İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, "İktidar ve muhalefet temel konularda birbirine çok benziyor. Zaten CHP kurucu parti olarak kurucu ideolojinin partisi. CHP mağdur seçicilik yapıyor. Gündemlerine birkaç dava giriyor, onun dışında aktif bir muhalefet yürütmüyor" dedi.
Türkiye’de son dönemde Kürtlere ve mültecilere yönelik artan ırkçı saldırıları değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, ana muhalefet partisi CHP’nin bu tür olaylarda tavır takınmamasını eleştirdi.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Keskin, Türkiye’deki ırkçılığın artmasında MHP’nin rolüne dikkati çekti. Keskin, “MHP, Türkiye’nin iç siyasetine tamamıyla hâkim olmuş durumda. MHP’nin o ırkçı ve ötekileştirici dili, bütün topluma yayılıyor. Zaten şiddet böyle bir şey, yani kadına yönelik şiddetten de söz ederken de bunu kastediyoruz. Resmî güçler tarafından o şiddet ve ötekileştirici dil, kullanıldığında çok çabuk topluma yayılıyor” ifadelerini kullandı.
Sanal medyanın ırkçı nefretin gelişmesinde payının büyük olduğunu söyleyen Keskin, buna karşı hukuki hiçbir yaptırımın uygulanmadığını kaydederek, kendisinin de bu ırkçı nefretin hedefi olması nedeniyle sanal medya paylaşımını sınırlandırdığını aktardı. Paylaşımlarına sınırlama getirmesini “Çünkü ben her sabah tehdit alarak uyanmaktan, sarı torba fotoğrafları görmekten bıktım” sözleriyle anlatan Keskin, “Fikirlerini beğenmedikleri insanları, ırkçı bir dille tehdit ediyorlar. Bu 1990’larda bile olmadı ki bizim gibi hak savunucuları için 90’lar çok önemliydi. Çünkü gözaltında kaybedilen, kontra cinayetlerin olduğu, köylerin yakıldığı bir dönemde bile bu kadar ırkçı bir nefreti örgütlemediler” şeklinde konuştu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ana muhalefet partisi CHP’ye eleştiriler yönelten Keskin, şunları söyledi: “Bizim esas sorunumuz, bu coğrafyada iktidar ve muhalefet temel konularda birbirine çok benziyor. Zaten CHP kurucu parti olarak kurucu ideolojinin partisi. CHP mağdur seçicilik yapıyor. Gündemlerine birkaç dava giriyor, onun dışında aktif bir muhalefet yürütmüyor. Örneğin ‘Barış Süreci’ adı verilen süreçte CHP’nin, AKP’ye şunu sorması gerekiyor: ‘Bu süreç neden başarıyla sonuçlandırılamadı?’ diye eleştirmesi gerekirken ‘Neden teröristlerle masaya oturdun’ diyor. Yani ana muhalefet, daha geri bir noktadan eleştiriyor. Gerçek anlamda ırkçılığa karşı örgütleyecek bir muhalefet yok. Ama biz de çok sınırlıyız gerçek, anlamda muhalefet yapmaya çalışanlar da yüzde 15’iz.”