Cumartesi Anneleri: Zaman acımızı azaltmıyor

Bu hafta, 1994 yılında Şırnak'ta gözaltında kaybedilen 25 yaşındaki Ömer Ölker’in dosyası kamuoyuyla paylaşıldı. Zamanın acılarını azaltmadığını söyleyen Cumartesi Anneleri "Devlet ve yetkili organlar görevlerini yerine getirmiyor. Bu dosyada da adalete erişim hakkımız engelleniyor" dedi.

  • ü
  • 12 Nisan 2025
  • ü
  • Gündem

Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve adalet talep etmek için 1046. haftada Galatasaray Meydanı’ndaydı. Polis, bu hafta da meydana çıkan hak savunucularından yalnızca 10 kişinin açıklamaya katılmasına izin verdi. Eylem, yine polis bariyerleri önündeydi.

Bu hafta, 1994 yılında gözaltında kaybedilen Ömer Ölker’in dosyası kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklamada, “Devlet ve yetkili organlar görevlerini yerine getirmiyor. Bu dosyada da adalete erişim hakkımız engelleniyor” denildi.

Aile adına okunan mektupta, Ölker ailesinin 31 yıldır hakikat ve adalet arayışında olduğu vurgulandı. Kardeşi Süleyman Ölker’in kaleme aldığı mektup şöyle:

“Henüz 25 yaşındaki abim Ömer Ölker, 15 Nisan 1994 günü Şırnak şehir merkezinden kaçırıldı. Üç gün boyunca aradık, sonunda cansız bedenine ulaştık. Vücudunda çok sayıda darp izi vardı. Kafasından bir kurşunla vurulmuştu. 31 yıldır her gün aynı acıyı tekrar yaşıyoruz. Anayasa Mahkemesi’ne kadar gittik ama sonuç alamadık. Zaman dolmuş, adalet beklemeyin diyorlar. Ama biz sadece hakikati bilmek ve faillerin bulunmasını istiyoruz. İnsan haklarına dayanarak devletten adalet bekliyoruz.”

ÖMER ÖLKER NASIL KAYBEDİLDİ?

Ömer Ölker, 25 yaşındaydı ve iki çocuk babasıydı. Şırnak’ın Silopi ilçesinde yaşıyor; hem Türkiye Posta İşletmeleri’nde geçici işçi olarak çalışıyor, hem de berber dükkânı işletiyordu. 5-6 Mart 1994’te Tekel Pazarlama ve Dağıtım Müessesesi’nin personel alım sınavına girmişti ve sınav sonucunu bekliyordu.

15 Nisan 1994’te, berber dükkânına malzeme almak için Şırnak’a gitti ve bir daha geri dönmedi. 17 Nisan günü, İdil’in Duru Köyü yakınlarında, Beyhan Tesisleri yanında cansız bedeni bulundu. Kimliği üzerinde yoktu ama cebinde Tekel sınav giriş belgesi vardı. Ölüm sebebinin dış muayene ile “kafasına isabet eden kurşun” olduğu belirtildi. Otopsi yapılmadı. Cesedi, muhtemelen başka bir yerde öldürülüp olay yerine bırakılmıştı. Cesedin getirildiği yol üzerinde üç jandarma kontrol noktası bulunuyordu; kimlik göstermeden bu yoldan geçilmesi mümkün değildi.

JİTEM…

İdil Cumhuriyet Başsavcılığı 1994/66 hazırlık numarasıyla soruşturma başlattı, ancak etkin bir soruşturma yürütülmeden, 11 Haziran 2014’te zaman aşımı gerekçesiyle dosya kapatıldı. Ailenin itirazları sonuçsuz kaldı. Şüpheli olarak dönemin Cizre Jandarma Komutanı Cemal Temizöz ve 6 JİTEM mensubu ismi verildi ancak reddedildi.

Aile, avukatları aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak AYM, başvuruyu süre aşımı gerekçesiyle “diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelemeksizin” reddetti. Aile, iç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Cumartesi Anneleri, 1046. haftalarında bir kez daha yineledi: “Kaç yıl geçerse geçsin, Ömer Ölker için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com