İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın 19 Kasım 2023’te yakalandığını duyurduğu Hırvat uyuşturucu baronu Christijan Palic’in tutuklu bulunduğu sırada, sahte isimler şirketini sattığı ortaya çıktı. Skandalı yazan gazetesi Saymaz, "Vatandaşı için cehenneme çevrilen güzel ülkemiz, uluslararası uyuşturucu baronları için cennetten farksız" dedi.
Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, Hırvat uyuşturucu baronu Christijan Palic’in yakalanması sonrası yaşanan dikkat çekici bir skandalı köşesine taşıdı.
Palic’in tutuklu bulunduğu sırada şirketini sahte kimlikle yönetmeye devam ettiğini kaydeden Saymaz, “Halen Geri Gönderme Merkezi’nde tutuklu bulunan baron, Martin Toplanaj adına düzenlenmiş sahte kimlikle şirketini nasıl satabiliyor?” diye sordu.
Saymaz’ın yazısı şöyle:
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 19 Kasım 2023’te uyuşturucu baronu Christijan Palic’in İstanbul’da yakalandığını X hesabından duyurdu.
Yerlikaya, şunları yazdı:
“Kartel-3 Operasyonuyla Interpol tarafından Mavi Bültenle aranan uluslararası uyuşturucu kartelinin Batı Balkan Kanadı yöneticilerinden Christijan Palic, Beşiktaş’ta yakalandı.”
Yerlikaya’ya göre Palic’in yöneticisi olduğu örgüt Avrupa’daki diğer uyuşturucu kartelleriyle işbirliği yaparak, Güney Amerika’dan kokain temin edilmesine öncülük ediyordu. Güney Amerika’daki suç örgütleriyle bağlantı sağlıyor ve kara para aklıyordu. Palic, bu suçlama çerçevesinde AB ve Brezilya tarafından Mavi Bültenle aranıyordu.
Palic, Türkiye’ye ne zaman gelmişti?
Nasıl oldu da yakalanmamıştı?
Türk vatandaşı mıydı?
Yoksa turist mi?
Yerlikaya’nın açıklaması bu sorulara yanıt vermiyordu. Sanki Palic, Türkiye’ye adımını atar atmaz enselenmişti.
Palic’in maskeli polisler tarafından elleri arkadan kelepçelenmiş halde gözaltına alındığını televizyonda gören Türk ortakları ve avukatları şok geçirmişti.
Nasıl geçirmezler?
Adı Christijan Palic olarak açıklanan baronu ‘Martin Toplanaj’ diye tanıyorlardı. Toplanaj’ı “Türkiye’de yatırım yapan, oturum izni olan, gayrimenkul satın alan, şirketler kuran ve Ziraat Bankası’nda yüklü hesapları bulunan muteber ve saygın bir işadamı” diye biliyorlardı.
Bilmiyorlardı ki…
Martin Toplanaj, Palic’in Türkiye’ye girerken kullandığı sahte pasaportundaki adıydı.
İkamet izni müracaat belgesine göre Toplanaj, 22 Nisan 1996 doğumlu.
Kosovalı.
Annesi Preka, babası Marte.
Pasaport numarası: P00560762
Toplanaj, bu sahte kimlikle üç yıl önce Türkiye’ye gelerek, 23 Aralık 2021’de Zorlu Center’den daire satın aldı.
Daire için 13.600.000 TL ödedi.
Geçici ikamet için başvurdu.
Toplanaj’a 24 Ağustos 2022’den 24 Ağustos 2023’e kadar izin verildi.
Toplanaj, 14 Ekim 2022’de Türk vatandaşı olmak için İstanbul Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu.
Vatandaşlık alabilse ‘Mert Yusuf Toplanay’ ismini kullanacaktı.
Bekleme sürecindeydi.
İş hayatına girdi.
Adana’da kurulu bulunan ve 47 ülkeye ihracat yapan ‘CSA Tarım Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin en büyük hissedarı oldu. Ortaklık 27 Aralık 2022’de tescil edildi.
Başlangıçta şüphe çekmedi.
Çünkü paralar Ziraat Bankası, İş Bankası ve Albarakatürk üzerinden transfer ediliyordu.
Haziran 2023’e gelindiğinde, Türk ortağı hesaplarda tutarsızlık sezdi. Satış fiyatları üretim maliyetinin çok altındaydı. Para aklandığından kuşkulandı. Hisselerini 18 Eylül 2023’te Toplanaj’a satarak, ‘CSA’ ismini ve markaları alarak, şirketten ayrıldı.
Toplanaj, şirketin adını ‘Glomar Bitkisel Yağ Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yaparak, yoluna devam etti.
Bir ay sonra gözaltına alındı.
Martin Toplanaj, gerçek adı ile Christijan Palic, Kırklareli Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’ne kondu.
Palic, içeride yatarken…
Toplanaj, dışarıda ticaret hayatına devam etti.
Glomar’ın mallarını bir ay içersinde sattı.
Ardından Glomar’ı 1 Şubat 2024’te 185 milyon TL’ye Hollanda’da ikamet eden Hırvat asıllı Hollanda vatandaşı Stjepan Rako’ya devretti. Toplanaj, yönetim kurulu başkanlığından ayrıldı.
Mavi Bülten ile aranan Palic, nasıl sahte pasaportla ev satın alabilir, oturum izni elde edebilir, vatandaşlığa başvurabilir?
Oturum izni ve vatandaşlık başvurusu için parmak izi alınıyor. Parmak izi alındıktan sonra, arandığı ve sahte pasaport kullandığı ortaya çıkmalıydı.
Gel gör ki Palic, hiçbir engele takılmadan, bir yıllık oturum izni almış ve az kalsın Türk vatandaşlığı hakkı kazanıyormuş.
Bu nasıl mümkün olabiliyor?
Sistemde açık mı var?
Yoksa bazı kamu görevlileri rüşvet karşılığında Palic’e yol mu verdi?
Halen Geri Gönderme Merkezi’nde tutuklu bulunan baron, Martin Toplanaj adına düzenlenmiş sahte kimlikle şirketini nasıl satabiliyor? Palic, yakalandıktan sonra bu sahte adın kullanılmaması gerekmez mi?
Peki, Palic’in şirketini sattığı Stjepan Rako, gerçek bir kişi mi?
Yoksa Palic’in kullandığı sahte kimliklerden biri mi?
En kötü ihtimalle, baronun kendi adamı…
Böyle çıkarsa şaşırmayacağım.
Çünkü yaşadık, gördük.
Dün İçişleri Bakanlığı yetkililerini aradım. Yetkililer Palic’in sınır dışı etme kararına karşı dava açtığıını, işlemin bu yüzden uzadığını söyledi. Palic hakkında İspanya’da bir ton uyuşturucu yakalanmasına ilişkin Kırmızı Büllten çıkarıldığını anlatan yetkililer “Yakın zamanda sınır dışı edilebilir” dedi. Yetkililer mallarına tedbir konmadığı için Palic’in şirketini satabildiğini ifade etti.
Görüyorsunuz…
Vatandaşı için cehenneme çevrilen güzel ülkemiz, uluslararası uyuşturucu baronları için cennetten farksız.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
