Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanmasının başlangıç olduğunu ve devamının geleceğini söyledi. Erdoğan, "Hukuk da görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir"dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hakkari Belediyesi’ne kayyım atınmasının kimseyi rahatsız etmesesi gerektiğini belirterek, “Hukuk da görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir” dedi.
Erdoğan, 8. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu. Erdoğan, Hakkari’ye Belediyesi’ne kayyım atanmasını savundu. Erdoğan, konuşmasında özetle şunları şöyledi:
“Hukukun, kanunun ve demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden, meşruiyetten sapmayan herkes yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez, edemez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik. Özellikle yargının Hakkari’yle ilgili verdiği karar kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar parlamentoyu hemen ayağa kaldırmaya kalktılar. Kusura bakmayın. Burası hukukun işlediği Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosudur. Orada elinizde pankartlarla, tekme yumruk sağa sola saldırmanın size kazandıracağı da hiçbir şey yok. Çünkü sizin de karşınızda hukuku savunacak parlamenterler var. Sivil ve demokratik siyasetin zemininin güçlenmesi için pek çok adım attık. Ancak bölücü örgütün siyasetteki aparatlarıyla milli iradeye pusu kurmasına da izin vermedik.
Dünyanın hiçbir medeni ülkesi, demokrasinin kundaklanmasına göz göre göre müsaade etmez, etmeyeceğiz. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. 31 Mart’tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayri meşru gayri yasal işlemlere girmediyse onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yok ama gayri yasal işler yapmışsa bizler de yasaları işletiriz. Hakkari bunun ilk adımı olmuştur. Hukuk da görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir.
Türkiye yakın geçmişte şehirlerimizin imkanlarının millete hizmet yerine teröristlere peşkeş çekildiği, terör örgütünün emrine verildiği, hendek ve çukur açmak için kullanıldığı kötü günler yaşamıştır. Bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Türkiye, belediye hizmet binalarında Kandil’in atadığı komiserlerin başkan tokatladığı, güya mahkeme kurup haraç kestiği dönemler geçirmiştir, bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur. Milletimizin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını hiçbirimiz istemeyiz, buna izin de vermeyiz.
Bölgedeki kardeşlerimiz üzerinde bölücü terör örgütünün baskı kurmasına eyvallah etmeyiz. Hukuk, demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milli iradeye saygı bunu gerektirir. Terörle arasına mesafe koymadan hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekir. Muhalefet partileri koro halinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör-siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların oradan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İlla bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idari tedbirlere değil, Kandil’in belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir.
Bazıları çıkmış, Meclis’ta adeta terör estirerek belediyeler bizimdir naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyor. Belediyeler ne onların ne de terör örgütünündür. Bağırıp çağırarak, Meclis’te nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım; belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir.”