Diyarbakır’da bir ‘hatırlama’ günü: Koma Amed Kürtler için ne ifade ediyor?

Diyarbakır bugün bayram yeri gibi; Koma Amed konseri var çünkü. Tıpkı bir 'Newroz' coşkusu gibi sokaklar, caddeler, evler bu haberle kaynıyor. Sadece Diyarbakır'da değil grubun sesini kulaklarında duyan her Kürdün evinde bir 'hatırlama' günü sanki...

Türkiye’yi, Kürtleri, Kürt sorununu bilmeyen; Kürtçe hakkında en ufak bir fikri dahi olmayan bir yabancı bugün kuş bakışı Diyarbakır’ı izlese şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırır herhalde: Koca bir şehir, belediyesiyle temizlik işçisiyle, otobüsüyle minibüsüyle, esnafıyla zengin iş insanıyla bir bayrama hazırlanır gibi Newroz Parkı’na akın ediyor. Çünkü Kürtlerin derin hafızasında çok büyük yeri olan Koma Amed’i konseri var.

Bu öyle sıradan bir konser değil. O grup ki 90’lı yılların en acı hatıralarını çağrıştırıyor; zindanları, zorla kaybetmeleri, dağlarda yankılanan savaş seslerini; yerlerde sürüklenen, dipçiklerle dövülen, asit kuyularında öldürülen bir halkın hafızasını tazeliyor. Diyarbakır bugün çoktan unutulmuş olanı değil, hafızasında dipdiri duran bir geçmişi hatırlıyor. Diyarbakır’dan bölgedeki tüm şehirlere yayılan coşku bir “hatırlama günü” olarak uzun süre konuşulacak.

Peki Koma Amed nedir, Kürtler için neden önemlidir, bir şehir hangi duyguyla bu konsere akın ediyor?

SELÇUK MIKZRAKLI’NIN EVİNDE KURULDU, İSİM BABASI DA O

Kürtçe konuşmanın dahi cesaret istediği yıllarda, 1988’de Hacettepe Tıp Fakültesi öğrencileri tarafından kurulan Koma Amed, 1990’ların karanlığında Kürtlerin üzerine çöken ağırlığı ezgileriyle kaldırmıştı. O sessizlikte, yıkımda ve sonsuz gibi görünen baskı günlerinde aydınlık oldu, umut oldu, ses oldu.

Grubun temelleri, Suriye’den Hacettepe Tıp Fakültesi’ni kazanan Evdılmelik Şexbekir (Melek)’in, üniversitede öğrenciler Gülşen Çetin, Savaş Çakmak, Rohat Kutlay, Fikri Kutlay, Mustafa Kart ve Ahmet Kaya ile tanışmasıyla atıldı. Grup, 1990’lı yıllarda Koma Dengê Azadî ile birlikte “Kom” (Kürtçe: grup) kategorisinde öne çıkan ilk topluluklardan biri oldu.

Hiçbir üyesi Diyarbakırlı olmayan ama ismini aldıkları şehirde bugün konser verecek grubun isim babası ise şehrin rekor oyla seçtiği, ancak görevden alınarak zindanlara gönderilen Selçuk Mızraklı. Koma Amed üyeleri, grubunun isim babasının Mızraklı olduğunu, “Grupta hiç kimse Amedli değil. Ama Amed’in öneminin herkes o zaman da farkında olduğu için, Koma Amed ismini öneren Selçuk Mızraklı” sözleriyle açıklamıştı. Grup Mızraklı’nın Ankara’daki evinde kurulmuştu.

KULÎLKA AZADİ, BELLA CİAO, TELLİ TELLİ…

Koma Amed, 1990 yılında yayımlanan ilk albümleri “Kulîlka Azadî” ile dikkat çekti. Albümün kayıt süreci maddi ve teknik zorluklar içinde geçti. O dönem Kürtçe müzik yapan birçok grup gibi Koma Amed de sınırlı sayıda stüdyoda kayıt yapabildi.

Albümde, “Bella Ciao” (Çav Bella) ilk kez Kürtçeye Evdılmelik Şexbekir tarafından çevrildi. Ayrıca, bir Yunan ezgisi olan “Teli Teli”, Murathan Mungan’ın yazdığı sözlerle yeniden düzenlendi.

Ancak grup, kuruluşundan kısa süre sonra büyük bir kayıp yaşadı. Melek lakaplı Evdılmelik Şexbekir, 1991 yılında PKK’ya katıldı ve 1992’de öldü.

Bu gelişmenin ardından grup, çalışmalarına İstanbul’da Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) çatısı altında devam etti.

“DERGÛŞ”

Koma Amed, ikinci albümü “Agir û Mirov” (Ateş ve İnsan) sonrası, İtalya’daki belediyelerin davetiyle “Serhildan Turnesi” kapsamında Roma, Palermo, Katanya ve Trieste gibi şehirlerde konserler verdi. Grup, bu turneyle birlikte Avrupa’da da tanınmaya başladı.

Asıl çıkışını ise “Dergûş” (Beşik) albümüyle yaptı. Siyasi göndermelerden uzak duran albüm, halk ezgilerine odaklanarak geniş kitlelere ulaştı. Dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem, 1999 yılında “Dergûş” albümünü Avrupa Birliği bakanlarına hediye etti.

SÜRGÜNDE YAŞAMAK ZORUNDA KALDILAR

Grup, 2000’li yılların başında grup üyelerinin bir kısmının Almanya’ya iltica etmek zorunda kalmasıyla dağılmış, 2024’de yeniden kurulmuştu.

1999’da dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem, grubun çok satan “Dergûş” albümünü Avrupa Birliği bakanlarına hediye etmişti.

Tahir Elçi’nin vurulduğu yere çiçek bıraktılar.

TAHİR ELÇİ’NİN VURDULDUĞU YER, ROJİNA KABAİŞ’İN AİLESİ…

Koma Amed üyeleri daha Diyarbar’a uçaktan indikleri andan itibaren görülmemiş bir coşku ve sevgiyle karşılandılar. Şarkılarla, alkışlarla ve gözyaşlarıyla kaşrılanan grup üyeleri de bu duygu selinden etkilenip zaman zaman gözyaşlarını tutamadılar. Grup üyeleri öldürülen eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin vurulduğu yerde, Dört Ayaklı Minare’ye giderek karanfil bıraktılar. Elçi’nin vurulduğu yerde, en sevdiği ezgileri seslendirdiler.

Rojin Kabaiş’in ailesini ziyaret ettiler.

Daha sonra ise şüpheli şekilde yaşamını yitiren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in ailesini ziyaret ettiler. Aileye destek verdiler, duydukları üzüntüyü ifade ettiler. Aile ise yıllarca seslerini duydukları efsane grubun üyelerini yanlarında görmenin mutluluğunu yaşadılar.

Başta Diyarbakır olmak üzere Kürtler bugün, kendilerine çok tanıdık gelen bir şeyi ‘hatırlıyor’. Zorlu koşullarda yapılan müziğin verdiği güç ile umut, ezgilerin derde derman olan yankısı ve sahipsizliğin sesle yırtıldığı bir dönemin hatırlatıcısı Koma Amed.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER