Yazar Abdurrahman Dilipak, 'hükümetin, 15 Temmuz'u biliyordu' açıklamasına ek olarak, "Darbeyi bastırma operasyonun ötesin de bir karşı operasyon yapılmış." dedi. Dilipak, darbe günü Konya ve Eskişehir'deki pilotlarla konuştuğunu söyledi.
Gazeteci Abdurrahman Dilipak, ‘Hükümet, 15 Temmuz’u 4 ay önceden biliyordu’ yönündeki açıklamasına gelen tekiler üzerine yeni bir paylaşım yaptı.
Dilipak, daha önce yaptığı paylaşımında bir yanlış olmadığını belirterek, “FETÖ bir darbeye kalkıştı ve devlet, devlet olmanın gereği daha önceden bunu biliyordu. “Bırakalım harekete geçsinler ve biz de onları suçüstü edelim dediler” diye düşünüyordum işin içine başka stratejiler girmiş, birileri ayıklanmış ve bu olay bahane edilerek darbeyi bastırma operasyonun ötesin de bir karşı operasyon yapılmış.” dedi.
Kendisinin iktidarın tek başına böyle bir darbe organize ettiğini söylemediğini ifade eden Dilipak, şöyle devam etti: “İktidarın daha önce bildiğini biliyordum ama ayrıntısını bilmiyordum. Yoksa darbe öncesi Dugayev Ankara’daydı, onunla da görüşmem gerekiyordu. Bir randevu ayarlanmıştı ama görüşemedim, o da bir gün önce Dalaman’daydı. Ama 2022 sonunda darbe ile ilgili Ankara’nın 4 ay önceden çok ayrıntılı bilgi sahibi olduğunu öğrendim. Benim bu işi bildiğimi Ankara biliyor. Biliyordun da daha önce niye söylemedin diyenler, öğrendiğim hafta yazdıklarımı okumamışlar. O hafta bu konuda yetkilileri de uyardım. FETÖ o bilgiler ve belgelerin sızdırılmasından dolayı ilgililerine ne türlü tezgahlar kurdu? Bir hareketlilik vardı! Belirli merkezler bunu gördü ve doğal olarak izledi. Yapanlar dışında kimse saatini ve gününü bilmiyordu fark burada.”
GERÇEK HERKES İÇİN İYİ OLANDIR
Allah (cc) yaşadığımız zamana, mekana, kişi ve olaylara karşı adil şahitler olmamızı istedi. Şahitlik, şehadet aynı köktendir. “Benden korkun, onlardan değil” dedi. “Bir topluluğa olan öfkeniz bile sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmesin”…
— Abdurrahman Dilipak (@aDilipak) February 20, 2024
Darbeyle ilgili görüşlerini farklı medya organlarında dile getirdiğini anlatan Dilipak, “2022 de, güvendiğim bir kaynaktan bana bir haber geldi. Araştırdım bilgiler doğru. M.M. İsimli kişinin getirdiği bilgiler hakkında bir özeti o zamanki Devlet Denetleme Kurulu başkanına da ilettim. Zaten onların bilgisi varmış. Bu arkadaşı daha sonra O zamanki İçişleri Bakanı S. Soylu’ya yönlendirmişler. Onun da haberi var. Ben konuyu takip etmeleri için Emniyet Genel Müdürüne de söyledim.
15 Temmuz ve sonrasında yaptığı telefon konuşmalarını da anlatan Dilipak, şöyle devam etti:
“Bakın 15 Temmuz o olaylar yaşanırken, ben Marmaris’e 20 Km mesafede Köyceğiz’de, “Fethullah Gülen ve Darbeler” konulu bir konuşmam vardı.. Hem de AK Parti’li eski bir belediye başkanının portakal bahçesinde düzenlediği bir toplantıda yapılıyordu bu toplantı. Bahçe sahibinin adı Sadi Pirci. Darbe girişimi haberi, bana konferansa başladıktan yarım saat sonra geldi. Çünkü evim Kulelideydi, çevredeki askeri hareketlilik hakkında komşularımız bana ulaşamayınca hanıma haber vermişler. Toplantıyı yarıda kestim, oğullarım Dalaman Hava alanına gittiler. Toplantıya katılan partililer de Marmaris’e doğru yola çıktılar. O gün sabah yola çıktık akşam geldim, öbür gün sabah Çengelköy karakoluna gittim, Karakol amirinden o gün yaşananları dinledim.
Darbe gecesi, mesela o zamanki Emniyet Genel Müdür yardımcısı Mustafa Gülcü ile konuştum. Ondan bilgi aldım. Meclisteki bazı milletvekilleri ile konuştum. İstanbul’da İHH ve Özgürder’den arkadaşlarla konuştum. Muhammed Binici köprüdeydi. Daha sonra Köprüde tankın önüne yatan Metin Doğan’la defalarca konuştum. Konya, Eskişehir’de o gün görevli pilotlarla konuştum. Akıncılardaki arkadaşlarla konuştum. Yusuf Kara o gün Ankara’da Genel Kurmayın önündeki çatışmanın içinde kalmıştı. FETÖcü’lerle konuştum. DavuToğlu ile konuştum. Erol Olçok’un hanımı ile konuştum.
Daha bir çok görüşmelerim oldu, hala yeni yeni tanıklar çıkıyor, onlarla konuşuyorum, her yeni bilgi, ilk günlerdeki bilgilerin çok eksik hatta yanlışlarla dolu olduğunu gösteriyor.
Darbe gecesi Yeşilköy’de, hava alanı kulesinin polis tarafından askerlerden alınışına tanık olan bir yolcunun savcılığa verdiği tanıklığının redaksiyonunu ben yaptım. Bu süreçte sorduğum soruların hemen hemen hiç birine tatmin edici, efradına cami, ağyarına mani bir cevap alamadım.