BioNTech'in kurucuları, Özlem Türeci and Uğur Şahin (Fotoğraf: Bernd von Jutrczenka / POOL / AFP)
Prof. Dr. Uğur Şahin ile eşi Prof. Özlem Türeci’nin kurucu ortağı olduğu Almanya merkezli biyoteknoloji firması BioNTech, Tübingen merkezli rakibi Curevac’ı satın almak için harekete geçti. BioNTech, Curevac’ın tüm hisselerini devralmayı hedeflediğini ve bu doğrultuda bir teklif sunduğunu açıkladı.
Şirketten yapılan açıklamada, satın almanın tamamlanmasıyla birlikte kanser tedavileri alanında mRNA temelli bilgi birikiminin güçlendirilmesinin amaçlandığı belirtildi. Satış işleminin büyüklüğü yaklaşık 1,25 milyar ABD doları (yaklaşık 1,08 milyar euro) olarak öngörülüyor. Taraflar, sürecin 2025 sonuna kadar tamamlanmasını bekliyor.
BioNTech, her Curevac hissesi karşılığında kendi hisselerinden Amerikan depo sertifikaları (ADS) teklif edecek. Her bir Curevac hissesi için yaklaşık 5,46 dolar değer biçildi. İşlem sonrası Curevac hissedarlarının BioNTech’te yüzde 4 ila 6 pay sahibi olması öngörülüyor. İki şirket de New York merkezli ABD borsası Nasdaq’a kayıtlı.
BioNTech, Curevac’ın hisselerinin yüzde 36,76’sını elinde bulunduran yatırımcılarla anlaşma sağlandığını duyurdu. Bu yatırımcılar arasında SAP’nin kurucularından Dietmar Hopp’un biyoteknoloji yatırımı Dievini Holding de yer alıyor. Alman hükümetinin de satın alma işlemine olumlu yaklaştığı ifade edilirken Curevac’ın yüzde 13,32’sine sahip olan devlet destekli yatırım kredileri kuruluşu Kreditanstalt für Wiederaufbau’nun da sürece destek vermesi bekleniyor.
Covid-19 salgını döneminde Pfizer ile birlikte geliştirdiği mRNA tabanlı aşıyla dünya çapında tanınan BioNTech, son yıllarda özellikle kanser tedavilerine odaklanmış durumda. Şirket, rahim ağzı kanserine yönelik yeni nesil bir kemoterapi yöntemi için 2025 sonunda ABD’de ruhsat başvurusu yapmayı planlıyor.
Bu tedavi türünde, kemoterapi ilaçları antikorlar aracılığıyla doğrudan kanser hücrelerine yönlendirilerek daha etkili ve hedefli bir tedavi amaçlanıyor. Şirketin diğer önemli ayağı ise mRNA teknolojisi. Covid-19 aşıları ile bilinirlik kazanan bu teknoloji, hücrelerin protein üretim talimatlarını temel alıyor.
Curevac da uzun yıllardır mRNA teknolojisi üzerine çalışmalar yürütüyor. Pandemi sürecinde geliştirdiği ilk Covid-19 aşısı yeterli etkiyi gösteremediği için ruhsat başvurusunu geri çeken şirket, ardından BioNTech ile patent ihtilafları yaşamıştı. Son dönemde personel sayısında azaltıma giden Curevac, yeniden Ar-Ge faaliyetlerine odaklanma kararı almıştı.
Curevac CEO’su Alexander Zehnder, “Bu işlem benim için yalnızca ticari bir adım değil. İki şirket, 20 yılı aşkın süredir benzer hedefler doğrultusunda farklı yaklaşımlarla ilerledi. Artık bu çabaları tek bir çatı altında birleştiriyoruz” dedi. Zehnder, Tübingen’deki araştırma-geliştirme merkezinin faaliyetlerine devam edeceğini vurguladı.
BioNTech’in Curevac hamlesi, kısa süre önce duyurduğu başka bir milyar dolarlık anlaşmanın hemen ardından geldi. Şirket, ABD’li ilaç devi Bristol Myers Squibb ile BNT327 adlı kanser ilacı adayının geliştirilmesi konusunda iş birliği yapacak.