Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik 18 Şubat’ta düzenlenen İstanbul merkezli operasyonlarda ev baskınıyla gözaltına alınarak 22 Şubat’ta tutuklanan gazeteci Ercüment Akdeniz, hâkim karşısına çıktı.
Gazeteci Akdeniz’in “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 11.30 civarında İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Akdeniz, bugün 241 gündür tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden duruşma salonuna getirildi.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülecek duruşmayı, Ercüment Akdeniz’in ailesi, CHP Milletvekili Utku Çakırözer, DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, Sol Parti MYK üyesi Alper Taş, TİP Milletvekili Kadıgil, HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, eski HDP Milletvekili Musa Piroğlu, Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı, Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul Şubesi, DİSK Basın-İş, TGS ve gazeteci meslektaşları takip ediyor.
Salon kapasitesi yetersizliği nedeniyle izlemeye gelenlerin yalnızca bir kısmı salona alınırken, çok sayıda kişi duruşmayı salon dışında bırakıldı.
Mahkeme heyeti, duruşmada Akdeniz’in savunmasının üç avukat ile sınırlandırılmasına karar verdi. Duruşma, tanıkların dinlenmesiyle başladı.
MLSA’nın aktardığına göre, ilk tanık, Akdeniz’i “hiç tanımadığını” belirterek, daha önce verdiği ifadeyi hatırlamadığını, iddianameyi bilmediğini ve suçlama konusu toplantıya katılmadığını ya da şahitlik etmediğini söyledi.
Duruşmada savunmasını yapan Akdeniz, “Kamuoyu beni gazeteci olarak tanır; haberlerim, çalışmalarım ve kitaplarımla tanınırım. Hal böyleyken silahlı örgüte üye olma suçlaması akıl dışı, eşyanın tabiatına aykırı. Hepimiz Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını okuduk. Cezaevinde yeniden okudum ve şunu gördü; suç cezasını arıyor. Bu dosyada da böyle. Benim burada yargılanmam abesle iştigal” dedi.
Telefon görüşmelerinin listelendiği HTS kayıtlarına göre konuştuğu kişiler arasında HDK’lı kimse olmadığını da anlatan Ercüment Akdeniz, savunmasına şöyle devam etti: “Yazdığım kitabın kapağında yazan SDKP harflerini iddianameye MLKP olarak yazarsanız, ben burada maddi hata dışında kötü niyet ararım. Bunun gibi birçok maddi hata var.” Ercüment Akdeniz savunmasına şöyle devam etti:
“HDK’nın terör örgütü olarak suçlanması, günümüzdeki gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda bir paradoks. Bu paradoks hâlâ devam ediyor. TBMM açılışının yapıldığı gün düzenlenen resepsiyonda HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş katıldı, sayın Cumhurbaşkanı’yla tokalaştı, herkes gülerek poz verdi.
Yanlış anlaşılmasın, suçluyor değilim ama HDK’nin eş sözcüsü bu kadar üst düzey bir görüşmeye katılıyorsa ben niye burada yargılanıyorum? Bu süreç iyidir, barış iyidir, bunlar devam etsin. Ama gelinen noktada bu davayı uzatmanın da bir manası yok. Benim HDK’de hiçbir görevim olmadı.”
Avukat Özcan Karakoç, “Dosyada toplanacak bir delil kalmadı” diyerek dosyanın esas hakkındaki mütalaaya gönderilmesini talep etti.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Savcı ise mütalaanın henüz hazır olmadığını belirterek, suçlamanın katalog suç kapsamında olması gerekçesiyle Ercüment Akdeniz’in tutukluluğunun devamını istedi.