‘Bir gün Selahattin Demirtaş olarak bu ülkeyi halkın desteğiyle ben yöneteceğim’

Selahattin Demirtaş: "Bugün cezaevinde konuşuyorum, yarın bakarsınız iktidardan konuşurum. İddialıyım. Bir gün Selahattin Demirtaş olarak bu ülkeyi halkın desteğiyle ben yöneteceğim. İntikamcı olmayacağız. Bana bugün ceza verirseniz peynire, domatese biraz daha zam yapmış olacaksınız. Hukuka güveni biraz daha azaltacaksınız."

  • ü
  • 19 Temmuz 2024
  • ü
  • Gündem

Selahattin Demirtaş’ın 2015-2017 yılları arasında Diyarbakır, Mardin, Ankara ve Mersin’de yaptığı konuşmalar nedeniyle hakkında açılan davanın karar duruşması Mersin’de başladı.

Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu El-Nusra, IŞID, Ahrar ul Şam gibi örgütlere maddi ve manevi yardım yapmak, lojistik destek, silah ve para yardımında bulunmak ve Türkiye’de 2014-2016 yılları arasında meydana gelen olaylardan sorumlu tutmakla itham etti.

Demirtaş hakkında TCK 301 kapsamında “cumhurbaşkanlığına hakaret” ve “hükümet ve devlet organlarını alenen aşağılama” suçlamalarıyla açılan 10 dosya birleştirildi. Davanın karar duruşması, Mersin 14’ncü Asliye Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı.

Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Demirtaş, burada savunma yaptı. “Devleti aşağılama” suçlamasıyla yargılanan Demirtaş, “Türkiye Cumhuriyeti dahil dünyanın bütün devletleri katildir, kan üzerine kurulur, kutsal değildir. Devletler toplumun özgürlüklerini kısıtlayarak var olmuşlardır. Devlet rıza üzerine kurulmamıştır, devlet kutsal değildir, Türk devleti niye kutsal olsun? Ben bunu söylediğim için hangi devletin neresi incindi. Devlet tüzel kişiliktir, tüzel kişiliğe hakaret mi olur?” dedi.

‘BEN BU KONUŞMAYI YAPTIĞIMDA TAYBET İNAN’IN 7 GÜN CENAZI DIŞARDA KALDI’

“Bu ülkede cumhurbaşkanı, başbakandan başka eleştirilerimizi kime söyleyeceğiz, söyleyince hakaret oluyor” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Ben bu konuşmaları yaptığım sırada, Cizreli Cemile Çakır’ın cenazesi buzdolabı içinde bekletildi. Cenazesinin gömülmesine izin verilmedi. Cemile Çakır günlerce bu buzdolabında, ailesinin gözü önünde defnedilmeyi bekledi, cenazesi kokmasın diye dolaba konuldu. Bu fotoğraf bir kadını öldürdükten sonraki çıplak fotoğrafı. Twitter’da yayınlandı. Bunlar devlet mi, bunlar devlet görevlisi mi? Ben bunları eleştirirken ne diyeyim, ‘3-5 polis’ mi diyeyim, ‘ayıp etmişsiniz çocuklar böyle şeyler paylaşmayın’ mı diyeyim, ne diyeyim? Hangi ahlak, hangi hukuka göre bunu yaptılar, neden sessiz kalayım. Çünkü ben Kürdüm, burada duranlar Türklük sözleşmesini imzalamış olanlardır, farkımız budur. Taybet İnan, 65 yaşında kendi evinin önünde 7 gün cenazesi sokakta kaldı. Ben o konuşmayı yaptığımda 7 gün boyunca Taybet İnan’ın cenazesini almaya çalıştık. Ben bu insanın hakkını savunan Selahattin Demirtaş’ım, budur farkımız. İnsanlık onuru burada 7 gün yattı. Bana 6 yıl değil 60 yıl verin, yine bu insanların haklarını savunacağım. İnsanlık onurunu ben korudum, bin defa karşıma gelse yine korurum, cezadan çekinmem. O konuşmaları durup dururken mi yaptım, insan durup dururken devleti neden eleştirsin. Bakın neler yaşamışız: Bir özel harekatçı bir yatak odasına gitti, spermlerini bir kadının iç çamaşırına sildi fotoğrafını çekip Twitter’da paylaştı. Duvara ‘katliam yaptık, emri senden aldık uzun adam’ yazmışlar. Evlerin duvarına yazmışlar bunu. Kürdün duvarına ‘Türksen övün değilsen itaat et’ yazmışlar. Kim yazmış, devlet yazmış. Ben bu devleti eleştirdim. Ben yargılamaya konu konuşmaları yaparken bunlar yaşanıyordu.”


