Cumhurbaşkanı Erdoğan, 61 yıllık Esad diktötürlüğünün çöktüğünü belirterek, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasını savunduk. Haksızlığa karşı sesimizi yükseltmekten çekinmedik. Şam asıl sahiplerinin eline geçti. Suriye halkı bizim kardeşimiz, can dostumuz."dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de karanlık döneminin bittiğini ve Şam’ın asıl sahiplerinin eline geçtiğini söyledi.
Kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, “61 yıldır zorbalıkla süren Baas diktatörlüğü tamamen çöktü” diyen Erdoğan, Suriye’de karanlık dönemin bittiğini ve aydınlık bir dönemin başladığını belirtti.
Suriye istikrara kavuştukça güvenli ve düzenli geri dönüşlerin artacağını belirten Erdoğan, Yayladağı sınır kapısının açılacağını söyledi.
Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında gözü olmadığını da ifade eden Erdoğan, “Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır” dedi.
Erdoğan’ın açıklaması şöyle:
“Komşumuz Suriye’de 13 yıl süren savaş dün itibarıyla yeni bir boyut kazandı. 61 yıldır zorbalıkla süren Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü.
Yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Eski rejimin kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantılarına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyid etmiştir.
Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi son ana kadar umudunu terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiştir.
Play Video
Esad arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır.
Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını savunduk. Haksızlığa karşı sesimizi yükseltmekten çekinmedik. Şam asıl sahiplerinin eline geçti. Suriye halkı bizim kardeşimiz, can dostumuz.
Kalbimizin bir yarısı Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa ise diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır.
Suriyeli kardeşlerimiz canını kurtarmak için bizim canımızı çaldı. Az değil 4.5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Şimdi sayısı 2.9’a düşen Suriyelilere 13 yıl boyunca ensarlık yaptık. Bunu şikayet ederek değil, memnuniyetle yerine getirdik.
Suriyeli kardeşlerimizin 13 yılan vatan hasreti artık yavaş yavaş son bulacaktır. Suriye istikarara kavuştukça güvenli ve düzenli geri dönüşler de artacaktır. Yayladağı sınır kapısını geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini tarihimize, kültürümüze, ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz.
Suriye’de karanlık dönem kapandı, aydınlık bir dönem başladı. Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında gözü yoktur. Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Suriye Suriyelilerindir. Bize düşen yeniden kalkmalarına destek olmak.