Birgün yazarı Berkant Gültekin, Erdoğan'ın 'yumuşama' açıklamalarının zaman kazanma amaçlı olduğunu belirterek, "Çünkü Türkiye’de ne demokratik anayasa yapılabilir ne de tek adam yönetimi altında ferah bir atmosfere doğru gidilebilir. Erdoğan ardında sakladığı sopasını günü geldiğinde çıkaracaktır." dedi.
BirGün gazetesi yazarı Berkant Gültekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yumuşama’ söyleminin geçici olduğunu düşünüyor. Gültekin, “Erdoğan istiyor ki ekonomiyi düzeltip siyasi gücünü taarruz edebilir düzeye getirene kadar kendisi fazla hırpalanmasın; muhalefet de Saray’ın çizdiği oyun alanının dışına çıkıp tansiyonu yükseltmesin. Türkiye’nin acil sorunlarını gözlerden, akıllardan ve dillerden ırak tutmak Saray’ın işine geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Gültekin, Özgür Özel’in iktidara talep taşımasının yerel seçimlerin bir sonucu olduğunu belirterek, “Aynı zamanda kutuplaştırmaya son verme çabasının ve bu çabanın şekillendireceği siyasi dilin, CHP’nin muhafazakâr taban nezdindeki meşruiyetini artıracağını düşünüyor” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın neden şimdi ‘yumuşama’ mesajları verdiğiyle ilgili Gültekin, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Öncelikle Erdoğan’ın elinde nasıl bir siyasi bakiye var ona bakalım: Yerel seçim mağlubiyeti, ilk kez ikinci parti konumuna gerileme sendromu, partisinin kaybolmaya yüz tutan toplumsal karşılığı, baş aşağı giden ekonomi ve yurttaşın her gün derinleşen geçim sıkıntısı… Erdoğan bugünlerde en fazla, durumu nasıl toparlayabileceğine kafa yoruyor. Bunun için koltuk değneklerine ihtiyacı olduğunu biliyor. Artık, geçen yıl seçimi kazanmak için devreye aldığı ekonomi programını uygulayamıyor çünkü deniz bitti, iktisadi kaynaklar tükendi. Seçim rüşvetleri kısa süreli göz boyama taktiğiydi, sürekliliği olmayacağı belliydi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
İktidar ekonomiyi toparlamanın tek yolunun dışarıdan gelecek sıcak para ve iç talebi boğmak olduğuna inanıyor. Mehmet Şimşek’in dümenin başına getirilmesi de bu yüzdendi. Tabii bu plan “Gelin bize yatırım yapın” deyince çalışmıyor. Batılı kapitalistlerden döviz almak için, ülke içinde “uygun” koşulların oluştuğuna onları inandırabilmeniz gerekir. Üstelik Türkiye’de uygulanan kemer sıkma politikalarının da önümüzdeki süreçte toplumsal huzursuzluğu artıracağı aşikâr. Yılbaşından bu yana fiyatlardaki yükselişe, hayat pahalılığının katlanılmaz boyutlara ulaşmasına rağmen asgari ücrete temmuzda zam yapılmayacağı anlaşılıyor. Sefalete mahkûm edilen ve adeta gözden çıkarılan emeklilerin durumu da malum.
İşte Erdoğan’ın dilinden dökülen “yumuşama” tam da buraya oturuyor. Erdoğan istiyor ki ekonomiyi düzeltip siyasi gücünü taarruz edebilir düzeye getirene kadar kendisi fazla hırpalanmasın; muhalefet de Saray’ın çizdiği oyun alanının dışına çıkıp tansiyonu yükseltmesin. Görüşülsün, müzakere edilsin, karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunulsun ama halkın tepkisi sokağa taşmasın, emekçiler grev dalgası başlatmasın, örgütlü bir halk muhalefeti büyüyüp serpilmesin… Bunun için ortaya “yumuşama” ve “anayasa” gündemlerini atıyor. Türkiye’nin acil sorunlarını gözlerden, akıllardan ve dillerden ırak tutmak Saray’ın işine geliyor.”
Erdoğan’ın yumuşama söylemi üzerinde partisinin bir kanadı ile MHP lideri Bahçeli’nin onay vermediğine işaret eden Gültekin, CHP yönetiminin AKP’den oy geçişi için iktidarla ilişki kurmak gerektiği düşüncesini kabul gördüğünü vurguladı.
İktidarı yumuşama iklimi oluşturma söyleminin zaman kazanma amaçlı olduğunu vurgulayan Gültekin, ” Şimşek programı beklenen getiriyi sağlayabilirse, vitesi tekrar yükseltmesi muhtemel. Erdoğan için Şimşek de bir enstrüman, zira onun gözetiminde izlenen IMF programıyla başarılı bir seçim kampanyası yürütme şansı zayıf.
Dolayısıyla CHP’nin kendi planını, “yumuşamaya” odaklanarak değil yine sert bir kutuplaşma ortamına göre yapması gerekebilir. Çünkü Türkiye’de ne demokratik anayasa yapılabilir ne de tek adam yönetimi altında ferah bir atmosfere doğru gidilebilir. Erdoğan ardında sakladığı sopasını günü geldiğinde çıkaracaktır.” dedi.