşitsizliğin giderilmesi, siyasi bir af talebinin çok daha yüksek sesle talep edilmesi gerekiyor. Bu noktada özellikle insan hakları savunucuları, hukuk örgütleri ve DEM Parti dışındaki siyasi partilerin de bunları talep etmeleri gerekiyor. Herkese bu noktada büyük görevler düşüyor. Tartışmalar dar bir zeminden çıkarılarak temel insan haklarının esas alan bir biçimde tartışılması gerekiyor. Bu süreç Kürt meselesiyle ilgili olduğu için her şeyden önce Kürtlere yönelik eşitsizliğin ortadan kalkması gerekiyor. Anadilde eğitim başta olmak üzere sağlık, anayasal değişiklik gibi yaşamın her alanında eşitliğin sağlanması gerekiyor. Bir iyi niyet göstergesi olarak bunların giderilmesi lazım” ifadelerini kullandı.