Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı destekleyen Erbakan: Bir daha asla…

2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Bir daha asla AK Parti'yle olmayız, sağda üçüncü ittifak daha çok oy alır" dedi.

  • ü
  • 23 Eylül 2024
  • ü
  • Gündem

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan genel seçim sürecinde AKP ile neden ittifak yaptıklarını açıkladı ve ‘bir daha asla’ ifadesini kullandı.

T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtlayan Erbakan, “2023’te ‘CHP’ye iktidarı teslim etmeyin’ dediler; hem kendileri hem millet kurtulsun diye zeytin dalı uzattık. Seçimden sonra aynı tas aynı hamam devam ettiler, güvenimizi sarstılar. Bundan sonra yola müstakil devam edeceğiz. Bir daha asla AK Parti’yle olmayız, sağda üçüncü ittifak daha çok oy alır, iktidarın uygulamalarını gören imam-hatipli gençler deist, ateist oluyor” diye konuştu.

Erbakan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler özetle şöyle:

‘AKP UYGULAMALARINI GÖREN İMAM HATİPLİ BİLE DEİST OLUYOR’

Bugün maalesef iktidarın uygulamaları bizim dindar olmayan iktidarlar döneminde eleştirdiğimiz uygulamaların aynısı. Burada bir çarpıklık var. Bu görüntüyü gören genç insanlar İmam Hatip’te okuduğu halde deist olmaya karar veriyor, ateist olabiliyor. Veya başı örtülüyse başını açıyor. Şekilden ibaret bir anlayışla maalesef toplumun önüne çıkılmış, iktidar olunmuş. Ama asıl değerlerimiz, asıl savunduğumuz ilkeler uygulanmıyor, hayata geçirilmiyor. Dolayısıyla da maalesef gençler üzerinde ciddi olumsuz bir etkisi oluyor bu durumun.

‘AKP’NİN EKONOMİ POLİTİKASI ADALETSİZ PAYLAŞIMA DAYALI’

Ekonomi politikası tamamen adaletsiz bir paylaşıma dayalı. Kamu kaynakları ‘itibardan tasarruf olmaz’ adı altında israfa harcanıyor. 2018’de kamunun yıllık hava aracı kiralama bedeli 280 milyon lirayken bu sene 5,5 milyar liraya gelmiş. Beş sene içinde hükümetin hava taşıtı kiralama bedeli 20 misli artmış. İmtiyazlı holdinglere haksız bir kaynak aktarımı yapılıyor. İhaleler kapalı kapılar arkasında pazarlık usulüyle veriliyor. Bakıyorsunuz Türkiye’de yapılan bir tünelin aynısı Kore’de beşte bir maliyetine yapılmış. Bir de üzerine bu imtiyazlı holdinglere vergi muafiyeti sağlanıyor. Beş holdinge 10 senede 128 kez vergi muafiyeti yapılmış. Dünyada kamudan en çok ihale alan sıralamasındaki ilk 10 holdingden 5 tanesi bizdeki bu holdingler. Kaynaklar imtiyazlı holdinglere aktarılıyor, kaynaklar faize gidiyor. Bizim en çok mücadele etmemiz gereken bu ülkenin, bu milletin bir kuruşunun faize gitmemesini sağlamak. Ama bu sene işte bütçeden 1,25 trilyon lira faize veriliyor. Bu ekonomi uygulamasının Millî Görüş’ün rahmetli Erbakan Hoca’mız döneminden beri savunduğu değerlerle hiçbir alakası yok, taban tabana zıt.

‘ÜÇÜNCÜ YOL SAĞ İTTİFAK’

Kendi cumhurbaşkanı adayımızla girmeyi önceliyoruz. Ama bir ‘üçüncü yol’ alternatifi Türkiye’de her zaman mümkündür. Seçmenin ‘sağ partiler’ olarak nitelendirdiği partiler ittifak yoluna gidebilir. İYİ Parti var, DEVA var, Gelecek var, Saadet var. Büyük Birlik Partisi de olabilir… Sağ partilerden oluşacak bir ittifak, AK Parti’ye gönülsüz oy verenler için ciddi bir alternatif haline gelir.

‘ERDOĞAN, IMF’DEN ALACAĞINDAN DAHA ÇOK BORÇ ALDI’

IMF’den çok daha fazla borç alıp çok daha yüksek faizle borç alıyor. Maalesef 8 trilyon lirayı merkezi yönetim borcu aşmış, geldiklerinde 130 milyar dolar civarında bir devlet borcu varken şimdi 250 milyar dolara yaklaştı. 14 Mayıs’tan sonra çok büyük ümitle getirdikleri ekonomi yönetimi, bırakın iyiye götürmeyi, verileri sabit bile tutamıyor, daha da kötüye gidiyor. Enflasyon yüzde 38’den %75’e çıktı. Akaryakıt 20 liradan 45 liraya çıktı. Döviz kuru 18 liradan 34 liraya çıktı. Yaşama maliyeti arttı. Faizler yüzde 8,5’den yüzde 50’ye çıktı. Öte yandan, 22 senelik AK Parti iktidarında D-8 de âtıl kaldı. Amerika’nın ve İsrail’in Orta Doğu’daki planlarının yürümemesi bakımından D-8’in kurulması önemliydi.

Tüm bunlara baktığımızda, 28 Şubat’ın dış güçlerin asıl amaçları bakımından başarıya ulaştığını görüyoruz. Yani aslında rahmetli Erbakan Hoca’nın başbakan olduğu dönemde paylaşım ve yönetimle ilgili attığı atımlar aslında 28 Şubat’a sebep oldu. Ama o gün bunu işte “Laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor” gibi birtakım tiyatrolarla gösterdiler.

‘ERKEN SEÇİM OLMALI’

2026 yılının ilkbaharında veya 2025’in sonbaharında bir erken seçim olabilir. Bir, bir buçuk sene içerisinde bir erken seçimde bir değişim olmasının Türkiye’nin faydasına olacaktır. Milletin de beklentisi bu yönde.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com