Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz'a yönelik saldırı girişimine ilişkin iddianamenin ayrıntılarına göre, asıl azmettiriciler aylardır bulunamıyor.
Ankara’da 1 Nisan’da bir evin kurşunlanması ile ilgili yürütülen soruşturmada, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan ve şu an Yargıtay üyesi olarak görev yapan Şaban Yılmaz’ın hedef alınmak istendiğinin ortaya çıkmasının yankıları sürüyor. Hazırlanan iddianamede, Yılmaz’ı aylarca takip edip suikast hazırlığı yapan çetenin asıl azmettiricilerin bulunamadığı vurgulandı. Tetikçilerin yakalandığı anlatılan iddianamede, üst yapıdakilerin kimliklerini profesyonelce gizlediği ifade edildi.
Gazeteci Timur Soykan’ın BirGün’deki köşesinde aktardığı iddianameye göre, Mersin’de oteli ve ilaç şirketi sahibi olan Muhammed Erin, başsavcıya saldırının talimatını amcasının oğlu olan Abdullah Erin’e vermişti. Batman’da bir kuru temizlemeci dükkanı işleten Abdullah Erin ise yine Batman’da yaşayan ‘Ejder’ lakaplı Ömer Faruk Velioğlu’nda tetikçi bulmasını istedi. Çok sayıda suçtan sabıkası olan ve cezaevinden yeni çıkan Ferhat Durmaz, 500 bin TL karşılığında bu saldırıyı gerçekleştirmeyi kabul etti. Yakalanmaları halinde suçu üstlenmesi için 16 yaşındaki Muhammed Emin Cantürk’ü ayarladılar.
7 Nisan 2024’te tutuklanan ‘Ejdar’ lakaplı Ömer Faruk Velioğlu, ifadesinde, Abdullah Erin ile Ferhat Durmaz’ı buluşturduğunu anlatarak kendisine “Savcı bir işimizi halledeceğini söyledi ama halletmedi” denildiğini ileri sürdü:
“Bir kahvehanede buluştuk. Abdullah Erin, bir işadamının evi ya da aracının kurşunlanacağını söylemişti. Ferhat 500 bin TL istedi. Abdullah Erin, telefonla konuşup geri geldiğinde onay aldığını söyledi. 29 Mart günü Abdullah Erin, hedefin 06 SM ile başlayan araç fotoğrafı gösterdi ve Sarıyer Ferahevler’deki bir adres verdi. Hedefin buradaki akrabasının evinde olacağını söyledi ve fotoğrafını gösterdi. Ben ‘Hayırdır bu araç makam anacına benziyor’ dedim. Aracın makam aracı olduğunu ancak korumasının olmadığını, hedefin savcı olduğunu söyledi. İşin bir para meselesi olduğunu anlattı. ‘Savcı bir işimizi halledeceğini söyledi ama halletmedi’ dedi. ‘Madem hedef savcı, ben yokum’ dedim. Ancak her şeyi bildiğimi artık bu işten çıkamayacağımı söyledi. Muhammet Erin ile görüntülü konuştuk. Para ile konum bilgilerini yarın atacağını söyledi.”
Soykan’ın yazısına göre savcı iddianamede, “suikast ekibinin yakalandığını ancak gerçek azmettiricilerin yakalanmadığını” yazdı. Bu kişilerin yakalanması için ayırma kararı verildiğini ve bu soruşturmanın sürdüğünü belirtti.
Savcı iddianamede tespitleri yaptı:
“Örgütün diğer yönetici ve eyleme iştiraki olan diğer üyeleri bu aşamaya kadar tespit edilemedi. Eylem, Şaban Yılmaz’ın pozisyonu ve yaptığı iş gereği rahatsızlık duyan kesimler tarafından organize edilerek dosyamız şüphelilerine tevdi edildi.
2024 yılı Ocak ayından beri örgütün İstanbul’daki ayağının kimliği belirsiz şüphelilerinin Şaban Yılmaz’ı takip etmeye başladıkları, kaldığı yer, hareket saatleri, geçiş güzergahları, kullandığı araçlar ve hatta resmi araçları dışında aile bireylerinin kullandığı ve geçici dönem İstanbul’a götürülen araç plakalarına varana kadar pek çok hususta keşif ve izleme faaliyetlerinin icra edildiği belirlendi. İlk eylem; çalıntı motosikletler ile İstanbul’da kullanılan araca çapraz ateş açma şeklinde planlandı. Bunun için keşif yapıldı. Ancak dosya kapsamında sebebi tespit edilemeyen ancak Muhammed Erin’in üstü konumunda ve ona talimat veren kişilerce eylemin şekli değiştirildi. Şaban Yılmaz’a yönelik Ankara’da bir eylem yapılmasının talimatı verildi.
Buradaki diğer bir husus olayın alt kısmındaki tetikçi tabir edilen şüphelilerin üst yapıdaki şüphelileri tanımaması, görmemesidir. Gizliliğe büyük önem verilmiştir. İrtibatlarda gizliliğe büyük önem verilmiştir. Böylece diğer kimliği belirsiz üst pozisyondaki şüphelilerin ortaya çıkmasının engellenmesi amaçlanmıştır.”
Savcı 9 şüpheliye örgüt yöneticisi, örgüt üyeliği ve tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlamalarından dava açtı. Asıl azmettiricilerin bulunması için açılan soruşturma devam ediyor.
Şaban Yılmaz, bu suikast girişiminden 5 ay sonra İstanbul Başsavcılığı’ndan alınarak Yargıtay Üyesi olarak atanmıştı. Yerine ise Akın Gürlek getirilmişti.