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Konuşmalarına konu söylemleri gerçekleştirilen görevlilerin tamamının ‘FETÖ’den tutuklandığını iddia eden Demirtaş, “Devlet yapar mıymış böyle bir şey? 15 Temmuzda gördünüz, Meclis’i bombaladılar. Cizre’de bir sivile işkence yapacağına inanmadığın devletin 15 Temmuz’da Meclis’i bombaladığına inandınız. Ben bunların hepsini söyledim, az bile söyledim. Bu Fetullahçılar bunu yaparken başbakan ‘Taş üstende taş, baş üstünde baş bırakmayın’ diyordu. Onlar da durdurmaya çalışmadı. Devlet dediğin böyle mi olur?” diye konuştu.

PEKER’İN SÖZLERİNİ HATIRLATTI

Sedat Peker’in ‘oluk oluk kan akıtacağız’ sözlerini hatırlatan Demirtaş, savunmasına şöyle devam etti:

“Farkımız ne Peker ile Çakıcı ile? Onlar ırkçı faşist, ben Kürdüm. Farkımız bu. Ama problem şu; ben de bu ülkenin vatandaşıyım. Düzeni, sistemi, anayasayı değiştirmek için uğraşan bir siyasetçiyim. Türkiye Cumhuriyeti devletine zarar verecek bir iş yapmadım. Irmakları yabancılara satmadım, dereleri satmadım, zeytinlikleri satmadım. Bunlar devleti koruyor, biz zarar veriyoruz öyle mi? Peker, devletten korku iklimi yaratmak için görev aldığını sonradan itiraf etti. Ben de bunu durdurmak için konuştum 55 yıl ceza aldım.”

BEN KÜRDÜM, TÜRKLÜK SÖZLEŞMESİNİ İMZALAMAK İSTEMİYORUM’

Barış Ünlü’nün ‘Türklük Sözleşmesi’ kitabına atıf yapan Demirtaş “Türklük Sözleşmesini imzalayan herkes devlet için muteberdir. ‘Ben bunu imzalamam’ derseniz vay halinize. Türk bile olsanız fark etmez. Benim de Türk arkadaşlarım var; Türk bakkalım var, Türkçe konuşuyorum, Türkçe yazıyorum, 7 tane Türkçe kitabım var. Türklerle bir sorunum yok. Ben Kürdüm, Türklük Sözleşmesini imzalamak istemiyorum. Ben bu halimle bu ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Bakın bir duvar yazısı: Türk isen övün değilsen, itaat et.. Ben ceza aldığım bu konuşmaları yaparken Cizre’de duvarda bu yazıyordu” diye konuştu.

HAKİM ‘KİTAP OKUMAYIN’, DEMİRTAŞ, ‘SAVUNMA OKUYORUM HİKAYE GİBİ Mİ GELDİ’ DEDİ

Demirtaş savunmasını yaptığı esnada, mahkeme hâkimi “Kitabın ismini verin, okumak isteyen okusun. Buradan kitabı başından sonuna kadar okuyamazsınız” dedi. Demirtaş, söz konusu söyleme karşı, “Ne kitabı, savunma okuyorum savunma. Hikaye gibi mi geldi size?” diye sordu.

Demirtaş’ın savunmasını alkışlayan bir izleyici ise salondan çıkarıldı. Demirtaş’ın savunmasını kitap olarak nitelendiren mahkeme hakimi, Demirtaş’ın savunmasına devam etmesini talep etti. Demirtaş, “Okumuyorum, savunmamı da yapmıyorum. Sözümü kestiniz, hakim benim savunmamı kesti bitiriyorum” dedi.

‘BEDELLİ HAPİS YATIYORUZ PARASINI SİZ ÖDÜYORSUNUZ’

Savunmasını yarıda kestiğini ve son sözlerini söylediğini belirten Demirtaş, “Biz tutuklandığımızda dolar kuru 3.13’dü, bugün 30’larda. Hukukun katledilmesinin faturasını insanlar dolar kuru ve enflasyon ile ödedi. Hukukun üstünlüğü ekonomi ile ilişkilidir. Bizi hapiste tutabilmek için yapılan hukuksuzluğun faturasını toplum ödüyor. Dolar yükseliyor, enflasyon yükseliyor. Ekonomiyi, iktidarın aparatına dönüşen yargı çökertti. Demirtaş ve Kavala hapiste kalabilsin diye emekliler her ay 22 bin TL ödüyor. Memurlar bir maaş ödüyor. Tabiri caizse bedelli hapis yatıyoruz, parasını da siz ödüyorsunuz. Neden? Bu iktidar kalabilsin diye. Bugün cezaevinde konuşuyorum, yarın bakarsınız iktidardan konuşurum. İddialıyım. Bir gün Selahattin Demirtaş olarak bu ülkeyi halkın desteğiyle ben yöneteceğim. İntikamcı olmayacağız. Bana bugün ceza verirseniz peynire, domatese biraz daha zam yapmış olacaksınız. Hukuka güveni biraz daha azaltacaksınız.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com