Bir süredir seçim yenilgisinin ardından AKP'deki erimeye dair analizler yapan Yeni Şafak gazetesi yazarı Yasin Aktay bugünkü yazısında, "Partide görevi devralanlar bir sorumluluk bayrağı almış olmak yerine bir rütbe, bir makam, bir dünyalık kapmış gibi davranıyorlar" diye yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı ve Yeni Şafak gazetesi yazarı Yasin Aktay, 31 Mart’taki yerel seçimden büyük yenilgiyle çıkan AKP’nin yenilgisinin sebeplerini analiz ettiği yazısında “bazı partililerin” sorumluluk bilinciyle değil “dünyalık kapmış gibi” davrandığını söyledi.
Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, son yazısında AKP’li kadroları eleştirdi. “Partide görevi devralanlar bir sorumluluk bayrağı almış olmak yerine bir rütbe, bir makam, bir dünyalık kapmış gibi davranıyorlar” tespitinde bulunan Aktay, “23 yıllık parti içinde o yüzden bir hafıza, bir tecrübe birikimi ve misyonda bir süreklilik oluşmuyor” ifadesini kullandı.
Eleştirilerini bakanlara ve milletvekillerine de yönelten Aktay, “Sadece parti ile ilgili görevlerde değil, hükümette ve bürokraside de aynı davranış bir teamül haline gelmiş durumda. Bir bakanlığı devralan kişinin en büyük rakibi ve hedefi önceki bakanın yaptıkları. Oysa önceki bakan da AK Partili, başka bir partiden değil. Başka partiden olsa bile devletteki süreklilik adına bir hatır gözetilir. Bir milletvekili seçiliyor, iline dair yaptığı en önemli icraat, kendisinden önce, muhtemelen kendi partisinden önceki milletvekilinin referansıyla atanmış kurum müdürleriyle uğraşmak, onları değiştirmeye çalışmak oluyor. Değiştirdiği her kurum müdürü, yerinden oynattığı her bürokratın arkasında bir kan kaybı bırakmaması mümkün mü?” diye yazdı.
Bir dönem Erdoğan’ın danışmanlığını da yapan eski AKP Milletvekili Yasin Aktay, 31 Mart seçim yenilgisinin parti içinde dar bir çevrede istişare edilmesinin yeterli olmayacağını savunduğu yazısında, “Gidişat iyi değilse neden değil, nasıl bir çözüm planı olacak? AK Parti’ye gönül vermiş ve hâlâ ona umut bağlamış insanlar bunu samimiyetle görmek istiyor. Seçim sonrası bir defada yapılan bu teşhisten sonra kulağının üzerine yatıldığı izlenimi partinin kan kaybını daha da artırır. Veya bu değerlendirmelerin sadece dar bir çevre içinde yapılması da AK Parti’ye gönül veren samimi gönülleri tatmin etmiyor. Hele o dar çevrelerin önemli bir kısmı zaten bu kaybın sorumluları olarak görülüyorsa. Tarafsız ve nesnel bir değerlendirmede söz konusu kan ve ruh kaybının belki de sorumluları oldukları bilinenler bu kaybı ne ölçüde teşhis edip ne kadar telafi edebilirler? Tespit ve teşhis ve tedavinin de münasip insanlar tarafından, belki dışarıdan bir gözle yapılması gerekiyordur” değerlendirmesinde bulundu.