Dış politika uzmanı Kerim Has, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir çok konuda 180 derece dönüşlerinin gücü gördüğü için yapmadığını, bunu bir politika tarzı haline getirdiğini ve kendisi için en yüksek karı elde etmeye çalıştığını söyledi.
Dış politika uzmanı Kerim Has, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya üyeliğine önce karşı çıkıp sonra desteklemesinin siyaset tarzı olduğunu belirterek, ” Erdoğan’ın siyaseti daha ziyade ve çoğunlukla bu tarz meseleleri hem iç hem de dış siyasette kendi çıkarları açısından ‘sömürmekle’ ilgili” dedi.
Kerim Has, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesinin ardından Erdoğan’ın ‘yine çark ettiği’ yönündeki değerlendirmeleri yanlış olduğunu düşünüyor. Has, “İşin özünde Erdoğan o güce (İngiltere veya ABD) ve o gücün çıkarlarına karşı değil. Adamın yaptığı ‘maksimum kar’ elde etmek” dedi.
Kerim Has’ın sosyal medyadan yaptığı Türkiye’nin İsveç üyeliği ilgili değerlendirmesi şöyle:
“Erdoğan hem iç hem de dış politikada çok kez bir süre önce söylediğinin tam tersi adımlar atıyor.
Bu doğru.
Ama eksik.
Zira bu 180 derece dönüşleri Erdoğan, zannımca, tümüyle karşısında gücü, güçlüyü, zoru gördüğü için yapmıyor.
Çünkü en başta, ileride yapacağı şeyin tam tersini söylemesi çoğu zaman gücü öngörememekle ilgili değil ve olamaz.
Örneğin, İsveç’in NATO üyeliği meselesi, Suriye’de zaman zaman yeni harekat çıkışları, Yunanistan’a yönelik tehditler vs.
Zira güç (daima İngiltere, genellikle de ABD) zaten orada duruyor.
Öngörülemeyen, görülemeyen, değişen bir şey yok.
Gücü görememek diye bir şey de yok.
Başta da sonda da.
Erdoğan’ın siyaseti daha ziyade ve çoğunlukla bu tarz meseleleri hem iç hem de dış siyasette kendi çıkarları açısından “sömürmekle” ilgili.
İşin özünde Erdoğan o güce (İngiltere veya ABD) ve o gücün çıkarlarına karşı değil.
Adamın yaptığı “maksimum kar” elde etmek.
Türkiye için değil, kendisi için.
Başta nasıl İsveç’in NATO üyeliğine karşı çıkarken içeride puan topluyorsa, şimdi imzalarken de dışarıda manevra alıyor ve hatta puan bile topluyor olabilir.
Bu “güçler” de zaten Erdoğan’ın bu siyasetini bildikleri için (ve zannımca bunu zaman zaman destekliyorlar da, çünkü Erdoğan’ın puan toplaması o “güçlerin” çıkarlarına ciddi hizmetler eden Erdoğan’ın koltuğunu sağlamlaştırdığı için o “güçlerin” de işine geliyor günün sonunda) Erdoğan’a belli bir tahammülle yaklaşıyorlar ve müddet tanıyorlar.
Nitekim her zaman öyle çok acele edilecek bir durum da olmuyor.
Dolayısıyla hem Erdoğan “sömürdüğü” meselelerle U dönüşünü yapana kadar içeride rejimini sağlamlaştırmış oluyor hem de o “güçler” istediklerini elde etmiş oluyorlar.
Muhalifler ise olayların asıl mühim tarafını ıskalayıp Erdoğan’ın “geri vites” yaptığı söylemi üzerinden kendilerini parçalıyorlar. Başta da sonda da.
Halbuki alan mutlu, veren mutlu.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
