Beyin göçü ile Türkiye’yi terk eden gençler, Köln’de İmamoğlu eyleminde buluştu

Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması, Almanya'da yaşayan Türkler tarafından da protesto edildi. Köln'de düzenlenen mitingde çoğunluğu, Türkiye'de bir gelecek göremedikleri için Almanya'ya gelen öğrenciler ve gençler oluşturdu.

Almanya'nın Köln kentinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek için vatandaşlar bir araya geldi. (Fotoğraflar: Selahattin Sevi)

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması Avrupa’da yaşayan Türkleri harekete geçirdi. Türkiye kökenli vatandaşlar “Ekrem İmamoğlu’na Özgürlük” ve “Adalet” talebiyle Almanya’nın Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin Köln kentinde bir araya geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Sol Parti’nin Avrupa şubaleriyle çeşitli sivil toplum kuruluşlarının öncülük ettiği protesto gösterisi yaklaşık 1000 kişinin katılımıyla ünlü Heumarkt Meydanı’nda gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en önemli siyasi rakibi olarak gördüğü İmamoğlu’nu saf dışı bırakmak için yargı ve kolluk kuvveti yoluyla kurduğu baskıya karşı ellerinde pankartlarla Köln sokaklarını dolduran vatandaşlar, Türkiye’de yaşananları “siyasi darbe” olarak gördüklerini belirtiyor. En dikkat çekici olanlarından biri ise, “Toma yok, biber gazı yok, plastik mermi yok; aynı tadı vermese de her yer İstanbul” ifadelerinin yer aldığı pankarttı.

Köln’deki gösteride birçok göstericinin yanında getirdiği protesto afişlerinde Gezi direnişine gönderme yapılması dikkati çekti. Türkçe, Almanca ve İngilizce yazıların yer aldığı pankartlarda “direniş” çağrısı yapıldı. Pankartlarda, “Saraçhane Ruhu Köln’de”, “Terörist Değil Halkız”, “Ay ‘Tek Adam’la Ömür Mü Geçer”,  “Orada Bir Ülke Var Uzakta, Yedirmeyiz”, “Yolsuzlukla Gelen Devrimle Gider” ve “Amcalara Diplomanı Göster”

ÇİKOLATA ALIRKEN DÜŞÜNDÜĞÜM BİR ÜLKEDE KALAMAZDIM

Köln’deki protesto eylemine katılanlar arasında beyin göçüyle gelen ve Almanya’da yeni bir yaşam kurmaya çalışan gençlerin çok olması dikkati çekti. Türkiye’den uzak yaşamalarına rağmen çoğunun ismini vermek istememesi dikkati çekiyor.

Marmara Ünivetsitesi İşletme Fakültesi mezunu olan ve soyadını vermek istemeyen Esra, Erasmus öğrencisi olarak geldiği ülkede kalmayı tercih ettiğini belirtiyor. Almanya’da yaşarken Türkiye’deki politik durumun ne kadar “korkunç” olduğunu daha iyi anladığını söyleyen Esra, hedefinin yüksek lisans yapmak olduğunu ifade ediyor. Tercihlerinde insani durumların daha çok rol oynadığını kaydeden genç öğrenci, bir çikolata bağımlısı olduğunu, Türkiye’de yaşarken basit bir çikolatayı alırken bile düşündüğünü ifade ederek, “Böyle bir ülkede nasıl yaşanır. Bir çocuğun ya da gencin çikolata alırken düşündüğü ve çoğu zaman alamadığı bir ülkede kalamazdım” diyor.

Gezi direnişinde henüz 15 yaşında olduğunu ve annesinin dışarı çıkmasına izin vermediğini belirten Esra, Almanya’da kendini güvende hissettiğini aktarıyor.

YARIN BİZİM DİPLOMALARIMIZI DA İPTAL EDEBİLİRLER

Esra’nın arkadaşı ise Gezi’de Adana’da olduğunu ve çocuk yaşta direndiğini belirterek, “Ben Özlem. Sanatçıyım, klasik müzik enstrümanı çalıyorum. Bir buçuk senedir buradayım. İstanbul Üniversitesi mezunuyum. Bugün İmamoğlu’nun diplomasını alan yarın bizimkini de alır. Bütün üniversite öğrencilerinin diplomaları artık garanti değil. İnsan, dil, din ayırt etmeden tüm haksızlıkların karşısındayız. O nedenle bugün eyleme geldim” şeklinde konuşuyor.

