DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve fesih çağrısına ilişkin, şunları kaydetti:
“Ankara doğru okumalıdır, iyi okumalıdır. Bu çağrıya verilen destekleri de iyi anlamalıdır. Çünkü bu çağrıya milyonların vermiş olduğu destek aynı zaman bu ülkenin demokratikleşmesini, özgürleşmesini inşallah bu Ramazan ayında beraberinde getirecektir.”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’ın “Umut hakkı bizim mevzuatımızda, kanunlarımızda olan bir konu değil” açıklaması sorulan Bakırhan, şu yanıtı verdi:
“Bu konuda uluslararası mahkemelerin vermiş olduğu kararlar var, AİHM kararı var. Sanırım bu mesele sayın Adalet Bakanı’nı aşan bir meseledir. Uluslararası evrensel kuralları uygulayacaksa umut hakkı diye bir şey de var. Bu bizim icat ettiğimiz, ürettiğimiz bir mesele değil. Çözüm olacaksa, barış olacaksa, yeni ve demokratik bir zemin oluşturulacaksa da umut hakkı, cezaevlerindeki bu kumpas davaları da gözden geçirilmelidir.”
“Bizim muhatabımız kim?” diye soran Bakırhan, “Her gün bir AK Partili yetkili bakana cevap vermek durumunda kalmayalım. Umut hakkı da vardır, umut hakkı bir haktır. Umut hakkı, evrensel hukukun karar verdiği, AİHM’in karar verdiği uluslararası, evrensel bir haktır. Bu süreç yürüyecekse, çözüm olacak umut da olmalı, umut hakkı da olmalıdır. İnsanlar sonsuza kadar cezaevinde mi kalacaklar?” tepkisini gösterdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarına tepki gösteren Bakırhan, “Adalet Bakanı bu sürecin neresindedir, bu cevap bu sürece ne katkı sunuyor? Tecrit yokmuş! Biz inandık mı buna, 4 yıldır sayın Öcalan avukatlarıyla, ailesiyle mi görüştü? Ayıptır! Kimin nerede durduğunu bir zahmet biraz netleştirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yeni süreç hakkında değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, “Bu süreci barışla taçlandırmak için pedal çevirmeye devam etmeliyiz. İlk pedalı sayın Öcalan büyük bir cesaretle, büyük bir sorumlulukla yerine getirdi. Şimdi pedal çevirme sırası iktidarda, devlettedir” dedi.
Bakırhan, şunları söyledi: “Hadi buyurun, çevrilen pedalı devam ettirerek bu ülkeyi barışa, özgürlüğe, huzura kavuşturalım diyoruz. Sayın Öcalan’ın çağrısı üzerine 24 saat bile geçmeden PKK kendini feshetme kararı aldı. Fesih kongresi yapılması ve sürecin en kritik eşiğinin aşılması için güvenli bir ortam lazım. Bu güvenli ortamı sağlayın. Sayın Öcalan’ın kendi partisini kuracağı kongreyi yöneteceği, katılacağı mekanizmayı bir zahmet oluşturun. Bu da pedalı çevirmenin en önemli aşamalarından birisidir.”
Suriye’de yönetimi elinde bulunduran HTŞ ile SDG arasında yapılan anlaşmaya değinen Bakırhan, “Suriye ve Ortadoğu’da önemli gelişmelerin kapısı aralanıyor. Halkların statülerinin tanındığı, demokratik, eşit, adil bir Suriye için bir fırsat ortay açıktı. Suriye’deki anlaşmaya ve Türkiye’deki barış sürecine aslında barış ve demokratik toplum çağrısı damga vurmuştur” dedi.
“Sayın Erdoğan da SDG ile geçici Şam hükümeti arasında yapılan bu anlaşmaya pozitif bir şekilde yansıttığını belirtmişti” diyen Bakırhan, Suriye’de yapılan geçici anayasa bildirgesini şu sözlerle eleştirdi:
“Fakat bu mutabakata atılan imza henüz kurumadan Suriye’de halkların ve inançları görmezden gelen bir geçiş anayasası yürürlüğe girdi. 13 Şubat’ta Suriye Geçici Anayasası açıkladılar. Bu Suriye’yi yeni bir karanlık döneme sürükleme potansiyeline sahip bir girişimdir. Bu geçici anayasa bölgesel barışı zedeleyen bir yaklaşıma sahiptir. 15 gün önce geçici hükümet bir anayasa hazırlık komisyonu kurmuş. 15 gün, maşallah nasıl çalışıyorlar!”
“Böyle bir anayasa olabilir mi?” tepkisini gösteren Bakırhan, “Ülkenin adını da koymuşlar 15 günlük çalışma içerisinde Suriye Arap Cumhuriyeti diye mezhepçi, tekçi, 100 yıldır oranın sorun yaşamasına sebebiyet veren tekçi bir mantıkla Suriye Arap Cumhuriyeti demişler. En başında Suriye Arap Cumhuriyeti dersen Kürtler kendisini neresinde görecek, katlettiğin Aleviler neresinde görecek, Süryaniler, Hristiyanlar, Ezidiler neresinde görecek sorusunu sormaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Meclis Grup Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan’la İmralı’da görüşmek için heyetin başvuruyu yaptığını belirtti.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Bakırhan, Öcalan’ın Newroz’da çağrı yapıp yapmayacağına ilişkin soru üzerine, “(İmralı’ya) Gidilmesi ve oradan bir mesaj getirilmesinin kimseye bir zararı yok. Sürece katkı sunar. Bunu umuyoruz, bekliyoruz” cevabını verdi.