AKP'nin kurucuları arasında yer alan Fatma Bostan Ünsal, eski HDP Milletvekili Hüda Kaya'nın cezaevinde bulunmasına tepki göstererek, "Çok talihsiz şekilde 28 Şubat'ın artık yaşlanmış, çeşitli sağlık sorunları olan mahkumları affedilirken 28 Şubat'ta belki en ağır şekilde mağdur edilmiş olan Hüda Kaya yine çok ağır biçimde mağdur oluyor" dedi.
AK Parti kurucularından Fatma Bostan Ünsal, hakkında ağır ceza istenen Hüda Kaya’nın 28 Şubat döneminde de iktidarın hedefi olduğunu hatırlatarak iki dönem arasındaki benzerlik olduğuna işaret etti.
Silivri Marmara Cezaevi’nde tutuklu olan eski HDP milletvekili Hüda Kaya için 38 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680 yıl hapis cezası isteniyor. Savcılık tarafından hazırlanan iddianame Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. iddianameye tepki gösteren İslami yazar ve düşünürler, Kaya için adalet isteyerek imza kampanyası başlattı.
Gazeteduvar’dan Ferhat Yaşar’ın haberine göre, Hüda Kaya hakkındaki ağır suçlamalar ve istenen cezalar başka tepkilere de neden oldu. AK Parti’nin kurucularından Fatma Bostan Ünsal, Hüda Kaya’nın böyle bir iddianame ile yargılanmasının hukuk skandalı olduğunu söyledi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ünsal, 28 Şubat sürecinde, Hüda Kaya’nın üniversitede başörtüsü yasağını protesto ettiği için idam cezası ile yargılandığını hatırlatarak, “O zaman da kendisine haksızlık yapılmıştı bugün de haksızca yargılanıyor. O zaman da kendisine destek olmaya çalışmıştık, şimdi de en azından bu durumun haksızlık olduğunu söyleyerek destek olmaya çalışıyorum. O zaman Yargıtay Başkanı olan Sami Selçuk’un uyarılarına dikkat kesiliyor yöneticilerin dikkate almasını istiyorduk. Bugün de Selçuk’un ‘Türkiye’deki yargılamaların yüzde 99’u hukuka aykırıdır’ ifadelerine dikkat kesilip daha fazla geç kalınmadan ilgilileri bu ciddi uyarıları dikkate almaya çağırıyoruz.” dedi.
28 Şubat’ın AKP’nin doğal hareket noktası olduğunu vurgulayan Bostan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Hatırlanacağı gibi AK Parti o süreçte Fazilet Partisi’nin kapatılması üzerine kurulmuştu. Ayrıca 28 Şubat sürecinde hakları ihlal edilenlerin, onların yakınları ve bunlarla bütünleşen muazzam bir kesimin adeta doğal temsilcisi olmuştu. Bu çerçevede adeta motto haline getirilen ‘3 Y ile mücadele’ edileceği söylenirken, o 3 Y’den biri yasaklardı. Açıkça söylenmese bile ‘başörtüsü yasağı’ kolaylıkla mücadele edilecek yasaklardan biri olarak anlaşılıyordu. Çok talihsiz şekilde 28 Şubat’ın artık yaşlanmış, çeşitli sağlık sorunları olan mahkumları affedilirken 28 Şubat’ta belki en ağır şekilde mağdur edilmiş olan Hüda Kaya yine çok ağır biçimde mağdur oluyor. Bu nedenle, hedef aldığı gruplar itibari ile farklılık arz etse de 28 Şubat ve bugünkü haksız uygulamalar esas itibari ile ‘hukukun ihlali’ anlamına geldiği için birbirleriyle büyük benzerlik arz etmektedir.”
Hüda Kaya’nın iktidarın karşısında yer aldığı için cezalandırıldığını kaydeden Bostan, “Türkiye’de büyük çoğunluğun mezhep imamı Ebu Hanife, bunun için canını vermiş bir imamdır. Ebu Hanife devrin halifesinin, yani siyasi iktidarın ‘kadılık’ teklifini kabul etmediği için zindana atılmış, işkenceye maruz kalmıştır. Tali sayılabilecek hususlarda imamın görüşlerini harfiyen uygulayanlar, uğruna hayatını verdiği prensibi ön plana almış görünmüyorlar. Elbette bu kolay bir şey de değildir. Bu dönemde, çok çeşitli nedenlerle, dindar camiadaki alimler ve kanaat önderlerinin iktidarın yanında olmalarının veya olmamalarının mükafatı veya cezası hiç bir dönemde görülmeyen ölçüde büyük olmaktadır. Hüda Kaya’nın iktidarın karşısında olması, bu kadar ağır ceza ile yargılanmasının esas sebebidir diyebilirim.”