Sosyal medya paylaşımlarının kendini zengin gösterme amaçlı olduğunu söyleyen Bahar Candan, “Hayatım boyunca hiç şirketim olmadı. Evim ve arabam yok. Hesabımda 1-2 milyon para var, ben bir garibanım.” dedi. Mahkeme, Bahar Candan'ın tutukluluk halinin devamını karar verdi.
Sosyal medya fenomenleri Bahar Candan ve Nihal Candan olarak bilinen Gülnihal Çiçek’in yargılandığı davaya devam edildi.
Bugünkü duruşma, sanık Ahmet Yasin Çelik’in savunmasının alınmasıyla başladı.Ardından tutuklu sanık Bahar Candan jandarma eşliğinde mahkeme salonuna getirildi. Bahar ve Nihal Candan kardeşler salonda birbirlerini görünce selamlaştılar. Kardeşi Bahar’a seslenen Nihal Candan, “İyiye gidiyor. Engin Polat çıktı, sen de çıkacaksın.” dedi.
Duruşmada, tutuksuz sanık Nihal Candan’ın kağıt ve kalemle not tuttuğu görüldü.
Bahar Candan’ın, avukatlarına ve Nihal Candan’a, “Ne zaman tahliye olacağım” sorusu üzerine ise Nihal Candan, “Seni çok seviyorum. Nezaket ve sükunet her zaman güçtür.” dedi.
Nihal Candan’ın eski şoförü tutuklu sanık Ali Kara, iddianame kapsamında isnat edilen dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olma suçlarına ilişkin savunma yaptı.
“Nihal Candan’ın şoförlüğünü 2021 yılında yapmaya başladım. 3 ay kadar şoför olarak Nihal Candan’ın yanında çalıştım. Bakkal ve market alışverişlerini de yapıyordum. Pandemiden sonra çalışma saatleri konusunda daha düzenli bir işe girdiğim için yanından ayrıldım.” diyen Kara, “Benim bahsedilen örgüte dair fikrim yok. Daha sonra Onur Apaydın’ın teklifi üzerine boş günlerimde şoför olarak onun yanında çalıştım. Herhangi bir şekilde toplantılara katılmadım. Herhangi bir şekilde kendisine para götürme ve çantacılık yapmadım.” ifadelerini kullandı.
Kara şöyle devam etti:
“Nihal Candan’ın 2021 yılında şoförlüğünü yaparken Onur Apaydın’ı birkaç kez gördüm. Maaşımı Samet Balkanlı veriyordu. Son ayki maaşımı Onur Apaydın verdi. Herhangi bir şekilde TMSF’den araç temini yönünde vaatte bulunmadım. Örgütle hiçbir bağlantım yoktur. Sadece 3-5 gün Onur Apaydın’ın şoförlüğünü yaptım.”
Duruşmada ifade veren tutuklu sanık Bahar Candan, hakkındaki iddiaları reddetti.
Candan şunları söyledi:
“Hakkımdaki iddialar külliyen yalan. Hakkımdaki haberleri duyduğum ilk anda, tüm banka hesaplarımın dökümlerini çıkarıp savcılığa sundum. Dosya kapsamında Burada bulunan insanları tanımıyorum. Benim sosyal çevrem geniştir. Çevremde mağdur hiç kimse olmamıştır.
Ablam Nihal Candan bana Onur Apaydın’ın sevgili olduğunu söyleyince bende onu eniştem olarak benimsedim. Adını da Kaan olarak söyledi. Kaan isimli şahsın suç kaydına da bakmadım. O dönemde ben televizyon çekimleriyle zamanımı geçiriyordum. Kalan süreçte ancak istirahat diyordum. O süreçte Kaan isimli şahsın ne yaptığını takip etmem mümkün değildi. Kaan abiyi tamamen ablam ekseninde tanıyorum. Benim sadece onların özel ilişkileriyle ilgili bilgim vardı. İddia edilen dolandırıcılık suçlarıyla ilgili bilgim yoktu.”
“Ben Etiler’de bulunan restorana gidiyordum ancak iddia edilen olaylar Zeyrinburnu’ndaki şubede gerçekleşmiş. Hayatımda hiç Zeytinburnu’ndaki restorana gitmedim. Bu ortamlarda araç alıp satımıyla ilgili hiçbir konuya şahit olmadım. Ben araba kullanmayı bile bilmiyorum. Ben saf bir kadın değilim. Hukuk fakültesinde burslu okuyorum. 17 yaşından beri çalışıyorum, kariyerime manken olarak başladım. Son 2 senedir bir ajansla anlaşıp sosyal medyadan da para kazanıyorum.
Ablamla birlikte hapse girmem nedeniyle ailem zarar gördü, para kazanamaz oldum. Ben okula gidemez oldum, bulunduğum hapishane ortamında psikolojim tamamen bozuldu. Akıl hastanesinde yattım, ilaçlara bağımlı oldum. Genç yaşta sağlığımı kaybettim. Mağduriyetimin giderilmesini ve tahliyemi talep ediyorum. Özgürlüğümü talep ediyorum.”
Sosyal medyada paylaştığı içeriklerin kendini zengin gösterme amaçlı olduğunu savunan Bahar Candan, “Diğer fenomenlere hava atma amaçlıdır. Bu nedenle belki de mağdurların paralarının bende olmalarını düşünmem nedeniyle kendime çok büyük kötülük ettim. Mağdurların dolandırılmasıyla benim hiçbir ilgim yoktur. Mağdurların iddia ettiği eylemlerdeki harcamalar zaten yüksek miktarda. Nasıl böyle bir dolandırıcılık oluyor. Kaan abi diye tanıdığım kişinin isminin Onur Apaydın olduğunu dosyadan öğrendim. Sosyal medyadan çok para kazanıyorum diye hava atmak ve daha fazla iş alabilmek için 12 milyon kşra ile ilgili bir paylaşım yaptım. Ama hesabımda öyle bir para yoktu. Ben gönül rahatlığıyla hapse girdim ama çıkamadım hala.” diye konuştu.
“Kaan abi bir gün bana, ‘Sen hiç pavyona gittin mi’ dedi. Ben de gitmedim dedim. Annemin gitme demesine rağmen farklılık olacağını düşünerek pavyona gittim. Orada uygulama gereği Kaan abinin verdiği 600 lirayı ben oynayan kadınlara attım. Beni darbeden kişi yargılanıp ceza aldı. Kaan abiyle ilgisi olan bir olay değil bu. Banka yalan söylemez diyorum. Kaan abinin muhasebecisi olduğum iddialarını kabul etmiyorum. Kaan abi ablamla aile kurmak isteyen biriydi. Temiz duyguları vardı. Ben Kaan abiyle sevgili de değilim, bir kuruş yemeğini bile yemedim. Benim bambaşka bir hayatım var. 5 senelik bir ilişkim var, çıkınca evleneceğim. Benim dünyam onlardan çok ayrı. Ablamla bile çok görüşemiyorum. Hayatım boyunca hiç şirketim olmadı. Evim ve arabam yok. Hesabımda 1-2 milyon para var, ben bir garibanım.”
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti tutuklu sanık Ayhan Güldan’ın tahliyesine karar verdi.
Bahar Candan’ın tutukluluk halinin devamını karar verilirken, duruşma diğer sanıkların savunmalarının alınması için 11 Eylül gününe ertelendi.