Sokak röportajında söylediklerinden dolayıp tutuklanıp cezaevine konulan Dilruba Kayserilioğlu, 18 gün kaldığı cezaevi hakkında, "Evet içeride herkes belli bir suçu belli bir cezayı yatıyor ama girdiğinde emin oldum ki gerçek suçlular dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşıyor" dedi.
İzmir’de bir sokak röportajında hükümeti eleştiren sözleri sonrası tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu, dün kaldığı Aliağa Cezaevi’nden tahliye edilmişti. Tahliyesinin ardından “Tutuklanmamla söylediklerim kanıtlandı” diyen Kayserilioğlu cezaevinde nasıl bir manzarayla karşılaştığını da anlattı.
Halk TV’ye konuşan Kayserilioğlu “Daha önce hiç tecrübe etmediğim bir şeydi cezaevi. Bir bilinmeze doğru gidiyorsunuz. Hiç bilmediğiniz bir şey” dedi.
“Bence adalet var olan bir şey ise eğer ki herkese eşit derecede tekerrür etmeli” diyen Kayserilioğlu, “Fakat öyle bir şey yok. İçeri girdiğim süreçte de böyle bir bilinmese doğru gittiğim için tabii ki korku ve endişelerim oldu. Fakat şunu anladım ki evet içeride herkes belli bir suçu belli bir cezayı yatıyor ama girdiğinde emin oldum ki gerçekten gerçek suçlular dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor” dedi.
Kaldığı koğuştan örnek veren Dilruba Kayserilioğlu, “Genellikle hep böyle başkaları tarafından mağdur edilen insanlar. Dosyaları bir şekilde kapatılan, yani kendime benzeyen o kadar çok kişi vardı ki hani bir kez daha emin oldum, gerçek suçlular dışarıda. İçeride ot çöp böyle ne kadar kişi varsa. Zaten cezaevlerinde inanılmaz bir doluluk var. Daha da yeni cezaevleri açılacakmış falan. Böyle gerçekten her tutulanı içeriye koyarlarsa daha böyle çok cezaevleri açılır” şeklinde konuştu.
Dilruba Kayserilioğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:
“Söylediklerimin arkasındayım. Bu ilk değil son da olamayacak. Ama dileğim son olması… Benden çok daha farklı şeyler yapıp, çok daha ağırlarını yapan ve serbest olan kişiler olduğunu biliyorum. İlk değilim son olmak isterim. Belirli bir kesim “bize küfretti, hakaret etti” diyenler bana çok daha ağırlarını ettiler.”21. yüzyılın göbeğinde sistem tek bir kişiye verilirse bu bu bu olur… demek küfür hakaret değildir. Bu eleştiridir.
Ben dün sosyal medyada gördüm direkt şahsa yönelik, CHP’ye oy verenlere, Mustafa Kemal Atatürk’e dümdüz söven bir vatandaş var. Ben kimseye sövmedim, bir partiyi kastetmedim. Kastetsem onu da sansürsüz bir şekilde dümdüz söylerdim. oy verenlere Sövmedim, hakaret etmedim. Hala bu fikrimin arkasındayım. Özgür bir toplumda yaşıyoruz eleştiri herkesin hakkındır. Yanlışa yanlış demek suç unsuru olmamalı.
Daha önce cezaevini hiç tecrübe etmedim. Hayvan katilleri çocuk katilleri elini kolunu sallayarak geziyor. Adalet var olan bir şeyse herkese eşit işlemeli. İçeriye girdiğimde fark ettim ki gerçek suçlular dışarıdaydı. Kendime benzeyen çok kişi vardı. İçeride inanılmaz bir doluluk var. Böyle her tutulanı içeriye koyarlarsa, daha çok cezaevi açılır. Bana “Oh olsun” diyenlere de adalet bir gün lazım olacak.
Benim orada olduğum süre zarfında yanıma çok fazla gelen kişi oldu. Bu kalabalıktan ve sirkülasyondan rahatsız olmuş olmalılar ki ben bir anda sessiz sedasız salındım. Ailemin basının haberi yoktu. Telefon imkanı da sağlanmadı. Avukatlarım benim çıktığımı sosyal medyadan duyup yalan sanmışlar bu olanlar çok saçma. Genç bir kadın olarak o halde elimde telefon olmadan, dağ başında çaresizce bırakıldım. Çok saçmaydı anlayamadığım bir sürü şey oldu. Önümüzdeki günlerde mahkemem var. Orada her şeyi daha net konuşacağım. Halk TV ailesine en başından beri yanında oldukları için teşekkür ederim.”