8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için kadınlar Kadıköy’de bir araya geldi. Süreyya Operası önünde ve Boğa Heykeli’nde buluşan kadınlar, Rıhtım’a yürüdü. Kadınlar yürüyüş esnasında, “Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması” sloganları attı.
Alana doğru süren yürüyüşlerde en az 9 kadının gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı. Gözaltılara tepki gösteren kadınlar miting alanında, “Gözaltılar serbest bırakılana kadar mücadeleye devam!” dedi.
Sahneden yapılan anonsta gözaltıların nedeninin Trans Pride adına yapılan konuşma olduğu ifade edildi, kadınlar “Nefrete inat, yaşasın hayat” sloganları attı.
İlk olarak Barış Annesi Rewşan Döner konuştu. Ardından katledilen Muhterem Evcil’in ablası Çiğdem Kuzey konuştu. Ardından LGBTİ’lerin maruz kaldığı baskı ve şiddete ilişkin Trans Pride adına söz alan Defne; alana gökkuşağı sembollü hiçbir şeyin alınmadığını söyleyerek “Yıllardır LGBTİ+ varoluşunuza karşı savaş altında olan, Bornova Sokak’ta, Bayram Sokak’ta trans kadınları yerinden iktidar bugün de bizi hedef göstermeye devam ediyor” dedi. Açıklamaya devam edilirken polis müdahale ederek konuşmayı böldü ve gökkuşağı bayrağının açılmasına engel olmaya çalıştı. Ardından tutuklu kadınların mektupları okundu.
Bakırköy Cezaevinde tutulan Ece Yıldız Karabacak, Özlem Feza Sezer Bayram, Aynur Cengiz, Ayşe Bengi Çelik, Dilek Pos, Kardelen Taş, Melek Kızılca Ok, Şengül Erdoğan, Ayşe Panuş, İlknur Menengeç, Elif Akgül, Zeyfu Fakir, Alya Akkuş, Esengül Demir, Pınar Aydınlar, Saime Oğuzhan, Sema Barbaros, Semiha Şahin, Berfin Azdal’ın mektubu ise şöyle:
“Kadınların eşitlik mücadelesinin gözbebeği, yolumuza ışık tutan günümüz: 8 Mart. Dünyanın pek çok ülkesinde mücadele edenler bugün farklı dillerde ama aynı taleplerle, aynı tonlarda atıyor sloganlarını: Eşitlik, Özgürlük, Barış! Hepimize rehber bir yol arkadaşlığını tarihler boyu bize taşıyan, 8 Mart’ı yaratan ve bugünlere getiren kadınlara selam olsun. Bugün fabrikalarda, iş yerlerinde güvencesizliğe karşı emeğine sahip çıkan, deresine, nehrine, yaşam alanlarında talana, yıkıma karşı duran, cinayetlere ve şiddete karşı soluksuz mücadele eden, barbarlığa, savaşa ‘hayır’ diyen kadınlar, sizinle güçlüyüz.
Bugün yüzlerceniz alanları, Kadıköy sokaklarını doldururken bizler diğer yıllardan farklı olarak cezaevinden sesleniyoruz size. Bunun tesadüf olduğunu düşünmüyoruz. Yan yana olmamız bu yıl bilerek ve isteyerek engellendi. Kadın cinayetlerine, şiddete, emek sömürüsüne ve savaşa karşı sesimiz daha güçlü çıkmasın diye kadınlar hedef alındı, kadın mücadelemiz bu davada yargılandı, yargılanıyor: Çoğumuzun dosyasında kadın platformları, meclisleri, kurultayları var. Bunlar boşuna yazılmadı.
Kadınların eşit ve özgür bir yarını kurmak için direnci, umudu, coşkusu, ısrarı, çabası biliniyor ve engellenmek isteniyor. Farkındayız. Bu farkındalıkla öfkeliyiz. Ama sevgili kadınlar emin olun öfkemiz mücadeleye, öfkemiz dayanışmaya dönüşüyor”
Silivri’de tutulan Tanya Kara ise mektubunda şöyle yazdı: “Hapishanelerde, sokaklarda, meydanlarda, üniversitelerde direnen, mücadele eden, erkek egemenliğe karşı isyanı yükselten kadınlar olarak son derece dirençliyiz. Kadın düşmanı faşist rejimin bütün saldırılarının odağında biz kadınlar varız. Haklarımıza, hayatlarımıza, bedenlerimize, özgürlüğümüze karşı her saldırıya direnerek yanıt veriyoruz.
Çünkü tarihin her kesitinde kadınlar büyük mücadeleler ve direnişlerle yolu açtı. Kadın özgürlük mücadelemizin önderlerinden Rosa Luxemburg’un ‘Vardık, varız, var olacağız!’ sözündeki isyan ve mücadele kararlılığı buluşturdu bizleri.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
2025 yılını ‘aile yılı’ ilan edenlere, LGBTİ+’ların varlığına tahammül edemeyenlere, kadın cinayetlerini meşrulaştıranlara, işçi ve emekçi kadınların emeğini sömürenlere karşı örgütlü mücadelemiz var! Kadın isyanımız var!”