Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 7’si tutuklu 15 kamu görevlisinin yeniden yargılandığı davanın altıncı duruşması ikinci gününde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 7’si tutuklu 15 kamu görevlisinin yeniden yargılandığı davanın altıncı duruşması ikinci gününde devam etti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık Okan Şimşek ile ev hapsinde olan Ali Öz salonda hazır bulunurken, diğer tutuklu sanıklar Muharrem Demirkale, Hasan Durmuşoğlu, Osman Gülbel ve Yavuz Karakaya tutuklu bulundukları cezaevinden; tutuksuz sanıklar Mehmet Ayhan, Bekir Yokuş, Mehmet Ali Özkılınç, Onur Karakaya ve Volkan Şahin ise ikamet ettikleri illerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
MLSA’dan Rabia Çetin’in bildirdiğine göre; duruşmayı Hrant Dink ailesinin avukatları, Hrant’ın arkadaşları, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) takip etti.
Dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi tutuklu sanık Okan Şimşek esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasında, “Cinayetten altı ay önce, Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’den aldığım, Yasin Hayal’in Hrant Dink’e suikast düzenleyeceğine dair bilgiyi şube müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız’a bildirdim. Metin Yıldız toplantıda Ali Öz’e bilgi verdi, Ali Öz de daha sonra özel olarak görüşürüz.” ifadelerini kullandı.
Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mütalaada Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’ndaki görevim, rütbem dikkate alınmadı. Suikast hazırlığına dair aldığımız tüm bilgiyi şube müdürümüz Metin Yıldız’a ve istihbarat şube müdürü Hüseyin Yılmaz’a aktardık. Metin Yıldız’a konuyu iki kez hatırlatıp ne yapılacağını sordum. Konuya dair toplantı yapılacak size talimat gelecek, dedi. Böyle bir toplantı hiç yapılmadı. Konuyla ilgili tedbir almak üstlerimizin göreviydi.
Coşkun İğci’den aldığım ham bilgileri şube müdürümüze bildirmek dışında bir görevim olmadığı halde cinayeti önleme görevi benim değil. Hiçbir şey yapmayan ve aldığımız istihbaratı cinayetten bir gün sonra alınmış gibi rapor yazdıran şube müdürüm Metin Yıldız bu davadan beraat etti. Bakırköy’e Hrant Dink’in evine ve işyerine keşif amacıyla biz gitmedik. Coşkun iğci zaten Hrant Dink’in ev ve işyeri krokileri ile fotoğraflarını Yasin Hayal’de mevcut olduğunu ve kendisine gösterdiğini bize söylemişti.
Amirimin görevlendirilmesiyle Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci ile görüştük. Kimseyle konuşup bilgi verip vermediğini sorduk. Tehdit etmedik. Görüşülmesine ilişkin emri Ali Öz vermiş.”
Mahkeme başkanı, “Coşkun İğci ile görüşme sizin göreviniz mi?” diye sordu. Okan Şimşek de “Verilen emri yerine getirdim yanıtını verdi”
Ardından esasa karşı savunmasını SEGBİS üzerinden yapan tutuksuz sanık Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Mehmet Ayhan, şöyle konuştu:
“Erhan Tuncel, bize Ogün Samast’ın ismini kasten söylemeyerek resim makamları yanıltmıştır. Suç işlemedim, görevimi yerine getirdim. Ancak, tanık olarak alınan beyanında bize Ogün ismini verdiğini söylemiş. Ayrıca Yasin Hayal’in olayla ilgisi olmadığını da o söylemişti. Erhan Tuncel resmî makamları yanıltmıştır. Suç işlemedim, görevimi yerine getirdim. Amirim Ercan Demir süreçte yetkiliydi ama o beraat etti. Beraatımı talep ediyorum.”
Tutuksuz yargılanan dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Bekir Yokuş da esasa karşı savunmasında, söylentilere atıf yaptı, Hrant Dink cinayetini Gülen cemaati ile ilişkilendirdi.
Son olarak savunmasını yapan ev hapsindeki dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz şunları söyledi:
“Olaya hiçbir dahilim yok. Faillerle irtibatım yok. Çalıştığım dönem önemli terör ve öldürme olaylarına müdahale ettim. Alınan ve bana şifahi olarak aktarıldığı ham bilgi istihbarat haline getirilmemiş. Önemliyse derhal kayda geçirilip bana iletilmesi gerekirdi. Şube müdürünün yapması gerekirdi. Coşkun İğci kayıtlı haber elemanımız değil. Coşkun İğci ile görüşen arkadaşlar o gün iki satır yazsalardı hiç bu işle muhatap olmayacaklardı. Alınan ham bilgi istihbarat haline getirilmemiş. İstihbari bilgiyi bana aktardığımı söyleyen Metin Yıldız, bana bilgi notu verdiğini söylemiş. Böyle bir giriş olsa komutanlığa kadar kaydı gider ve müfettişler bize sorardı bunu. Bir kayıt ve belge yok. Benim bölgede geniş sorumluluğum vardı. Onların yapacağı işi ben mi yapacaktım yani? Daha önce sözlü olarak bana iletilen bir bilgiye ilişkin araştırmaya devam edin demişim. Ama sonrasında bana gelen bir bilgi yok, kayıt tutuşmamış. Bu işleri yapmak için uzman görevlilerin olduğu şubelerimiz var. Cinayetten sonra haber kayıt formu yazılması için emir vermedim, görmedim ve imzalamadım. Müfettiş gelir diye belge düzenlemek zorunda kalmışlardır. Cinayetten sonra müfettişler Trabzon’a geldi ve inceleme yaptı. Hakkımda soruşturma izni verilmedi. Sorumluluk yüklenmedi bana. Sorumlu olan Metin yıldız beraat etti, bana ceza verildi.”
Darbe girişiminden sonra tutuklandığını hatırlatan Öz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Darbeden sonra arandığımı duyar duymaz Bodrum’dan gelip teslim oldum. İsteseydim kaçardım, geçerli pasaportum vardı. Ama kaçmadım geldim, yargılandım ve tutuklandım.
Cinayetin işlenmesini sağladığım iddia ediliyor. Cinayeti işleyen sanıklara silah ve para temin ettiğim iddia ediliyor. Ben kendim zor geçinen bir insanım, hiç tanımadığım, bilmediğim adama niye silah ve para vereyim. İstanbul jandarma istihbaratçıları tanımam. Ogün Samast, Yasin hayal, Erhan Tuncel’i tanımam. Hiçbir irtibatım söz konusu değil. Bir araya gelmişliğimiz söz konusu değildir. Bu suçun işlenmesi bana zarardan başka bir şey getirmez. Takipleri il emniyeti tarafından zaten yapılıyormuş. Hrant Dink’i tanımam, aramızda bir husumet yok. Tanımadığım birinin ölmesini neden isteyeyim. Öldürmedim, öldürtmedim. Benim hatam astların kontrol ve gözetiminden noksan kalmam. Beraatımı talep ediyorum.”
Savunmaların ardından mahkeme, tutukluların tutukluluk hallerinin devamına, bir sonraki celse Muharrem Demirkale ile Yavuz Karakaya’nın esasa karşı savunmasının alınmasına, Ali Öz’ün ev hapsinin devamına ama üç gün izin almasına karar vererek duruşmayı 11 Ekim saat 10.00’a erteledi.