TÜRKİYE BİZE GELECEK GÜVENCESİ VERMİYOR

R.C. ise lise eğitiminin başında doktor olan babası başta olmak üzere ailece Almanya’ya taşındıklarını söylüyor. Liseyi bitirmek üzere olan R.C., “Üniversitede politika okumak istiyorum. Daha iyi ve kaliteli bir eğitim almak için geldik. Ablam da üniversite okumaya geldi. Türkiye biz gençlere bir gelecek güvencesi vermiyordu.” diyor. R.C., Gezi döneminde henüz 8 yaşında olduğunu, politik bilince Almanya’da sahip olduğunu kaydediyor.

Üniversite eğitimi için ailesiyle birlikte gelen R.C.’nin kardeşi, S.C de Siyaset Bilimi okuyor ve Türkiye’de insanlar canları pahasına sokaktayken biz de burada destek olmalıyız.” diyor: “Adalet için buradayız, adalet için susmayacağız. İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını beklememeliydik. Çoktan sokaklara çıkmalıydık. Düşünün, babam doktordu, Erdoğan giderse gitsinler dedi. Babam da alındı ve üzüldü, burada mesleğine devam etmek zorunda kaldı.”

Ö.Y. ise 20 yaşında olduğunu belirterek üniversite eğitimi için Almanya’ya geldiğini söylüyor. “Bir yıl önce geldim. Ortam çok kötüydü. Henüz Almanca kursundayım. Dil bilmeden bir şey yapmak çok zor. Burada kalmak istiyorum. Türkiye daha iyi olsaydı burada kalmak istemezdim.”

ÜLKEMDE BİR ŞEYLER DÜZELMEYİNCE AYRILDIM

E.Ü. ise 12 yıl önceki Gezi eylemlerine katılmış. Ülkede düzelme umudu kalmayınca Amerika’ya gitmiş. Bir Amerikalı ile evlendikten sonra iki çocuğu ve eşiyle Almanya’ya gelmiş. Halen Klinik Psikoloji yüksek lisansı yapıyor. ” Yapılan haksızlıklardan bıktığım için ülkemden ayrıldım, umutsuzluk da vardı. Türkiye’de gelecek görmedim. Ekonomi de kötüye gittiği için ülkeyi terk ettim. Çocuklarımı Türkiye’de büyütmek istiyorum ama bu mümkün değil şu anda” diyor.

S.E. dört yıl önce Almanya’ya gelen bir mimar. Türkiye’de çıkış yolu bulamadığı için ve özgürlükler kısıtlandığı için dört yıl önce Almanya’ya gelmiş. “Hep birlikte olursak bir devrim gerçekleşir. Bu Gezi’deki ağaç meselesi, şimdi de İmamoğlu meselesi değil. Hep birlikte olursak aşamayacağımız hiçbir şey yok. Önümüzdeki kocaman engeli kaldırmalıyız” sözleriyle anlatıyor duygularını.

Mert bu yıl gelmiş Almanya’ya ve üniversitede bilgisayar okuyor. “Okumak için geldim. Türkiye’de şartlar çok kötü. Arkadaşım (aynı zamanda adayı) da makine mühendisi okuyor. Hükümet ülkeyi çok kötü bir yere sürüklüyor, çare bulamadık, geleceğimiz için buraya geldik” sözleriyle özetliyor durumunu.

S.B.E. da İstanbul’dan Almanya’ya okumak için gelmiş. İnformatik’te master yapmayı planlıyor. 9 aydır Almanya’da. Buraya gelmek zorunda kaldığını söylüyor. S.B.E de şunları söyledi: “Enes Kara adlı bir öğrenci, hükümet yeteri kadar yurt yapmadığı için dinci-kinci neslin yurdunda canına kıydı. Onu kardeşim sayıyorum. Diğeri de Gezi’de yitirdiğimiz Ali İsmail Korkmaz. Polis şiddetiyle öldü. Benim için ikisi de kardeş gibi.”

Türkçe şarkılarla ve Kürtçe halaylarla sona eren etkinlikte İmamoğlu’nun sesinden bir klip dinletildi. Meydandakiler, İmamoğlu’nun sık sık dile getirdiği, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganıyla eylemi bitirdi.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com