Türkiye’de ifade özgürlüğü ve akademik özerklik açısından sembolik öneme sahip olan Barış Akademisyenleri davasında önemli bir yargı kararı alındı. Danıştay 5. Dairesi, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan bir akademisyenin görevine iadesine hükmetti. Bu kararla birlikte, ihraç edilen akademisyenlerin görevlerine dönebilmeleri yönünde yargı sürecinde yeni bir kapı aralanmış oldu.
Danıştay, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesi’nin akademisyenin başvurusunu reddeden kararını, “özlük haklarının iadesi ve davacının yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi” yönünde bozdu. Mahkeme ayrıca, kullanılmayan 704,50 TL tutarındaki yürütmeyi durdurma harcının da davacıya iadesine hükmetti. Dosya, yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderildi. Karar, 27 Şubat 2025 tarihinde oyçokluğuyla alındı ve kesinlik kazandı.
2016 yılında, Türkiye’nin Güneydoğu illerinde yaşanan hendek çatışmaları ve sokağa çıkma yasakları sürecinde, 1128 akademisyen “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyle kamuoyuna seslenmişti. Devletin yürüttüğü operasyonların sivillere yönelik ağır hak ihlallerine yol açtığını ifade eden bildiri, iktidar çevrelerinin sert tepkisini çekmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzacı akademisyenleri hedef alarak “aydın müsveddeleri” gibi ifadeler kullanmıştı.
Bildirinin ardından açılan soruşturmalar neticesinde, birçok akademisyen “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılanmış; OHAL döneminde çıkarılan KHK’larla 406 akademisyen üniversitelerden ihraç edilmişti.
2019 yılında Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruları değerlendirdiği bir kararda, bildirinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, ceza alan akademisyenlerin haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti.