Adaylıktan çekilip çekilmeyeceği sorulan DEM Parti İBB adayı Meral Danış Beştaş, "Öyle bir durumum yok. Çünkü çekilme durumu olsaydı aday olmazdım" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayı Meral Danış Beştaş, KRT TV canlı yayınında açıklamalarda bulundu.
Beştaş, “Adaylıktan çekilme gibi bir durumunuz var mı?” sorusuna “Öyle bir durumum yok. Çünkü çekilme durumu olsaydı aday olmazdım” yanıtı verdi.
Herhangi bir partiyle gizli anlaşma yapmadıklarını söyleyen Beştaş, “Bütün Türkiye kamuoyuna söylüyorum: Biz yaptığımızı söyleriz, söylediğimizi yaparız. Bizim böyle gizli kapaklı işlerle yolumuz yok. Tabii ki seçmenimize kendinize oy verin diyeceğiz. Bizim temel mottolarımızdandır. Yani gittiğimizde de DEM Partililere kendinize oy verin çağrısı yapacağız. Niye aday olduk? Başkasına oy verin diye çağrı yapacak halimiz yok herhalde” dedi.
CHP’nin Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal’ın “Seçildiğimde belediye kapıları DEM Parti hariç her partiye açık olacak” açıklamasına tepki gösteren Meral Danış Beştaş, “Bütün Türkiye yurttaşlarına soruyorum. Bu durum sadece DEM Parti’yi mi rahatsız etmeli? Bunun adı faşizm. Burcu Hanım ile beraber Grup Başkanvekilliği yaptım. Gayet iyi tanırım. Aylarca koltuklarımız bile yan yanaydı. Kendisini tanırım ama açıkçası bu kadar çok yüzü olduğunu bilmiyordum. Meclis’te birlikte çalışıyoruz. Burcu Hanım’ın bu kadar ileri gidebileceğini düşünmüyordum. Bence özü ortaya çıktı” diye konuştu.
“Bakın Burcu Hanım herhangi biri değil. Bir partide grup başkanvekili olmak özgün bir durumdur, yani ağırlığı vardır o grubu yönetir” diyen Beştaş, “Asla küçümsemek için söylemiyorum, bir ilin milletvekili değil, onun ağırlığını taşıması lazım. Bunun bir izahı yok, bir açıklaması olamaz. Biz tam da siyasetteki bu kutuplaşmayı, bu ırkçılığı, bu faşizmi yenmek için varız. Biz Trabzon’un Diyarbakır’a, Diyarbakır’ın Hakkari’ye, Hakkari’nin Edirne’ye aynı şekilde yaklaşım gösterdiğini bir Türkiye hayal ediyoruz. ‘Afyon’da milliyetçiler daha fazla aman ben bunu söyleyeyim belki kazanırım’ diyor. Bu arada kazanabileceği bir belediye de yok” ifadelerini kullandı.
Aday olurken herhangi bir partiye kazandırma ya da kaybettirme gibi bir hedeflerinin olmadığını dile getiren Meral Danış Beştaş, seçmenin oyuna talip olduklarını vurguladı ve şunları söyledi:
“Biz DEM Parti olarak direniyoruz. Seçime girerek de bir direnç ortaya koyuyoruz. Teslim alamazlar bizi diyoruz. Biz bu nedenle demokratik siyasette ısrar ediyoruz. Bizim kadar bedel ödeyen yok. Aday olarak söylüyorum, biz katiyen buraya geldiğimizde şuna kaybettirelim kazandıralım gibi bir arka planla gelmedik. İkisi rekabet etsin, biz kendi oyumuzu almak istiyoruz. Bundan daha doğal bir siyaset olabilir mi? Bizim derdimiz iktidarla, muhalefetle değil. Biz iktidara karşı bir mücadele yürütüyoruz. Biz kimsenin kaybetmesine sebep olmuyoruz. Onlar kazanıyorlarsa buyursun kazansınlar. Sonuçta ben kendi oyumu almak istiyorum. Başta da söyledim, biz ilelebet bir partiye oy vereceğiz diye bir şey yok. Böyle bir siyaset yürütemeyiz. Biz bunu 2019’da yaptık, 2023’te yaptık. Neticede bu da biraz fazla oldu.”
Kendilerine İstanbul’la ilgili soru gelmediğini belirten Beştaş, “Kimse bize bildirge sormuyor. İşte onunla mı anlaştınız, bununla mı anlaştınız, kime oy kaybettiriyorsunuz gibi sorular soruyor biz de açıklama yapıyoruz. Yoksa biz seçmene gittiğimizde tabii ki bildirgemizi açıklayacağız, İstanbul’a dair öngörülerimizi açıklayacağız ve destek isteyeceğiz” dedi.
“Biz Kürt meselesinin adının konulmasını istiyoruz. Bu ülkede bir Kürt sorunu var. Bu ülkenin dörtte bir nüfusu eşit ve özgür koşullarda yaşamıyor” diyen Beştaş, şöyle devam etti:
“Biz bu sorunun şiddetle, çatışmalarla, ölümlerle çözülemeyeceğini ve demokratik siyasetin çözüm mercii olduğunu söylüyoruz. Bu nedenle parlamentoda bunu her gün konuşuyoruz ve tartışıyoruz. Bu sorunu sadece Türkiye yaşamadı. Dünyada birçok ülkede yaşandı. Neticede müzakereyle, diyalogla, hak ve adalet temelli olarak bu mesele çözülebilir diyoruz. Biz bunu söylerken CHP’ye de söylüyoruz. CHP’ye diyoruz ki, Tanju Özcan gibi, Burcu Köksal gibi dil kurup Kürt meselesini çözemezsiniz. Bu kutuplaşmayı arttırır. Ve Kürtleri sadece seçim dönemlerinde hatırlayarak, sadece seçmen-oy deposu olarak görerek olmaz. Terör meselesi denilip geçilemez.”